Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre down sendromlu çocuğun, geriye dönük ötenazi isteminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinde hukuki yarar bulunmamaktadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşkın yapının değeri istinaf sınırının altında kalsa da yıkım halinde taşkın binanın tamamının yıkılacağı yönünde rapor olduğundan istinaf incelemesi yapılmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı eş ölüm tehdidiyle davalı eşin istediği şartlarda anlaşmalı boşanmayı kabul etmek zorunda kaldığından davacı eş için yargılamanın iadesinin koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2024 tarihli kararına göre talep edilen nafakanın talep aşılarak hükmedilmesi durumunda, Yargıtay tarafından düzelterek onama kararı verilerek talep edilen nafaka hüküm altına alınabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibariyle hesaplanan cezaî şartın davalı şirketin ekonomik mahvına neden olmayacağı gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden önce eşin ölmesi durumunda ölen eşin mirasçıları sağ kalan eşin kusurunun tespiti isteyemezler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre evlendikten kısa süre içerisinde karşılıklı ve yoğun şekilde evlilik birliğini sarsan kusurlu davranışlar sergileyen eşlerin birbirlerine karşı tazminat ödememesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre düzenli geliri bulunan eşe evin ihtiyaçları için ek kredi kartının verildiği somut olayda olağan harcamalarına karıştığı yönündeki kusurlu davranış erkek eşe yüklenemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre poliçe kapsamında sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya ait olduğundan davacının sigorta poliçesine dayalı olarak davalı TARSİM’den sigorta tazminatını talep edemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre soybağının tespiti amacıyla kan ve doku örneği vermekten kaçınan davalılar hakkında gerektiğinde yakalama da dâhil olmak üzere tüm zor kullanma tedbirleri uygulanabilir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı vekilinin UETS adresi olsa bile mahkemece fiziki tebligat yapılması halinde yapılan tebligat yok hükmünde olmayıp, usulsüz tebligat hükmündedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre ödeme emrine itiraz alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü süre işlemeye başlamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre MKE, anonim şirkete dönüştürülmesi nedeniyle özel hukuk tüzel kişisi hâline geldiği anlaşıldığından aleyhine açılacak davalarda adli yargı görevlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tam anlamıyla kendi kontrolündeki hesabından oğlunun hesabına, sahte imzayla gerçekleştirilen havale işlemi neticesinde zarara uğradığından banka sorumlu olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Eylül 2024 tarihli kararına göre UYAP ortamına cevap dilekçesi olarak yüklenen dilekçe içeriğinin istinaf dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre mülkiyet iddiasına dayalı yolsuz tescilin iptali istekli davanın, adli yargı yerinde görülmesi gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre sağ kalan eş, intifadan men tarihinden kabul edilen özgüleme davasının kesinleşmesi tarihine kadar ecrimisil ile sorumludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre hâkimin takdir yetkisinde kalan tazminat talepleri yönünden Yargıtayın hükmü hatalı bulması hâlinde miktar bozması yerine hükmü düzelterek onama yetkisi bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Mart 2024 tarihli kararına göre dava konusu aile konutuyla sınırlı olup dava tümüyle kabul edildiği halde, davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı lehine nispi vekâlet ücreti takdir edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Şubat 2024 tarihli kararına göre velâyet hakkına sahip annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebi, çocuğun üstün yararına uygun olduğundan kabul edilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin satış ilanını UYAP evrak işlem kütüğünden okuduğundan bahisle haberdar olunduğunun kabulü mümkün değildir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazın davalı adına tesciline dair karar kesinleştiğinden davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 30 Mayıs 2024 tarihli kararına göre trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında, sürekli iş göremezlik oranının tespitinde bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21 Şubat 2024 tarihli kararına göre avukatın ücrete hak kazanması için uyuşmazlık konusu hukuk dava dosyasına vekaletname sunarak dilekçe vermesi yeterlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 24 Eylül 2024 tarihli kararına göre babalığın hükmen tespitine ilişkin istemde davalının, davacının babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre maddî anlamda eşinin ihtiyaçlarını karşılamama şeklindeki kusurlu davranış, davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davaya dair açılan karşı davanın takası sonucu kalan bakiye tutar üzerinden akdi vekalet ücreti hesaplanmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Haziran 2024 tarihli kararına göre talep halinde yoksulluk nafakasına ÜFE oranları üzerinden yıllık artış oranı belirlenmesi gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 10 Eylül 2024 tarihli kararına göre daha önce ecrimisilin rayice göre belirlendiği dönemle, dava konusu ilk dönem arasında beş yıl geçmesi durumunda kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmayabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda, davacı vekilinin azledildiği mahkemeye bildirilmediğinden azil mahkeme bakımından hüküm ifade etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre tespit raporuna itiraz edilerek alacağın tartışmalı hale getirilmesi ve zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenememesinden dolayı belirsiz alacak davası açılabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tarafça ipoteğin kaldırılması davasından feragat edilmiş olmasından dolayı taahhütnameden de feragat edildiği sonucu çıkarılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre boşanma sebebinin mutlak veya nispi olması hangi tarafın daha fazla kusurlu olduğunu tayin hususunda bir ölçüt değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Mart 2024 tarihli kararına göre boşanma davası açıldıktan sonra bir süre daha tarafların zorunluluktan dolayı aynı evde yaşadıkları anlaşıldığından bu durumun af olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre hükmün infaz kabiliyetini taşımaması ve ilâmın yerine getirilmesi sırasında şüphe ve tereddüt uyandırması durumunda usuli kazanılmış
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Temmuz 2024 tarihli kararına göre Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce hak düşürücü süre dolduğundan davalı yararına maddi anlamda kazanılmış hak doğduktan sonra açılan dava reddedilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre protokolde taraflarca kararlaştırılan oturma hakkının hükümde yazılmaması sadece protokolün kararın eki sayılmasına şeklindeki hüküm nedeniyle tavzih koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 28 Şubat 2024 tarihli kararına göre davacının amacı dışında seraları üretimde kullanmayarak fesih hakkını kullanmaması karşısında gelir kaybını ileri sürmesi, hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre somut olayda, eşin arkadaşı ile birlikte eşini takip ederek eşinin kadınla bir eve birlikte girdiğini görmesi ve tanığın bunu doğrulaması nedeniyle ispatlanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre birden çok hukuki sebebe dayalı açılan tapu iptali ve tescil davalarında hasmın doğru şekilde belirlenebilmesi için her somut olayın özelliğine göre inceleme yapılmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre aleyhine geçit hakkı tesis edilebilecek taşınmaz malikleri açısından objektif olarak en az külfet yüklenecek ve en az zarar görecek olanının tercih edilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 12 Şubat 2024 tarihli kararına göre ülkenin içinde bulunduğu ekonomik olumsuzluklardan hareketle ileri sürülen soyut ve varsayıma dayalı zarar iddiaları hükme esas alınamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kullanım kadastrosu sırasında beyanlar hanesinde kullanıcı olarak gösterilebilecek kişiler, kadastro tespiti sırasında çekişmeli taşınmazı fiilen kullanan kişilerdir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Mart 2024 tarihli kararına göre aile konutu şerhi konulması istemlerinde görevli mahkeme aile mahkemesi, yetkili mahkeme ise davalının ikametgahı mahkemesidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Şubat 2024 tarihli kararına göre kadın eş yargılama sırasında işe girmiş olsa bile boşanma dava tarihinden kesinleşme tarihine kadar tedbir nafakası hükmedilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03 Temmuz 2024 tarihli kararına göre üçüncü kişi vekilin vekâlet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil eden sözleşme ile bağlı sayılmaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre erkeğin kendi işyerinde çalışmaya devam ederken çekilmiş kayıtları, hukuka aykırı elde edilmiş delil niteliğindedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 05 Haziran 2024 tarihli kararına göre davanın açıldığı sırada bulunmayan dava açmaktaki hukuki yarar, ıslah yoluyla yargılama sırasında oluşabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Haziran 2024 tarihli kararına göre kadının müşterek hanede başka bir erkekle birkaç gece kaldığı somut olayda zina iddiası ispatlanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kullanım sırasında davalının sahiplenme amacı taşımadığı, davacıların zilyetliğinin üstün ve korunmaya değer olduğu saptanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre davalıdan kaynaklı bir zarar ispatlanamadığından davalının taşıma sırasında kaybolan emtia yönünden sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre harici satış sözleşmesine dayalı tescil talebinde bulunabilmek için tescil kararı verilmeden önce taşınmaz mülkiyeti üçüncü bir kişiye devredilmiş olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29 Nisan 2024 tarihli kararına göre evlat edinilen küçüğün nüfus kaydındaki anne baba hanesine evlat edinenlerin adının yazılması nüfus müdürlüğünün görevi kapsamındadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Temmuz 2024 tarihli kararına göre kanun yolu aşamasında yürürlüğe giren 3402 sayılı Kanun'un ek madde 6 hükmü karşısında miktar itibarıyla bu karara karşı istinaf kanun yolu açıktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre tahkikata yönelik bozma yapılmadığı halde bu husus nazara alınmadan usuli kazanılmış haklara riayet edilmemesi ve ıslaha geçerlilik tanınması hatalı olmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03 Temmuz 2024 tarihli kararına göre ikrar niteliğinde olan beyanlar karşısında yazılı delile ve yemin deliline gerek olmaksızın inançlı işlem bulunduğu hususu tartışmasız hâle gelmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 10 Haziran 2024 tarihli kararına göre barıştıklarına ilişkin ispat yoksa öncesinde terk edilen müşterek haneye eşlerinden birisinin dönerek bir süre evde kalması af olara
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2024 tarihli kararına göre kızgınlıkla söylendiği belirtilen, sebep ve saiki tam olarak açıklanamayan bir söz kusur olarak kabul edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre gönderilmemesi gereken muhtıra sonucu davacının feragat beyanındaki iradesi mahkeme tarafından yanıltılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre adi yazılı devre mülk sözleşmeleri tapu memurluğu önünde resmî senede eklenmediği ve tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmediği için geçersizdir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 26 Haziran 2024 tarihli kararına göre haciz uygulandığı tarihte taşınmaz borçlu adına kayıtlı olduğundan taşınmaz üzerine satış vaadi şerhinin olması haczin konulmasına engel değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Haziran 2024 tarihli kararına göre bir yerin taşlarının temizlenmiş olması veya o yere inşaat yapılması imar ve ihyanın kabulü için yeterli değildir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 23 Ocak 2024 tarihli kararına göre tahsilde tekerrüre sebep olunmaksızın aynı zarara iki ayrı davada hükmolunması olanaklıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21 Aralık 2023 tarihli kararına göre somut olay açısından teminatın iadesi için yazı yazmasının yeterli olmasına rağmen bundan ısrarla kaçınan hakimin tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 11 Haziran 2024 tarihli kararına göre Avukatlık Kanunu madde 35/A hükmü uyarınca düzenlenen tutanağın ilam niteliğinde kabul edilebilmesi için koşulsuz olması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kullanım kadastrosu sırasında tapunun beyanlar hanesinde gösterilecek kişinin ekonomik amaca uygun zilyetliği değil fiilî kullanım durumu aranmaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre davacının onamı olmaksızın kan ve idrar örneğinden narkotik test bakılıp henüz doğrulama sonuçları gelmeden sonucun işyerine açıklanması manevi tazminatı gerektirir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre elektronik tebligat yapılması gerekirken fiziki olarak tebligat yapılmışsa muhatabın öğrenme tarihini belirtmesi hukukî sonuç doğurmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evlenmenin maddi şartları tarafların milli hukukuna ve şekli şartları ise evliliğin gerçekleştiği ülke hukukuna göre belirlenir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Nisan 2024 tarihli kararına göre terditli talep hakkında değerlendirme yapılmamış ve bir hüküm verilmemiş olması nedeniyle terditli talep yönünden kesin hüküm veya usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre borçluya vade konkordatosu yoluyla da olsa uzun yıllar faizden kurtulmasını sağlayacak biçimde konkordato imkânının tanınmayacağı açıktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Nisan 2024 tarihli kararına göre taraflar arasındaki her iki davada sosyal ve ekonomik durum araştırma tutanağı arasında açık çelişki bulunduğundan yeniden araştırma yapılmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08 Mayıs 2024 tarihli kararına göre çekişme ancak taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası ile çözümlenmesi gerektiğinden, el atmanın önlenmesi ve kâl davası reddedilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03 Haziran 2024 tarihli kararına göre tebligat usulsüz ise borçlu veya vekilinin mahkemeye verdiği dilekçede yanlışlıkla gecikmiş itiraz ibaresini kullanmış olması önemsizdir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 29 Nisan 2024 tarihli kararına göre ecrimisile ilişkin icra takibinde itirazın iptali isteği tamamen ıslahla ecrimisil alacağı davasına dönüştürülebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre açık oransızlığın bulunduğu durumlarda anılan belge ibraname değil ancak makbuz niteliğindedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06 Mayıs 2024 tarihli kararına göre masrafların peşin alındığına ilişkin karinenin aksi yasal delillerle vekil tarafından ispatlanmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kadastro işlemlerinden doğan davalarda kesinlik sınırının tespitinde taşınmazın parasal değerinin herhangi bir önemi bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evlendikleri zaman çocuğun nüfusuyla ilgili bir sorunun kalmayacağını beyan eden erkek bu aldatıcı davranışlarıyla babalık davası açılmasını engellemiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2024 tarihli kararına göre usulüne uygun olarak verilen kesin süreye rağmen tanıklarını bildirmeyen ve sonraki ilk celsede de hazır etmeyen tarafın tanıkları dinlenemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 29 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda aile konutu şerhi konulmasının ancak yargılama yolu ile mümkün olabileceği nazara alındığında davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 28 Mayıs 2024 tarihli kararına göre adresin sanal ofis adresi olduğu iddiası, tüzel kişilere uygulanacak tebligat usulüne ilişkin hükümler çerçevesinde sonuç doğurmaz.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 20 Şubat 2024 tarihli kararına göre yargılama sırasında ecrimisil dava haklarının saklı tutulmasından söz edilmesi intifadan men koşulunu gerçekleştiremez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli kararına göre alacaklıların talep tarihinden sonra, borçlunun elektronik tebliğ adresini aktif hale getirmesinden doğacak sorumluluğun borçluya ait olacağının kabulü gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre taşınmazın bir kısmının kafeterya olarak kullanılması taşınmazın aile konutu vasfını değiştirmez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 01 Temmuz 2024 tarihli kararına göre ihaleye konu taşınmaz tapu kaydında lehine aile konutu şerhi bulunan şikayetçiye satış ilanının tebliğ edilmemesi ihalenin feshi sebebidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 15 Mayıs 2024 tarihli kararına göre somut olay açısından tırnakla yaralama eylemi nedeniyle boşanmaya sebep olan olaylarda az da olsa kadın eşin kusurlu olduğunun kabul edilmesi hatalı olmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 06 Mayıs 2024 tarihli kararına göre sözleşmedeki cezai şart, gecikme zammı niteliğinde olup bu cezai şarta faiz işletilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 02 Mayıs 2024 tarihli kararına göre evin ihtiyaçlarını karşılamayıp faturaları ödemeyen, okul ihtiyaçlarına yeterli katkıyı sunmayan ve kadın eşin kredi çekmesine sebep olan erkek eş kusurludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asıl alacağa bağlı olan ve asıl alacağın fer'îsi niteliğindeki faiz başlangıç tarihi yönünden kesinlik sınırı, kabul edilen miktar üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02 Nisan 2024 tarihli kararına göre müterafik kusur indirimi, hakkaniyet indirimi olmadığından mahkemece kusur indirimi yapılması durumunda kısmen kabule ilişkin vekâlet ücreti hesaplanmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Nisan 2024 tarihli kararına göre örnek no 2 icra emrinde alacak faiziyle istenmişse de örnek no 4-5 icra emrinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla istendiğinden mükerrer talep bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde açıkça Türk Lirası cinsinden talepte bulunan davacı, bu tercihinden dönerek ıslah dilekçesi vererek yabancı para üzerinden tahsil isteyemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Nisan 2024 tarihli kararına göre dosyaya sunulan yazışmaların nasıl elde edildiği net olarak anlaşılamadığından yazışmalar, hukuka aykırı yollarla elde edilmiştir.