Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 12 Eylül 2024 tarihli kararına göre arabuluculuk tutanağı kapsamından sonuçlandırılan alacaklar bakımından gabinin (aşırı yararlanmanın) gerçekleşip gerçekleşmediği iddiası üzerinde durulmalıdır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre davacı, mesajlaşmanın muhatabı olan davalının kocasının kız kardeşi olduğuna göre Whatsapp mesajının içeriği itibariyle HMK 202 hükmü uyarınca delil başlangıcı sayılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre İİK 24 hükmü uygulanırken 0 km yeni araçta bulunup da ayıplı araçta bulunmayan aksamın değeri düşülmek suretiyle ayıplı aracın haciz tarihindeki değeri araştırılmalıdır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25 Aralık 2024 tarihli kararına göre delil davacı tarafından sunulduğundan ve ön inceleme duruşmasından hemen sonra ibraz edildiğinden, yargılamayı geciktirme amacı taşıdığından söz edilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararına göre fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmî dava açılıp açıkça HMK 107 hükmü gereğince belirsiz alacak davası açıldığı bildirilmediğinden dava, kısmî dava olarak görülmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre davacı, emredici hüküm gereği davasından feragat etmiş olduğundan amaca uygun sınırlandırma yöntemi olaya uygulanarak davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmemelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre karşı dava şeklinde açılan davada protokol uyarınca anlaşmalı boşanma talep ederek davasından feragat eden tarafın feragat beyanı, anlaşmalı boşanma olması durumunda geçerlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre süresiz ve koşulsuz döviz cinsinden taahhüt edilen yoksulluk nafakasının 18 yıllık süre sonunda tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına bakıldığında uyarlanması gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre satış talebinin reddine ilişkin karar İİK 363 hükmünde sayılan işlemlerden olmadığından konu itibariyle kanun yolu açısından kesin niteliği bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 26 Şubat 2025 tarihli kararına göre davacının uğradığı zarar miktarı bilirkişi raporuyla belirlenen miktar olduğundan tazminattan yapılacak indirimin de bu miktar üzerinden yapılması gerektiği açıktır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre HMK 195 hükmü gereğince sözleşme aslının ibraz edilmesi için taraflara süre verilmesi veya bulunduğu yer hakkında açıklama yapılmasının istenilmesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 26 Kasım 2024 tarihli kararına göre konkordato talebi üzerine geçici mühlet kararı veren Ticaret mahkemesinin verdiği ihtiyatî tedbir kararına aykırı davranan kimse hakkında disiplin hapis cezası verilebilir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Aralık 2024 tarihli kararına göre davanın başında gider avansı yatırıldığı halde ek raporun davalılara tebliğini sağlayacak miktardan daha fazla masraf yatırtılmak istenmesinin nedeni ara karada gösterilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Aralık 2024 tarihli kararına göre istinaf kanun yoluna başvurmama belgesinin ve aslı ve onaylı suretinin kararı veren ülke kanunlarına göre bu belgenin kesinleşmeyi gösterir belge olarak kabul edilmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre genel kabule göre çalışma hayatı aktif dönemin 60 yaşında sona ereceğinin kabulünün gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre somut olayda davacı tüketici konumunda olduğundan sadece davalının ticari defter ve kayıtları incelenerek karar verilmesi yerinde değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre sorumluluk hükümleri nedeniyle neticeten reçete bedeli kendisi üzerinde kalan eczacı ancak suça konu eylemi gerçekleştiren kişilerden zararının tazmini talep edebilecektir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre mirası reddeden borçlunun yasal mirasçısı olması halinde ancak bu mirasçıların haczin kaldırılmasını isteme hakkı bulunmaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre adresin, sanal ofis adresi olduğu iddiası, Tebligat Kanunu ve ilgili yönetmelikler çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılması karşısında sonuç doğurmaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre iki kişiden oluşan yönetim kurulunda toplantı ve karar nisabı iki olduğundan, dava konusu yönetim kurulu kararı yönünden toplantı ve karar nisabı sağlanması mümkün değildir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10 Aralık 2024 tarihli kararına göre ticari defterlerini sunmayan taraf bu davranışıyla kendi ticari defterlerinin incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre HMK 145 hükmü gereği kadın eşin, düğün fotoğraflarını geç sunmasının davayı geciktirme amacı taşıdığı anlaşılmadığından sunduğu deliller incelenmelidir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre vefat etmiş kişi için vefat tarihi sonrası için de sakatlık tazminatı hesabı yapılarak bu doğrultuda karar verilmesi mümkün değildir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 21 Kasım 2024 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasında davacının başlangıçta dava konusu etmediği bazı dosyalardaki karşı yan vekalet ücretlerini talep arttırım dilekçesiyle davaya dahil etmesi mümkün değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre çocuğun yaşı dikkate alındığında, davacı babaanne ile çocuk arasında uygun süreli olacak şekilde kişisel ilişki kurulmamış olması bozmayı gerektirir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre sadece 14 ay süren bir evlilik için yaklaşık 150 aya denk gelecek şekilde toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması hakkaniyete aykırıdır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 21 Ocak 2025 tarihli kararına göre cevap dilekçesinde savunmanın temeli olan bütün vakıalar ve her bir vakıanın hangi delillerle ispat edileceği gösterilmezse dava dilekçesindeki tüm vakıalar inkar edilmiş sayılır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre takip talebinde yabancı para alacağının harca esas değer olarak Türk Lirası karşılığı gösterilmezse davanın usûlden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 31 Aralık 2024 tarihli kararına göre adlî tatilde görülecek dava ve işlerde; sürenin bitmesi adlî tatile rastlarsa süre, adli tatil içindeki bu son günün tatil saatinde biter.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre sonradan yeni bir genel kurul toplantısı ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmiş olması davaya konu alınan ibra kararını geçerli hale getirmez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre mirasın gerçek reddi beyanı mahkemeye ulaştıktan sonra ret beyanından ancak mirasçıların tamamının muvafakatiyle veya reddin iptali davasının kabulü halinde dönülebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre borcun aslı yabancı para alacağı ise alacaklı, borcun fiili ödeme günündeki TL karşılığı döviz veya doğrudan TL olarak talepte bulunma konusunda seçimlik hakkı bulunmaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13 Şubat 2025 tarihli kararına göre kısmî veya belirsiz alacak davalarında, kanun yolu sınırının alacağın tamamına bakılarak belirlenmesi gereklidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 04 Şubat 2025 tarihli kararına göre mal rejiminin tasfiyesi davalarında ayrıca şirket adına kayıtlı mal varlığına ihtiyatî tedbir kararı verilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararına göre kaza tarihinde askerlik yaptığı değerlendirilen kişinin askerlik boyunca sağlıklı kişilerden daha fazla efor sarfedeceğinden sürekli iş göremezlik tazminatı isteyebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre tazminat miktarlarının Tüketici Hakem Heyetinin parasal sınırı içerisinde bulunması halinde Tüketici Hakem Heyetlerince manevi tazminata da karar verilebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre kişisel malın satışından elde edilen paranın tasfiye konusu taşınmazın bedelinin tamamını karşılandığından ikame mal kuralı gereğince davanın reddine karar verilmesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 11 Aralık 2024 tarihli kararına göre icra müdürlükleri borçlu hakkında gerekli malumatı ilgili kurumlardan isteyebileceği gibi İİK 367 hükmünde yer alan mevcudu ibaresi nedeniyle bilgiler sınırlandırılamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre şirket yöneticileri ile şirket arasında işçi - işveren ilişkisi mevcut olsa da, TTK 553 hükmü kapsamında açılacak sorumluluk davalarında iş mahkemeleri görevli olamaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre tasfiye henüz gerçekleşmediğinden davacıların haksız azil nedeni ile tasfiye halindeki şirkete karşı takip ve dava açmaları mümkün bulunmaktadır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 24 Şubat 2025 tarihli kararına göre arabuluculuk son tutanak tarihinden sonra muaccel hâle gelen dönem için arabuluculuk dava şartı yerine getirilmediğinden davanın usûlden reddine karar verilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12 Şubat 2025 tarihli kararına göre talep edilen zarar miktarı, davalı tarafın vereceği bilgiler ve/veya tahkikat ile tespit edilebilecek nitelikte olduğundan belirsiz alacak davası açılabilir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 13 Ocak 2025 tarihli kararına göre alacaklının paranın değer kaybını önlemek için döviz, altın, vadeli mevduat hesabı gibi yatırımlara yönelmesi doğal olduğundan temerrüt faizi üzerinde aşkın zararı oluşmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05 Şubat 2025 tarihli kararına göre aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte, ortağın uzun süre kooperatife uğramaması ve aidat borcunu takip etmemesi üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği anlamına gelir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Aralık 2024 tarihli kararına göre taşınmazı ihalede satın almış olan alıcı taşınmazı işgal eden kişiden ihalenin kesinleştiği tarihten değil, ihale tarihinden itibaren kullanım bedelini istemeye hak kazanır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre somut olay bakımından Sınai Mülkiyet Kanunu ile haksız rekabet hükümlerinin birlikte uygulanmasını gerektiren kümülatif korumanın uygulama alanı kalmadığı gözetilmelidir.
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 24 Aralık 2024 tarihli kararına göre asıl - alt işveren sıfatı olmayan zarara şahsi kusuruyla sebep olan üçüncü kişiler için uygulanması gereken zamanaşımı kuralı TBK 72 hükmü düzenlemesidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre hangi mal için ne miktar talepte bulunduğunu bildirmeyen davacı tarafa süre verilmeli, talebini açıklamazsa her bir mal için eşit alacak talebinde bulunduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 10 Aralık 2024 tarihli kararına göre avukatlık ücret sözleşmesi ile vekil ile müvekkil arasındaki uyuşmazlıklar tahkim yoluyla çözülebilir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Kasım 2024 tarihli kararına göre mal rejiminin tasfiyesinde devrin bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış iradesinin duraksamaya yer vermeyecek şekilde açık olması gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre hamilin dosya alacağını son cirantaya temlik etmesi bonodaki diğer borçluları müteselsil sorumluluk esası gereği borçtan kurtarmaz.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre şikayetçi bankanın ipotek alacağı üst sınır ipoteği olarak tesis edilmiş olduğundan sıra cetvelinde üst sınır ipoteği limitini aşar şekilde satış bedelinden pay ayrılamaz.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19 Aralık 2024 tarihli kararına göre sicile kayıtlı bütün gemilerin kıymet takdiri, icra mahkemesince yapılması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20 Kasım 2024 tarihli kararına göre temyiz süresinin son günü cumartesi gününe denk geldiğinden pazartesi günü gün sonuna kadar harçların yatırılıp temyiz dilekçesinin UYAP sistemine kaydedilmesi gerekir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 16 Aralık 2024 tarihli kararına göre belirsiz alacak davasının şartlarını taşınmayan davanın kısmî dava olarak görülüp görülemeyeceği tartışılmalıdır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre dava konusu taşınmazın akaryakıt istasyonu olması sebebi ile İİK 280/3 hükmü gereğince iptale tabi bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 10 Temmuz 2024 tarihli kararına göre bölge adliye mahkemesince duruşma açılarak bilirkişi raporu alınması sonucunda HMK 356/2 hükmü kapsamında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Aralık 2024 tarihli kararına göre somut olaydaki avukatlık ücret sözleşmesindeki süre şartı, sözleşmeyi geçersiz kılmaz.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 14 Kasım 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazların parsel numaralarının sonradan değişmiş olduğu anlaşılsa da kararın icrasının mümkün olduğu görülmüştür.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Ekim 2024 tarihli kararına göre söz konusu ipoteğin, sadece konut finansman kredisine özgülendiği, iradi olarak verilmediği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre avukat ile müvekkili arasındaki ücret sözleşmesi bir ilâma bağlanmadığı sürece rüçhanlı olarak kabul edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre UYAP evrak işlem kütüğü ekranında sistem üzerinden yüklenen belgenin kim tarafından ne zaman yüklendiği hususlarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre iradi taraf değişikliğinden önce yeni tarafa karşı arabuluculuk başvurusu yapılıp sonuçlandırılmışsa dava şartının tamamlandığı kabul edilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 13 Mayıs 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan, HMK 145 hükmünde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davacının sonra bildirdiği tanıklar dinlenemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre davacı babaanne ve dede ile çocuk arasında daha kısa süreli olacak şekilde uygun kişisel ilişki kurulmamış olması bozmayı gerektirir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04 Aralık 2024 tarihli kararına göre Çukurambar kafelerinin arka localarında dosya pazarlığı yapan yargı mensuplarından daha fazlasını beklememek lazımdır şeklindeki beyan HMK 32 gereği uygunsuz bir ifadedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre müteselsil kefil borçluya, genel haciz yoluyla ilamsız takibin yanı sıra maliki olduğu ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesine yönelik ilamlı icra takibi de yapılabilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25 Aralık 2024 tarihli kararına göre 01 Eylül 2023 tarihinden sonra TTK 792 hükmü kapsamında açılan çek istirdadı davası, arabuluculuk dava şartı kapsamındadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre elatmanın önlenmesine ilişkin açılan davada mülkiyet uyuşmazlığı ortaya çıktığı için kesinleşmeden icra edilemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08 Ekim 2024 tarihli kararına göre istem bölümünde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutulması veya alacağın şimdilik şu kadarının dava edilmesi durumunda davanın kısmî dava olarak açıldığının kabulü gerekir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 12 Kasım 2024 tarihli kararına göre ıslah edilen miktara ilişkin seçimlik hakkı Türk Lirası üzerinden kullanıldığından bu miktara ilişkin olarak ıslah tarihindeki döviz kuru esas alınmalıdır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 08 Mayıs 2024 tarihli kararına göre karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılacak davalar, zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Mart 2024 tarihli kararına göre ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini vermesi için kesin süre verilebilir ancak ıslah yapmak için süre istemişse henüz ıslah yapmadığından kesin süre verilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03 Ekim 2024 tarihli kararına göre ihale saatinden önce alacaklı ihalenin düşürülmesini talep ettiğinden ihale düşürülmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 21 Kasım 2024 tarihli kararına göre aracın ayıpsız misli ile değişimi için alacaklının ilamda kendisine yüklenen edimi yerine getirmeden takibe devam etmesi mümkün değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24 Ekim 2024 tarihli kararına göre kaşe üzerinde birden fazla imzanın sadece şirket yönünden geçerliliği kabul edilmektedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre doğrudan kısıtlı borçlu hakkında başlatılan takipte ödeme emrinin vasiye tebliğ edilmesi de sonuca etkili değildir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre Çetin Emeç Bulvarı 13.4 Cad. 35/6 adresinin belirgin bir idari birimi belirtmediği anlaşıldığından bu belgenin kambiyo vasfı yoktur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre satışın zamanı hakkında hüküm yer almasa da, taşınmazın satışı için makul bir sürenin geçmesinden dolayı davalının satışa yanaşmaması hakkın kötüye kullanılmasıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Ekim 2024 tarihli kararına göre itiraz dilekçesinde ileri sürülen teminat iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre 5235 sayılı Kanunun madde 35 hükmündeki kendi görüşleri ifadesinden, kurulun kararlar arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşü anlaşılmalıdır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre bir takvim yılının 365 gün olduğu kabul edilmeli ve işçinin bir günlük ücretinin 365 ile çarpımı suretiyle sendikal tazminat miktarına hükmedilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre muacceliyet ihtarının tüketicinin bankaya yeni adres bildiriminde bulunmaması nedeniyle sözleşmede bildirilen adresine gönderilmesi yeterlidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 07 Aralık 2023 tarihli kararına göre en yakın mirasçılar tarafından reddolunan mirasa ilişkin ihalenin feshi isteminde mirası reddeden mirasçıların hukuki yararları bulunmamaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre sözleşmenin feshinin haksız olduğu kabul edildiğine göre davacı yüklenici hem müspet hem de menfi zararını talep edebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararına göre kira bedelinin tespiti davasında karar ve ilam harcının, aylık kira farkı üzerinden alınması gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30 Ekim 2024 tarihli kararına göre erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışının süregelen nitelikte olduğundan uzun yıllardır bu durumun kadın tarafından bilinmesi af kapsamında değerlendirilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 07 Kasım 2024 tarihli kararına göre itirazın kabulüne ilişkin mahkeme kararının temyiz edilmesi, henüz kesin hacze dönüşmeyen ihtiyati haczin kaldırılmasını engellemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11 Aralık 2024 tarihli kararına göre hükmü tümüyle ortadan kaldırır mahiyetteki usul bozmasına uyulması önceki kararla aynı şekilde hüküm tesis edilmesi yönünde bir usuli kazanılmış hak doğurmaz.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre somut olayda, ceza kanunlarının öngördüğü daha uzun zamanaşımı süresinin, zarar görenin desteğinden yoksun kalan mirasçıları yönünden de uygulanacağı dikkate alınmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Ekim 2024 tarihli kararına göre söz konusu ipoteğin, sadece tarımsal krediye münhasır verildiği, iradi olarak verilen ipoteklerden olmadığı ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır.