KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

AVUKATIN ÜZERİNE ALDIĞI İŞİ ÖZENLE YÜRÜTME GÖREVİ BULUNMAKTA OLUP DAVACININ BAHSEDİLEN DAVALARI UZATMAYA YÖNELİK İŞLEMLERİ AVUKATLIK KANUNU 34 HÜKMÜNE AYKIRIDIR.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/4433
Karar No      : 2024/3465

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 17.07.2023
SAYISI                                 : 2022/1027 E., 2023/2258 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin 23.10.2015 tarihli vekaletname ile davalı şirketin vekili tayin edildiğini, yedi adet davayı özenle takip ettiğini, davalı ile sözlü olarak dava değerinin %10'u üzerinden vekalet ücreti anlaşması yaptıklarını, davalı tarafından haksız olarak azledildiğini, Avukatlık Kanunu 164 üncü maddesine göre tam ücrete hak kazandığını, ayrıca karşı yan vekalet ücretine de hak kazandığını ileri sürerek; şimdilik 80.000 TL olan dava değerinin %10'u oranında vekalet ücretlerinin yetkilendiren vekaletname tarihinden itibaren uygulanacak avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 18.10.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 330.974,24 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davacı ile aralarında danışmanlık sözleşmesi olduğunu, takip edilen davalar için ayrıca ücret kararlaştırılmadığını, davacının takip ettiği davalarda duruşmalara üst üste katılmaması sebebiyle aleyhlerine celse harcına hükmedilmesine ve davaların işlemden kaldırılmasına neden olduğunu, celselere gerekçesiz mazeret gönderdiğini, davalarda gerekçeli kararların tebliğe çıkarılmadığını bu sebeple güven ilişkisinin zedelendiğini, davacının vekillik görevinin gerektirdiği özeni göstermediğini savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflar arasında devam eden vekalet ilişkisinin sona erdirilmesine ilişkin davalı tarafça gerçekleştirilen azil işleminin haksız azil mahiyetinde olduğu, bu haliyle davacının vekalet ücretine hak kazandığı, bahse konu davalar için hesap edilecek vekalet ücretinin de nispi değil maktu olmasının gerekli olduğu değerlendirilerek 30.04.2021 tarihli bilirkişi ikinci ek raporuna itibar edilerek davanın kısmen kabulü ile 27.540,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; davada reddedilen kısım akdi vekalet ücretine ilişkin olduğundan nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın haksız azilden kaynaklı olarak ödenmeyen akdi ve kanuni vekalet ücretlerinin tahsiline ilişkin olduğunu, elektrik dağıtım şirketlerine karşı açılan davalarda verilen davanın konusuz kalması kararlarına bağlı hükmedilen matbu kanuni vekalet ücretinin davada uygulanmasının mümkün olmadığını, taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı hallerde değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki dava değerinin %10'u ile %20'si arasında bir miktar belirleneceğini, açılan ve takip edilen davaların değerleri ve buna bağlı olarak hesaplanan avukatlık ücretinin dava değerinin %10'u üzerinden hesaplanması gerektiğini, davalının yaptığı azil haksız olduğundan akdi ve kanuni vekalet ücretine hak kazandığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

2. Davalı vekili; yapılan azlin haklı olduğunu, davacı avukatın güven sarsıcı ve vekillik görevini ihmal ettiğini ortaya koyan fiillerde bulunduğunu, davaları çok kez takip etmeyerek davaların işlemden kaldırılmasına ve celse harcı ödenmesine neden olduğunu, davacının özen yükümlülüğünü yerine getirmediğini, karara çıkan davalarla ilgili olarak uzun süre hiçbir işlem yapılmadığını, davalarda çelişkili taleplerde bulunulduğunu, kısmi ve yüksek bedelli davalar açarak yüksek miktarlarda yargılama gideri ve vekalet ücreti ödenmesine yol açtığını, bu ve benzeri sebeplerle davacı avukatın azlinin haklı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını istemiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; Mahkemenin azlin haksız olduğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, davacı avukatın açtığı davalar yönünden davalı müvekkilinden akdi vekalet ücreti yanında davaların sonucuna göre 01.03.2018 azil tarihi itibariyle ayrıca karşı yan vekalet ücreti de isteyebileceği, davaların niteliği itibarıyla karşı yan vekalet ücretinin azil tarihi itibarıyla Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre belirlenen maktu asgari vekalet ücretinden fazla olamayacağı, somut olayda akdi vekalet ücretinin takdirinde asgari hadden ayrılmayı gerektirecek nedenler bulunmadığı gibi davacı avukatın %10 ücret üzerinden davalı müvekkili ile anlaştığını ileri sürmesi ve yapılan işin niteliği itibarıyla davacı avukatın dava değerinin %10'u üzerinden akdi vekalet ücretine hak kazandığının kabulü gerektiği gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne, dava konusu 330.974 TL alacağın, 80.000 TL'sinin dava tarihinden, geriye kalan 250.974,24 TL'sinin 18.10.2021 ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili; istinaf dilekçesini tekrarlayarak, kararın bozulmasını istemiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, avukatlık vekalet sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

1. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 505 ve devamı maddeleri.

2. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun (1136 sayılı Kanun) 34 ve 174 üncü maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Vekil, 6098 sayılı Kanun'un 505 ve devamı maddeleri uyarınca sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına olacak davranışlarda bulunmak, ona zarar verecek davranışlardan kaçınmak zorundadır. Yine 1136 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesine göre avukatlar, yüklendikleri görevleri, bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık ünvanının gerektirdiği saygı ve güvene yakışır bir şekilde hareket etmekle yükümlüdürler. Buna göre avukat, üzerine aldığı işi özenle ve müvekkili yararına yürütüp sonuçlandırmakla görevli olduğu gibi, müvekkilinin kendisi hakkındaki güveninin sarsılmasına neden olacak tutum ve davranışlardan da titizlikle kaçınmak zorundadır. Aksi halde avukatına güveni kalmayan müvekkilin avukatını azletmesi halinde azlin haklı olduğunun kabulü gerekir. Gerçekten de avukat, görevini yerine getirirken gerekli özen ve dikkati göstermemiş, sadakatle vekaleti ifa etmemiş ise, müvekkilinin vekilini azli haklıdır.

2. 1136 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir ancak avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre haklı azil halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edilebilir. Zira vekalet ilişkisi bir bütün olup azil, taraflar arasındaki tüm dava ve takiplere sirayet edeceğinden, azlin haklı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacının azil tarihi itibariyle sonuçlanıp kesinleşmeyen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebilmesi mümkün değildir.

3. Temyizen incelenen kararda her ne kadar azlin haksız olduğu belirtilse de 18.08.2020 tarihli kök bilirkişi raporunda davacının; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/721 E. sayılı dosyasında 04.04.2017 tarihli duruşmaya mazeretsiz katılmadığı ve dosyanın işlemden kaldırıldığı, yenilenme talebi gönderdikten sonra 19.09.2017 tarihli sözlü yargılama duruşmasına mazeretsiz olarak katılmadığı ve dosyanın tekrar işlemden kaldırıldığı, Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/192 E. sayılı dosyasında 21.11.2017 tarihli duruşmaya katılmadığı ve dosyanın işlemden kaldırıldığı, Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/172 E. sayılı dosyasında 05.12.2017 tarihli duruşmaya katılmadığı ve dosyanın işlemden kaldırıldığı, yenilenme talebi gönderdikten sonra 27.02.2018 tarihli duruşmaya katılmayarak dosyanın işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.

4. Davacı vekili, cevaba cevap dilekçesi ile eldeki davada vekilliğini yaptığı yedi davadan altısının elektrik kayıp kaçak bedellerine ilişkin davalar olduğunu, bu davaları uzatmaya yönelik işlemlerinin Anayasa Mahkemesine yapılan iptal başvurusunun sonucunun lehlerine olacağını değerlendirdiği için zaman kazanmak maksatlı yapıldığını beyan etmiştir. Hal böyle olunca her ne kadar davacı vekili, müvekkilinin işlemlerinin davalı lehine olduğunu iddia etse de 1136 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesi gereği avukatın üzerine aldığı işi özenle yürütme görevi bulunmakta olup davacının bahsedilen davaları uzatmaya yönelik işlemleri 1136 sayılı Kanun'un 34 üncü maddesine aykırıdır.

5. Buna göre azlin haklı olduğu gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yanılgı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne yönelik hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 371 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA,

Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan               Üye                   Üye                Üye                           Üye
Battal Yılmaz       Filiz Pınarcı       Emir Ateş       Muzaffer Gürkanlı     İsmail Ulukul