KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

BORÇ BENİMSENEREK ÖDEME TAAHHÜDÜNDE BULUNULMUŞ İSE DE, HER SOMUT UYUŞMAZLIĞIN AYRICA DEĞERLENDİRİLMESİ GEREKECEĞİNDEN MENFİ TESPİT DAVASI AÇMAKTA HUKUKÎ YARAR BULUNMAKTADIR.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2025/1598
Karar No      : 2025/2564

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Alanya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 04.04.2024
SAYISI                                 : 2021/144 Esas, 2024/120 Karar

Taraflar arasında, İlk Derece Mahkemesinde görülen menfi tespit davasında davanın kabulüne karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince kesin olarak verilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

KARAR

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında Alanya İcra Müdürlüğünün 2021/1.752 E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibin kesinleştiğini, ancak müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin dava dışı A. Kargo şirketi ile yaptığı anlaşma doğrultusunda kurye hizmeti vermekte iken bu hizmete ilişkin haklarını karşılıklı anlaşmaya dayanarak 20.000,00 TL'ye davalıya devrettiğini, ödemeleri farklı tarihlerde tahsil ettiğini, devir sürecinin ardından davalının A. Kargo ile sözleşme yaparak kurye hizmeti vermeye başladığını, aradan bir süre geçtiğini, davalının yapmış olduğu ödemelere dayanarak müvekkili hakkında takip yaptığını, müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine, kötüniyetli takip tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının haciz işlemi sırasında borcu kabul ettiğini, davacının satışa konu edimini yerine getirmediğini, A. Kargo ile anlaşılamadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının dava dışı A. Kargo'nun acentası olduğu, bu hizmeti davalıya bedeli karşılığında devrettiği, davalının ödemeleri yaptığı, dava dışı A. Kargo ile acentalık sözleşmesi yaptığı, 2023 yılında yenilediği, dolayısıyla davacı borçlunun edimini ifa ettiği, davalı tarafın yapmış olduğu takipte haksız ve kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davacı tarafından davalı hakkında açılan menfi tespit davasının kabulüne, davacının davalıya Alanya İcra Müdürlüğünün 2021/1.752 E. numaralı dosyasından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

2. İlk Derece Mahkemesi kararı kesin olarak verilmiştir.

IV. KANUN YARARINA TEMYİZ

A. Kanun Yararına Temyiz Yoluna Başvuran

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararının kanun yararına temyizen incelenmesi Adalet Bakanlığı tarafından istenilmiştir.

B. Temyiz Sebepleri

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 24.09.2024 tarihli, 39152028-153.01-1105-2024-E. 1774/22924 sayılı, kanun yararına temyiz konulu yazısında; borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması gerektiği, somut uyuşmazlıkta, icra takibinin kesinleşmesinden sonra 25.05.2021 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında davacı borçlunun "Toplamda 13.203,66 TL olan borcumu tek seferde nakit olarak 10.06.2021 tarihinde ödemeyi taahhüt ediyorum." diyerek imzalı beyanda bulunduğu, 01.06.2021 tarihinde davanın açıldığı, davacı borçlunun bu beyanı ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verildiği, beyanın borcun kabulü anlamına gelip gelmediği, bu durumda davacının menfi tespit davası açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu belirtilerek yukarıda tarih ve sayısı gösterilen kararın kanun yararına temyizen incelenmesi istenilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olup uyuşmazlık, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonra ödeme taahhüdünde bulunmasının borcun kabulü anlamına gelip gelmediği, bu durumda menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 363/1 hükmü uyarınca ilk derece mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlar ile istinaf incelemesinden geçmeden kesinleşmiş bulunan kararlarına karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına temyiz yoluna başvurulur.

2. Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde, HMK'nın 363/2 hükmü uyarınca karar kanun yararına bozulur ve bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmaz.

3. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72. maddesi.

3. Değerlendirme

İcra takibinin kesinleşmesinden sonra 25.05.2021 tarihinde yapılan haciz işlemi sırasında davacı borçlu, "Toplamda 13.203,66 TL olan borcumu tek seferde nakit olarak 10.06.2021 tarihinde ödemeyi taahhüt ediyorum." diyerek imzalı beyanda bulunmuş, 01.06.2021 tarihinde eldeki menfi tespit davasını açmıştır. Davacı borçlu, takibin kesinleşmesinden sonra yapılan haciz işlemi sırasında ödeme taahhüdünde bulunmuş olup icra baskısı ve tehdidi altında borcu üstlendiği söylenemez. Davacı beyanında açıkça, "Toplamda 13.203,66 TL olan borcumu tek seferde nakit olarak 10.06.2021 tarihinde ödemeyi taahhüt ediyorum." diyerek borcu da kabul etmiştir.

Her ne kadar davadan önce, takip kesinleştikten sonra davacı borçlu tarafından borç benimsenerek ödeme taahhüdünde bulunulmuş ise de, anılan bu beyanın kapsamının her somut uyuşmazlıkta ayrıca değerlendirilmesi gerekeceğinden davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı vardır. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince, anılan beyan çerçevesinde davacının borcu benimseyip ödeme taahhüdünde bulunduğu gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde verilen kabul kararının kanun yararına bozulması gerekmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Adalet Bakanlığının 6100 sayılı Kanun’un 363. maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz isteminin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA,

Dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına gönderilmesine,

17.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan V.       Üye                            Üye                     Üye                 Üye  
Ali Orhan         Dr. Orhan Sekmen    Mehmet Tunç      İsmail Yavuz    Okan Albayrak

BİLGİ : "Menfi tespit davası açan keşidecinin çekinceli ödeme taahhüdünde bulunması borç ikrarı sayılmaz" şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 13 Haziran 2018 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/menfi-tespit-davasi-acan-kesidecinin-cekinceli-odeme-taahhudunde-bulunmasi-borc-ikrari-sayilmaz