Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre down sendromlu çocuğun, geriye dönük ötenazi isteminden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebinde hukuki yarar bulunmamaktadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşkın yapının değeri istinaf sınırının altında kalsa da yıkım halinde taşkın binanın tamamının yıkılacağı yönünde rapor olduğundan istinaf incelemesi yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan rapora itiraz edilmemiş olması, itiraz üzerine verilen kararın ihalenin feshi aşamasında incelenemeyeceği anlamına gelmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre HMK 20/1 hükmünde belirtilen sürenin gösterilmemiş olması mahkemeye erişim hakkının ihlâline neden olmaz.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre diğer ihtiyari dava arkadaşlarının kanun yoluna başvurmasının sonucundan, kanun yoluna başvurmamış ihtiyari dava arkadaşları yararlanamaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı eş ölüm tehdidiyle davalı eşin istediği şartlarda anlaşmalı boşanmayı kabul etmek zorunda kaldığından davacı eş için yargılamanın iadesinin koşulları oluşmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre yükleniciye inşaatı yasal hâle getirip iskân ruhsatı alması için birden fazla kez süre tanınsa bile yeniden süre verilmesi arsa sahibinin mağduriyetine yol açmayacaktır.
Yargıtay 06 Aralık 2024 tarihli kararına göre ilaca ilişkin tedbir kararı için dayanak alınacak yeterlilikte bir tıbbi otorite raporu dosyada yoksa davayı esastan çözecek nitelikte tedbir kararı verilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre alacaklının takibe devam iradesi göstermesi halinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre döviz alacağındaki kesinlik sınırı karar tarihindeki kur üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre murisin ölümünden önce ve sonrasında davalının çekmiş olduğu bir para olup olmadığının tespiti ile mirasta istihkak hükümleri uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2024 tarihli kararına göre talep edilen nafakanın talep aşılarak hükmedilmesi durumunda, Yargıtay tarafından düzelterek onama kararı verilerek talep edilen nafaka hüküm altına alınabilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre İİK 94/2 hükmüne dayalı istemden sonra İİK 89 hükmüne göre istenebilecek tazminatı, İİK 94/2 davasında terditli talep etmesinde davacının hukuki yararı yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre taraflar arasındaki sözleşme tarihi itibariyle hesaplanan cezaî şartın davalı şirketin ekonomik mahvına neden olmayacağı gözetilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre davalı borçlunun davacı alacaklının alacağına göre zaten önceliği bulunan ipotek borcunu kapatmayı amaçladığından alacaklılarına zarar verme kastı bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre kira sözleşmesinin erken feshinden kaynaklı cezai şart alacağın tespiti davasının usulden reddi durumunda davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden önce eşin ölmesi durumunda ölen eşin mirasçıları sağ kalan eşin kusurunun tespiti isteyemezler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre evlendikten kısa süre içerisinde karşılıklı ve yoğun şekilde evlilik birliğini sarsan kusurlu davranışlar sergileyen eşlerin birbirlerine karşı tazminat ödememesi gerekir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre işe başlatılmadığı sabit işçi yönünden boşta geçen süre alacağı için icra inkar tazminatı verilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre hasımsız olarak açılan vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin eldeki davada sonradan ilgili vakıf yönetimlerine davanın yöneltilmesi mümkündür.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 01 Ekim 2024 tarihli kararına göre mirasın reddinin iptali davasındaki altı aylık hak düşürücü süre, mirasın reddinin özel kütüğe kaydedilmesi tarihinden itibaren başlamaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 03 Ekim 2024 tarihli kararına göre tescilli iş makinesi, fiilî olarak haczedilmiş ancak sicil kaydına haciz şerhi konulmamışsa bu haciz iyiniyetli üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre düzenli geliri bulunan eşe evin ihtiyaçları için ek kredi kartının verildiği somut olayda olağan harcamalarına karıştığı yönündeki kusurlu davranış erkek eşe yüklenemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 10 Haziran 2024 tarihli kararına göre TBK 158 hükmü kapsamına derdestlik nedenine dayalı verilmiş ret hükmü de girmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre sözleşme hükümlerine göre artışlı olarak ödenmesi gereken kira alacağının, artışsız ödenmesi durumunda kiralayanın eksik ödenen kısımdan vazgeçmiş olduğu düşünülemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre poliçe kapsamında sigorta tazminatını talep hakkı sigortalıya ait olduğundan davacının sigorta poliçesine dayalı olarak davalı TARSİM’den sigorta tazminatını talep edemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre soybağının tespiti amacıyla kan ve doku örneği vermekten kaçınan davalılar hakkında gerektiğinde yakalama da dâhil olmak üzere tüm zor kullanma tedbirleri uygulanabilir.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre hükme bağlanıp hakimce el çekilen davada, dosyanın eski hale getirilmesi ile yargılamaya devam edilmesi mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi hâlinde de mahkemenin nakden tazmine karar verilebilmesi için genel dava şartlarıyla özel dava şartlarını incelemesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre takibin durdurulması isteminin kabul edilmiş olması borçlu tarafından yapılan ödemeyi hükümsüz kılmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre murisin mal satma yönünde hiçbir ihtiyacı yokken taşınmazını oğluna devretmesi ve bedeller arasında fahiş fark bulunması nedeniyle muris muvazaasının koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davalı arsa sahibinin savunması takas değil mahsup niteliğinde olduğundan her zaman ileri sürülebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhinin verilmesine ilişkin başvuruda talep eden lehine vekalet ücreti hükmedilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşınmazların bedellerinin davacı tarafından bağış yoluyla davalılara verildiğine yönelik beyanlar vasıflı ikrar mahiyetinde olup, bu ikrar bölünemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre sözleşme sona ermediği halde feshe bağlı ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti konusunda yapılan anlaşma geçerli değildir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı vekilinin UETS adresi olsa bile mahkemece fiziki tebligat yapılması halinde yapılan tebligat yok hükmünde olmayıp, usulsüz tebligat hükmündedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre bilindiği gibi ülkemizde yaşanan enflasyon uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyretmiş ve paramızın değeri de bununla ters orantılı olarak devamlı düşmüştür.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre basit yargılama usûlünde dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan davacı HMK 145 hükmü gereği tanıklarını sonradan gösterebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre ödeme emrine itiraz alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü süre işlemeye başlamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre MKE, anonim şirkete dönüştürülmesi nedeniyle özel hukuk tüzel kişisi hâline geldiği anlaşıldığından aleyhine açılacak davalarda adli yargı görevlidir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 13 Mayıs 2024 tarihli kararına göre kefillerin, eşlerinin bankayla yaptığı sözleşmeye muvafakat ettiklerini beyan ettikten sonra başlangıçtaki eksikliği ileri sürmesi hakkın kötüye kullanılmasıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre tanınması ve tenfizi istenen karar, mahkemenin kendi usul kurallarına göre vasiyetin açılması işlemi niteliğinde olup mahkeme kararı olmadığından kesinleştirilemez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 04 Nisan 2024 tarihli kararına göre murisin istediği kişi ile evlenmesine izin vermemesi üzerine murise darp girişiminde bulunmak ve mala zarar verme eylemlerini gerçekleştirmek ıskat sebebi olamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre her hâlde ibaresinden kesinlikle şeklinde anlam çıkarılması da istifade edilen Güncel Türkçe Sözlüğün bir gereğidir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09 Eylül 2024 tarihli kararına göre takas ileri sürülen alacak, idari yargıda değerlendirileceğinden takas itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadığından icra inkar tazminatı hükmedilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 05 Nisan 2022 tarihli kararına göre muvazaaya dayalı iptal davası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davayı bekletici sorun yapmalıdır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tam anlamıyla kendi kontrolündeki hesabından oğlunun hesabına, sahte imzayla gerçekleştirilen havale işlemi neticesinde zarara uğradığından banka sorumlu olmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Eylül 2024 tarihli kararına göre UYAP ortamına cevap dilekçesi olarak yüklenen dilekçe içeriğinin istinaf dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre mülkiyet iddiasına dayalı yolsuz tescilin iptali istekli davanın, adli yargı yerinde görülmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre mirasbırakanın iradesinin sakatlanması nedeniyle vasiyetname düzenlediği iddiasına yönelik tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanıp değerlendirilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15 Şubat 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptaline ilişkin olarak verilen ihtiyati hacizle ilgili şikayet, haczin infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince değerlendirilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre icra inkâr tazminatının hesaplanmasında esas alınacak, davaya konu edilen asıl alacak tutarı temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan temyiz yoluna gidilemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre iş sözleşmesi devam ederken arabuluculuk tutanağının baskı altında imzalanması ve bir örneğinin işçilere sonradan verilmesi arabuluculuk tutanağının iptalini gerektirir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08 Şubat 2024 tarihli kararına göre davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre sağ kalan eş, intifadan men tarihinden kabul edilen özgüleme davasının kesinleşmesi tarihine kadar ecrimisil ile sorumludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre hâkimin takdir yetkisinde kalan tazminat talepleri yönünden Yargıtayın hükmü hatalı bulması hâlinde miktar bozması yerine hükmü düzelterek onama yetkisi bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Mart 2024 tarihli kararına göre dava konusu aile konutuyla sınırlı olup dava tümüyle kabul edildiği halde, davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı lehine nispi vekâlet ücreti takdir edilemez.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10 Eylül 2024 tarihli kararına göre idari yargı organlarınca verilen bir iptal kararının somut olayın özelliğine göre geçmişe etkili olmasında yasal bir engel bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Şubat 2024 tarihli kararına göre velâyet hakkına sahip annenin çocuğun soyadının kendi soyadı ile değiştirilmesi yönündeki talebi, çocuğun üstün yararına uygun olduğundan kabul edilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre TMK 512/3 hükmü, çıkarmanın yerinde olmadığını kabul eden mahkemeye davacı mirasçının saklı payını tespit ve tenkis yönünde inceleme yapma görevini yüklemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre salt vekâlet verenin iradesi hilafına hareket edildiğinden hareketle mirasçılıktan çıkarma koşullarının oluştuğunu kabul etmek hatalı olacaktır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin satış ilanını UYAP evrak işlem kütüğünden okuduğundan bahisle haberdar olunduğunun kabulü mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda miras bırakanın işletmenin devamını sağlayabilmek için dava konusu dükkanları davalıya devrettiği savunması ispatlanamamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16 Eylül 2024 tarihli kararına göre itirazın iptali davasında zorunlu arabuluculuğa başvurulmuşsa davadaki bir yıllık hak düşürücü süre arabuluculuk anlaşamama tutanağının imza tarihinden itibaren başlamaz.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre Kazakistan İş Kanunu'nun bireysel iş uyuşmazlığının çözümü için düzenlenen mahkemeye başvurma süreleri, zamanaşımı süresi niteliğindedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazın davalı adına tesciline dair karar kesinleştiğinden davalı aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve ecrimisil taleplerinin reddine karar verilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 30 Mayıs 2024 tarihli kararına göre trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında, sürekli iş göremezlik oranının tespitinde bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinde TRH 2010 Yaşam Tablosu uygulanmalıdır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21 Şubat 2024 tarihli kararına göre avukatın ücrete hak kazanması için uyuşmazlık konusu hukuk dava dosyasına vekaletname sunarak dilekçe vermesi yeterlidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 24 Eylül 2024 tarihli kararına göre babalığın hükmen tespitine ilişkin istemde davalının, davacının babası olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda tacir olan davacı, protokol ve senetleri haciz sırasında manevi baskı altında imzaladığından korkutmanın koşulları oluşmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre vasiyetnamede murisin beyanının tanıkların önlerinde yapıldığına ilişkin ve vasiyetnamenin noter tarafından vasiyetçiye okunduğunu tevsik eden beyanları yer almalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararına göre somut olayda, kiracı ödemekle yükümlü olduğu yan giderleri ödemediği için temerrüt olgusu gerçekleşmiştir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre zorunlu arabuluculuk kapsamında olmayan kayıt kabul davasında arabulucuya başvuru yapılmışsa arabuluculuk aşamasında hak düşürücü süre işlemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre satış giderlerinin icra dosyasına bildirilmemesi veya icra müdürlüğünce bu alacak kalemlerinin borca dahil edilmesinin sağlanamaması borçlunun sorumluluğunda değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre süresinde davaya cevap vermekle birlikte zamanaşımı savunmasında bulunmayan davalı bu savunmasını ıslah suretiyle sonradan ileri sürebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre maddî anlamda eşinin ihtiyaçlarını karşılamama şeklindeki kusurlu davranış, davacı kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07 Şubat 2024 tarihli kararına göre somut olayda mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davaya dair açılan karşı davanın takası sonucu kalan bakiye tutar üzerinden akdi vekalet ücreti hesaplanmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Haziran 2024 tarihli kararına göre talep halinde yoksulluk nafakasına ÜFE oranları üzerinden yıllık artış oranı belirlenmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre borçlar hukuku hükümlerine tabi olan bir işçinin dava dilekçesindeki kıdem tazminatı talebi yönünden TBK 437 hükmüne göre değerlendirme yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 25 Haziran 2024 tarihli kararına göre satış masraflarının peşin yatırılmasına ilişkin düzenlemenin sadece hacizli malları kapsadığı, ipotekli taşınmazlara ilişkin olmadığı görülmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre borçlunun alacaklılara daha kısa zamanda ve daha fazla miktarda ödeme yapma imkânı varken, alacaklıların aleyhine bir ödeme planının tasdiki uygun değildir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 10 Eylül 2024 tarihli kararına göre daha önce ecrimisilin rayice göre belirlendiği dönemle, dava konusu ilk dönem arasında beş yıl geçmesi durumunda kesinleşen döneme ilişkin değerler nazara alınmayabilir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 12 Haziran 2024 tarihli kararına göre menkulleri başka bir icra dosyasından ihale ile aldığını iddia eden üçüncü kişinin istihkak iddiası dinlenebilir niteliktedir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 23 Ocak 2024 tarihli kararına göre arabuluculuk dava şartı mahkemece resen inceleneceğinden ayrıca dava şartı arabuluculuk son (anlaşmama) tutanağının iptalini istemekte hukuki yarar bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre belgenin aslının ibraz edilmemesi, o belgeye göre karar verilmesine engel teşkil etmemektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre HMK 216/1 hükmündeki belgenin aslının verilmiş olması şeklinde bir şart, somutlaştırma yükünün kapsamına sokulmamalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 29 Mayıs 2024 tarihli kararına göre takdiri indirim nedeni ile dava kısmen reddedildiğinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi yerinde olmuştur.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 11 Eylül 2024 tarihli kararına göre davalının ıslah dilekçesine karşı beyan süresi dolmadan karar verilmesi davalı tarafın hukuki dinlenilme hakkını ihlal etmiştir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda, davacı vekilinin azledildiği mahkemeye bildirilmediğinden azil mahkeme bakımından hüküm ifade etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre resmî senetlerin sahteliği ön sorun olarak ileri sürülemeyeceği gibi sahtelik konusunda ayrı bir sahtelik davası açılması gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Nisan 2024 tarihli kararına göre cebri icra hukukuna ilişkin işlemlerde MÖHUK 47 hükmü uyarınca Türk mahkemelerinin ve icra iflas organlarının yetkisi milletlerarası yetki sözleşmeleri ile kaldırılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre tespit raporuna itiraz edilerek alacağın tartışmalı hale getirilmesi ve zarar miktarının tam ve kesin olarak belirlenememesinden dolayı belirsiz alacak davası açılabilir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 11 Eylül 2024 tarihli kararına göre murisin tanıklar önünde beyanda bulunduğu vasiyetname içeriği itibariyle anlaşıldığından bu husus iptal sebebi olarak kabul edilmemelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 13 Haziran 2024 tarihli kararına göre HMK 17 hükmünde düzenlenen yetki, kesin yetki niteliğinde olup alacaklı tarafından sözleşmede belirlenen yerde takip başlatılması zorunludur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre tasfiye konusu taşınmazın önceki karar bozulmakla değer güncelliğini yitirdiğinden bozma sonrası yeni karar tarihine en yakın tarihteki sürüm değeri belirlenmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre davacı tarafça ipoteğin kaldırılması davasından feragat edilmiş olmasından dolayı taahhütnameden de feragat edildiği sonucu çıkarılamaz.