Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2025 tarihli kararına göre tahkim şartı sözleşmeden doğan uyuşmazlıklar için geçerli olup temel ilişkiden bağımsız munzam zarar taleplerini kapsamadığından uyuşmazlığın çözümünde genel mahkemeler yetkilidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 21 Nisan 2025 tarihli kararına göre ıslah dilekçesi verilerek boşanma davasının eki niteliğinde olan maddî ve manevî tazminat isteminde bulunulabilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre teknik veriler ve ayrıntılı hesaplamalarla ortaya konulabilecek zararın uzlaşma anında tespit edilmesi mümkün olmadığından araştırma yapılarak bir sonuca varılması gerekmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Mayıs 2025 tarihli kararına göre iş kazası için verilen vekaletnameden kaynaklı vekalet ücreti uyuşmazlıklarında, genel mahkemeler görevlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 23 Ocak 2025 tarihli kararına göre tarafın gerekçeli kararın kendisine tebliğinden önce kararı süre tutum dilekçesi adıyla istinaf ettiğini belirtir dilekçe sunması, istinaf iradesini açıkça ortaya koymaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16 Ocak 2025 tarihli kararına göre uzun süreli olarak erkeğin bilgi ve rızası dışında aile konutundan ayrılmak erkek eş için evliliğin temelinden sarsılması sebebi olamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28 Mayıs 2025 tarihli kararına göre takibe itiraz edilmesine rağmen kesinleşmemiş bir takipte haczin kabul edilerek takibin durması yerine borçlunun hacizle karşı karşıya kalması manevî tazminatı gerektirir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre davacı tarafın kira sözleşmesine TMK 194/4 hükmüne göre taraf olma imkanı varken, ev sahibine açtığı taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine ilişkin davada hukukî yararı yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Şubat 2025 tarihli kararına göre yıkım isteklerinde tüm paydaşların davada yer alması gerekirse de somut olayda taraflar dışında diğer mâliklerin hak iddiası bulunmadığından davaya dâhil edilmelerine gerek yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Şubat 2025 tarihli kararına göre tazminat miktarı belirlenerek bu miktara dava konusu poliçede yer alan KDV klozundaki koşullar çerçevesinde KDV bedelinin dâhil edilip edilemeyeceğine dair inceleme yapılmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 21 Ocak 2025 tarihli kararına göre kendisi de yoksul olan ve çalışacak durumda bulunmayan davalı erkeğin yoksulluk nafakasından sorumlu tutulamayacağı gözetilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre tahkim yargılaması sırasında yürütülen ceza soruşturmasının başlama tarihi ve kapsamı ile davacının kusurunun bulunmadığı gözetilip zamanaşımı def'inin reddine karar verilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre devletin sorumluluğu için salt tapu sicilinin veya tapu kütüğünün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemlerinin hatalı olması yeterli değildir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 23 Aralık 2024 tarihli kararına göre meme küçültme sonrası memelerin hastanın bedenine göre büyük bırakılması ve göbek yağlarının alınması sonrasında oluşan izler nedeniyle tazminata karar verilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19 Şubat 2025 tarihli kararına göre Adli Tıp Kurumu 2. Üst Kurulundan sözü edilen kurul raporları arasındaki farklılığa ilişkin çelişkileri giderici ve açıklayıcı rapor alınmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre taşınmazın baştan beri tescil harici bırakılan kısımda kaldığı belirlendiği taktirde hasımdaki bu eksikliğin haklı bir yanılma olarak kabul edilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Nisan 2025 tarihli kararına göre murisin silah ruhsatı almış olması, spor kulübü derneği üyeliklerinin bulunması ve şirket adına işlemler yapması, hisse devir tarihinde fiil ehliyeti bulunduğu anlamına gelmez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 13 Ocak 2025 tarihli kararına göre sonraki dönemler için ecrimisil değeri, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16 Nisan 2025 tarihli kararına göre iş saatleri dışında davalı şirket çalışanlarının otelde kaldıkları dönemde işin yapılması ile ilgili olmayan zaman diliminde gerçekleştirdiği fiillerden davalı sorumlu tutulamaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre özel yetki ile dava açma ve takip yetkisi bulunmayan vekilin açtığı dava usulüne uygun açılmadığı gibi özel yetki eksikliğinin de eş öldüğü için giderilemeyeceği anlaşılmıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında kişisel ilişki tesis edilirken, aynı yer - farklı yer ayrımı yapılması doğru olmamıştır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2025 tarihli kararına göre 06 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen depremde DASK tarafından muafiyet düşüldükten sonra kalan sigorta bedelinin tamamı davacıya ödendiğinden DASK’ın sorumluluğu bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Mart 2025 tarihli kararına göre tedbir kararını tapuda infaz ettirmeyen hâkimin hukuki sorumluluğu ancak davacının alacağının tahsili için tüm hukukî yollar tüketildikten sonra belli olacaktır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Mart 2025 tarihli kararına göre dava konusu alacaktan fazla tedbir kararı vermek hâkimin tazminat sorumluluğunu doğurmaz
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2025 tarihli kararına göre hasarlı trafik kazalarında olay yerini terk ile gerekli belgelerin düzenlenmemesi durumunda sigortacı üçüncü kişilere yaptığı ödeme nedeniyle sigortalısına rücu edebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Kasım 2024 tarihli kararına göre eşin haberi olmaksızın, onun bilgisi ve rızası dışında müşterek konuta ses kayıt cihazı yerleştirilmek suretiyle elde edilen ses kayıtları hukuka aykırı delil niteliğindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Mart 2025 tarihli kararına göre oluşan zararın tespit edilmesinde aynı konuya yönelik aynı tarihlerde farklı düzenlemelerin bulunması, genel ilkelerden ayrılınması için bir gerekçe olarak kabul edilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Mart 2025 tarihli kararına göre davacıların desteklerinin sorumluluk riski kapsamında olmayan tam kusuruyla kendi ölümünden kaynaklı destekten yoksun kalma zararlarından sigortacı da sorumlu değildir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre mahkemece depo ettirilen önalım bedelinin her üç ayda oluşan faiz gelirinin ana paraya eklenerek oluşan toplam rakam üzerinden yeniden nemalandırılması gerekir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 07 Kasım 2024 tarihli kararına göre maddi zarardan öncelikle yüzde yirmi oranında hatır taşıması indirimi yapılarak kalan miktardan da davadan önce yapılan ödemenin güncellenmiş halinin düşülmesi gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre eşin parasını kripto paraya bağlama vakıası, günün ekonomik koşulları bağlamında bir yatırım aracı olarak yapılmasından dolayı boşanma açısından eşe kusur olarak yüklenemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre genel sebebe dayalı boşanma davası tamamen ıslahla özel sebebe dayalı boşanma olmadığı takdirde genel sebebe dayalı boşanma davasına dönüştürülebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Mart 2025 tarihli kararına göre bilinen son adrese tebligat yapılmaksızın doğrudan Ticaret Sicil Müdürlüğündeki adrese önce tebliğ çıkartılması ve sonrasında TK 35 hükmüne göre tebligat yapılması hatalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Mart 2025 tarihli kararına göre başka bir sistem veya UETS’ye kayıtlı olmayan bir elektronik adres Tebligat Kanunu anlamında belgelendirme işlevini haiz değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre fiili ayrılık dönemi ve eşler arasında çekişmeli süreç dikkate alındığında tanık beyanlarında kadının bu dönemde sırf taziyeye katılmamasının sebebi açıklanmamıştır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre manevî tazminatın bölünmezliği ilkesi gereği manevî tazminat ıslah ile artırılamaz ise de nafakalar ıslah ile artırılabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 23 Aralık 2024 tarihli kararına göre kadın eş, erkek eşin yazışmalarını hukuka aykırı olarak yaydığı ve haberleşme gizliliğini ihlal etiğinin ispatlandığı anlaşıldığından kadın eş kusurludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre eşin evlilik birliğinden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla evden ayrıldığı ve geri dönmediği sabit olup boşanmaya karar verilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre rücu hakkında davacının mal varlığındaki eksilme, ödeme tarihinde gerçekleştiğinden alacağın tamamına ödeme gününden itibaren faiz işletilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 19 Şubat 2025 tarihli kararına göre vekilin kötüniyetle kanun yoluna başvurduğu gerekçesiyle vekile HMK 329/2 hükmü uyarınca disiplin para cezası verilmesi gerektiği görüşü kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinden kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının, adlî yargıda görülmesi gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre davalı eş davaya cevap süresi dolmadan ve davaya cevap vermeden öldüğüne göre mirasçılar tarafından bildirilen deliller toplanarak yargılama yapılabilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre karşı dava şeklinde açılan davada protokol uyarınca anlaşmalı boşanma talep ederek davasından feragat eden tarafın feragat beyanı, anlaşmalı boşanma olması durumunda geçerlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Şubat 2025 tarihli kararına göre davacının uğradığı zarar miktarı bilirkişi raporuyla belirlenen miktar olduğundan tazminattan yapılacak indirimin de bu miktar üzerinden yapılması gerektiği açıktır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre istinaf kanun yoluna başvurmama belgesinin ve aslı ve onaylı suretinin kararı veren ülke kanunlarına göre bu belgenin kesinleşmeyi gösterir belge olarak kabul edilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre genel kabule göre çalışma hayatı aktif dönemin 60 yaşında sona ereceğinin kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre sorumluluk hükümleri nedeniyle neticeten reçete bedeli kendisi üzerinde kalan eczacı ancak suça konu eylemi gerçekleştiren kişilerden zararının tazmini talep edebilecektir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre adresin, sanal ofis adresi olduğu iddiası, Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılması karşısında sonuç doğurmaz.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre vefat etmiş kişi için vefat tarihi sonrası için de sakatlık tazminatı hesabı yapılarak bu doğrultuda karar verilmesi mümkün değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre sadece 14 ay süren bir evlilik için yaklaşık 150 aya denk gelecek şekilde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması hakkaniyete aykırıdır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararına göre kaza tarihinde askerlik yaptığı değerlendirilen kişinin askerlik boyunca sağlıklı kişilerden daha fazla efor sarfedeceğinden sürekli iş göremezlik tazminatı isteyebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre tazminat miktarlarının Tüketici Hakem Heyetinin parasal sınırı içerisinde bulunması halinde Tüketici Hakem Heyetlerince manevi tazminata da karar verilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre talep edilen zarar miktarı, davalı tarafın vereceği bilgiler ve/veya tahkikat ile tespit edilebilecek nitelikte olduğundan belirsiz alacak davası açılabilir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre asıl - alt işveren sıfatı olmayan zarara şahsi kusuruyla sebep olan üçüncü kişiler için uygulanması gereken zamanaşımı kuralı TBK 72 hükmü düzenlemesidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 10 Aralık 2024 tarihli kararına göre avukatlık ücret sözleşmesi ile vekil ile müvekkil arasındaki uyuşmazlıklar tahkim yoluyla çözülebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre somut olaydaki avukatlık ücret sözleşmesindeki süre şartı, sözleşmeyi geçersiz kılmaz.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre avukat ile müvekkili arasındaki ücret sözleşmesi bir ilâma bağlanmadığı sürece rüçhanlı olarak kabul edilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 08 Mayıs 2024 tarihli kararına göre karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılacak davalar, zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi değildir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre doğrudan kısıtlı borçlu hakkında başlatılan takipte ödeme emrinin vasiye tebliğ edilmesi de sonuca etkili değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre satışın zamanı hakkında hüküm yer almasa da, taşınmazın satışı için makul bir sürenin geçmesinden dolayı davalının satışa yanaşmaması hakkın kötüye kullanılmasıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30 Ekim 2024 tarihli kararına göre erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışının süregelen nitelikte olduğundan uzun yıllardır bu durumun kadın tarafından bilinmesi af kapsamında değerlendirilemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre somut olayda, ceza kanunlarının öngördüğü daha uzun zamanaşımı süresinin, zarar görenin desteğinden yoksun kalan mirasçıları yönünden de uygulanacağı dikkate alınmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20 Kasım 2024 tarihli kararına göre doğum tarihinde mevcut yeni doğan tarama programı uygulamasında özel hastanelerin doğan bebekten topuk kanı alma yükümlülüğünün olup olmadığı Mahkemece araştırılmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre avukatın üzerine aldığı işi özenle yürütme görevi bulunmakta olup davacının bahsedilen davaları uzatmaya yönelik işlemleri Avukatlık Kanunu 34 hükmüne aykırıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre erkeğin ortak konuta gizli kamera yerleştirerek kayıtlarını USB içinde mahkemeye delil olarak sunması, hukuka aykırı delil niteliğindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre daha önce yapılan kamulaştırma işleminin kesinleşen kadastro sonucu tapuya işlendiğinden işbu şerh tapu kaydında terkin edilmediği müddetçe tazminat talep edilemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre down sendromlu çocuğun, geriye dönük ötenazi isteminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinde hukuki yarar bulunmamaktadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşkın yapının değeri istinaf sınırının altında kalsa da yıkım halinde taşkın binanın tamamının yıkılacağı yönünde rapor olduğundan istinaf incelemesi yapılmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı eş ölüm tehdidiyle davalı eşin istediği şartlarda anlaşmalı boşanmayı kabul etmek zorunda kaldığından davacı eş için yargılamanın iadesinin koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2024 tarihli kararına göre talep edilen nafakanın talep aşılarak hükmedilmesi durumunda, Yargıtay tarafından düzelterek onama kararı verilerek talep edilen nafaka hüküm altına alınabilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibariyle hesaplanan cezaî şartın davalı şirketin ekonomik mahvına neden olmayacağı gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden önce eşin ölmesi durumunda ölen eşin mirasçıları sağ kalan eşin kusurunun tespiti isteyemezler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre evlendikten kısa süre içerisinde karşılıklı ve yoğun şekilde evlilik birliğini sarsan kusurlu davranışlar sergileyen eşlerin birbirlerine karşı tazminat ödememesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre düzenli geliri bulunan eşe evin ihtiyaçları için ek kredi kartının verildiği somut olayda olağan harcamalarına karıştığı yönündeki kusurlu davranış erkek eşe yüklenemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre poliçe kapsamında sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya ait olduğundan davacının sigorta poliçesine dayalı olarak davalı TARSİM’den sigorta tazminatını talep edemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre soybağının tespiti amacıyla kan ve doku örneği vermekten kaçınan davalılar hakkında gerektiğinde yakalama da dâhil olmak üzere tüm zor kullanma tedbirleri uygulanabilir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı vekilinin UETS adresi olsa bile mahkemece fiziki tebligat yapılması halinde yapılan tebligat yok hükmünde olmayıp, usulsüz tebligat hükmündedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre ödeme emrine itiraz alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü süre işlemeye başlamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre MKE, anonim şirkete dönüştürülmesi nedeniyle özel hukuk tüzel kişisi hâline geldiği anlaşıldığından aleyhine açılacak davalarda adli yargı görevlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tam anlamıyla kendi kontrolündeki hesabından oğlunun hesabına, sahte imzayla gerçekleştirilen havale işlemi neticesinde zarara uğradığından banka sorumlu olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Eylül 2024 tarihli kararına göre UYAP ortamına cevap dilekçesi olarak yüklenen dilekçe içeriğinin istinaf dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre mülkiyet iddiasına dayalı yolsuz tescilin iptali istekli davanın, adli yargı yerinde görülmesi gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre sağ kalan eş, intifadan men tarihinden kabul edilen özgüleme davasının kesinleşmesi tarihine kadar ecrimisil ile sorumludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre hâkimin takdir yetkisinde kalan tazminat talepleri yönünden Yargıtayın hükmü hatalı bulması hâlinde miktar bozması yerine hükmü düzelterek onama yetkisi bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Mart 2024 tarihli kararına göre dava konusu aile konutuyla sınırlı olup dava tümüyle kabul edildiği halde, davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı lehine nispi vekâlet ücreti takdir edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Şubat 2024 tarihli kararına göre velâyet hakkına sahip annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebi, çocuğun üstün yararına uygun olduğundan kabul edilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin satış ilanını UYAP evrak işlem kütüğünden okuduğundan bahisle haberdar olunduğunun kabulü mümkün değildir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazın davalı adına tesciline dair karar kesinleştiğinden davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 30 Mayıs 2024 tarihli kararına göre trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında, sürekli iş göremezlik oranının tespitinde bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21 Şubat 2024 tarihli kararına göre avukatın ücrete hak kazanması için uyuşmazlık konusu hukuk dava dosyasına vekaletname sunarak dilekçe vermesi yeterlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 24 Eylül 2024 tarihli kararına göre babalığın hükmen tespitine ilişkin istemde davalının, davacının babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre maddî anlamda eşinin ihtiyaçlarını karşılamama şeklindeki kusurlu davranış, davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davaya dair açılan karşı davanın takası sonucu kalan bakiye tutar üzerinden akdi vekalet ücreti hesaplanmalıdır.