KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

BAŞHAKEMİN OĞLUNUN, HAKEMİN KURUCUSU OLDUĞU HUKUK BÜROSUNDA ÇALIŞMASI, HAKEM KARARININ İPTALİ KOŞULLARINI OLUŞTURMAKTADIR.

T.C.
YARGITAY
11. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/4087
Karar No      : 2025/620

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi
                                                (İlk Derece Mahkemesi Sıfatıyla)
TARİHİ                                 : 03.04.2024
SAYISI                                 : 2023/4 Esas, 2024/2 Karar

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davacılar vekili tarafından temyiz edilmekle; temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi. Duruşma için belirlenen 04.02.2025 günü hazır bulunan davacılar vekilleri Avukat T.M., Avukat U.M. ve davalı vekilleri Avukat F.G., Avukat M.K., Avukat D.E. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü.

KARAR

I. DAVA

Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkilleri ile davalı arasında 17.03.2010 tarihinde Y. Petrol Ticaret ve Nakliyat A.Ş.'nin hisselerinin tamamının davalıya devredilmesine ilişkin Hisse Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, Y. A.Ş.'nin gaz markasının E...GAZ olduğunu, bu sözleşme çerçevesinde müvekkillerinin, Y. A.Ş.'deki paylarını (E...GAZ'ı) davalı İ. A.Ş.'ye devrettiklerini, İ.'ın hisse devir sözleşmesinden önce piyasa araştırması yaptığını, bu sözleşmelerdeki temel amacın, İ. ve A.'ın sahip oldukları akaryakıt ve gaz markaları ile işbirliği yapmak, hedeflenen bayi sayısına ulaşmak ve gaz satışından elde edilen karı paylaşmak olduğunu, payları devredilen Y. A.Ş. ile dava dışı A. Petrol ve Tic. A.Ş. (A.pet) arasında da bir sözleşme yapıldığını, bu sözleşmede münhasırlık kaydının da sadece A.pet açısından öngörüldüğünü, taraflar arasında tek amaca hizmet eden 2 sözleşmeden bahsedilebileceğini, 17.03.2010 tarihli sözleşmede öngörülen sayılara ulaşılamaması üzerine taraflar arasında ihtilaf çıktığını, İ. tarafından 24.02.2022 tarihli ihtarname ile uyuşmazlığın çözümü için 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu'nun (MTK) 10. maddesi uyarınca “tahkim talebi” ihtar edildiğini, tahkim yargılamasında İ.'ın Hisse Alım Satım Sözleşmesinin 7(g) hükmüne göre cezai şart ve sair taleplerde bulunduğunu, müvekkillerinin de karşı dava açarak uğradıkları zararın tazminini talep ettiklerini, davalının hakem olarak Prof. Dr. Z.A.'yı, müvekkillerinin de Prof. Dr. A.Y.'ı tayin ettiğini, Başhakem olarak Prof. Dr. M.B.'ın belirlendiğini, Hakem heyetinin, davacının taleplerini oy çokluğu ile kısmen kabul ettiğini, müvekkillerinin karşı davasını ise oy çokluğu ile reddettiğini, hakemlerden birinin kararların tamamına muhalefeti bulunduğunu, Hakem kararındaki çoğunluk görüş sahibi hakemlerin tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğini, kararın MTK'nın 15/a/1/b hükmü uyarınca iptali gerektiğini, tahkimde davacı hakemi ile başhakem, özellikle de başhakem açısından hakemin reddi sebebi olarak tarafsızlığı şüpheye düşürür bir durumun ortaya çıktığını, bu konuda hakemlerin tarafları bilgilendirmediğini, hakem yargılamasında davacı-karşı davalı İ. A.Ş.'nin Prof. Dr. Z.A.'yı, davalı-karşı davacının da Prof. Dr. A.Y.'ı hakem olarak tayin ettiğini, bilahare tarafların üçer isim belirlediğini ve bu isimlere puan verildiğini, en yüksek oyu Prof. Dr. O.B.G.'ın aldığını, kendisinin Prof. Dr. Z.A.'nın hakem ya da taraf vekili olduğu bir başka tahkim davasında hakem olarak çalıştığını bildirerek hakemlik görevinden çekildiğini, daha sonra ikinci yüksek oyu alan Prof. Dr. M.B.ın, başhakem olarak seçildiğini, yargılama sonrasında müvekkillerince, kendilerine bazı bilgi ve belgelerin iletildiğini, başhakem Prof Dr. M.B.'ın oğlunun Prof. Dr. Z.A.'nın ofisinde avukat ya da stajyer avukat olarak çalışmasına rağmen bu hususun taraflara bildirilmediğini, Prof. Dr. Z.A.'nın ofisinin web sayfası incelendiğini ancak ilk olarak burada bu bilgiyi doğrulayan bir veriye rastlanmadığını, daha sonra yapılan araştırmada Prof. Dr. Z.A.'nın web sayfasında “ekibimiz/team kısmı” (www.archive.org) sayfasında E.K.B.'ın bu ofiste çalıştığının tespit edildiğini, uluslararası hukukta hakemlerin bağımsızlık ve tarafsızlığı için düzenlemeler bulunduğunu, bu konuda akla gelen ilk düzenlemenin Uluslararası Barolar Birliğinin hazırladığı “Milletlerarası Tahkimdeki Menfaat Çatışmalarına İlişkin İBA İlkeleri olduğunu, MTK'nın 7/C maddesinde kendisine hakemlik önerilen kimsenin, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe etmeyi haklı gösteren hâl ve şartları açıklamak zorunda olduğu, taraflar önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakemin, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirmesi gerektiği, hakemin, taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen bir ret sebebi mevcut bulunduğu, tarafsızlığından şüphe etmeyi haklı gösteren hâl ve şartların gerçekleştiği takdirde reddedilebileceğinin düzenlendiğini, hakemlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığına ilişkin olarak birçok kurumsal tahkim merkezi kuralları arasında da hükümler bulunduğunu, başhakemin oğlunun hakem Prof. Dr. Z.A.'nın ofisinde çalışmasının taraflara beyan edilmediğini, bu durumunun başhakemin tarafsızlığını etkileyen bir husus olduğunu ve başhakemin reddini gerektirebilecek bir durum olduğunu, başhakemin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda bildirim yapmamasının MTK'nın 7. maddesine göre kararın iptali sebebi olduğunu, hakem heyetinin duruşmalarda ve kararında İ. lehine yol gösterip akıl vererek tarafsızlığını yitirdiğini, hakem heyeti tarafından oy çokluğu ile verilen kararın taleple bağlılık ilkesine aykırı olduğunu, hakemin yetkisini aşması sebebiyle MTK'nın 15/a/1/d ve 15/a/2/b hükmü uyarınca kararın iptali gerektiğini, muhalefet şerhi sunulmamış olmasının da kararın iptalini gerektirdiğini, tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini, adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırı işlemler yapıldığını, Hakem Heyeti kararının kamu düzenine aykırı olduğunu, delilleri değerlendirmede eşitliğe aykırı davranıldığını (MTK'nın 15/a/1/g hükmü), kararın gerekçesiz ve sürpriz bir karar olduğunu, Hakem Heyetinin karşı davada, sözleşmenin feshine karar verilmesi talebiyle ilgili olarak “hakem heyetinin karar verme yetkisinin bulunmadığı” şeklinde hukuka aykırı bir karar verdiğini, karşı davadaki bir kısım istemler hakkında karar verilmediğini (MTK'nın 15/a/1/e hükmü), Hakem Heyetinin bilirkişi raporu alınmaksızın karar verdiğini ileri sürerek Hakem kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde, hakem kararının iptalini gerektirir sebeplerin bulunmadığını, kamu düzenine aykırılığın söz konusu olmadığını, tahkim yargılamasının başında davacılar tarafından yüksek puan verilen Başhakem’in, tahkim yargılaması süresince bu konuda hiçbir şikayet dile getirilmeksizin, hakem heyeti kararının açıklanmasından sonra tarafsız ve bağımsız olmamakla itham edilmesinin kabul edilemeyeceğini, davacı tarafın atıfta bulunduğu IBA Milletlerarası Tahkimde Menfaat Çatışmalarına İlişkin İlkelerin emredici kural niteliğinde olmayıp taslak kılavuz ilkeleri olduğunu ve bağlayıcı olmadığını, başhakemin oğlunun, 30’dan fazla avukatın çalıştığı Hakem Prof. Dr. Z.A.’nın kurucusu olduğu hukuk bürosunda yasal stajyer pozisyonunda ve sadece 11 ay boyunca çalıştığını, başhakemin oğlunun yargılama devam ederken 2023 Temmuz ayında bürodan ayrıldığını, davacı tarafın söz konusu iddialarını tahkim yargılamasında da ileri sürmediğini, dosya kapsamına göre hakemin tarafsızlığını yitirdiğine ve tarafların eşitliği ilkesini ihlal ettiğine dair somut bir veri bulunmadığını, MTK'nın 15/A/1/d hükmünde yer verilen iptal sebebinin davacının “…Hakem veya hakem kurulunun, hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğuna karar verdiğini,…” ispat etmesi olarak düzenlendiğini, başvuruyu yapan taraf, hakem veya hakem kurulunun hukuka aykırı olarak yetkili veya yetkisiz olduğunu ispat ederse, hakem kararının iptal edilebileceğini, MTK'nın 15/A/1/e hükmünde yer verilen iptal sebebi davacının “…Hakem veya hakem kurulunun, tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aştığını,…” ispat etmesi olarak düzenlendiğini, başvuruyu yapan taraf, hakem veya hakem kurulunun tahkim anlaşması dışında kalan bir konuda karar verdiğini veya istemin tamamı hakkında karar vermediğini ya da yetkisini aştığını ispat ederse, hakem kararının iptal edilebileceğini, MTK'nın 15/A/1/g hükmünde yer verilen iptal sebebinin davacının "…Tarafların eşitliği ilkesinin gözetilmediğini…" ispat etmesi olarak düzenlendiğini, başvuruyu yapan tarafın hakem veya hakem kurulunun taraflara eşit muamelede bulunmadığını ispat ederse, hakem kararının iptal edilebileceğini, MTK'nın 15/A/2/b hükmü uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince "Kararın kamu düzenine aykırı olduğu," tespit edilirse, hakem kararının iptal edilebileceğini; ancak somut olaydaki hakem kararının kamu düzenine aykırı olmadığını ve bu sebeple iptalinin söz konusu olamayacağını, MTK'nın 15/A maddesi uyarınca Mahkeme tarafından resen değerlendirilmesi gerekli olacak hiçbir iptal sebebinin somut olayda bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tarafça yargılama sürerken başhakemin oğlunun taraf hakemi Prof. Dr. Z.A.’nın bürosunda çalışmasının tarafsızlığa etki eden bir husus olup bu durumun hakemin reddi sebebi olduğu ayrıca Hakem Prof. Dr. Z.A.’nın İ. A.Ş. vekili ile aynı Komisyon’da çalışması nedeniyle tarafsızlığının zedelendiği halde hakemlerce bu hususların kendilerine bildirilmediği, bu durumun hakem heyetinin tarafsızlığına şüphe düşürdüğü ileri sürülmüş ise de davacı tarafın hakem heyetinin teşekkülü sırasında hakem heyetinin oluşumuna itirazı bulunmadığı gibi tahkim yargılaması sırasında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 409. maddesi kapsamında ileri sürdüğü bir itirazı da bulunmadığı, dosya kapsamına göre hakemlerin tarafsızlığını yitirdiğine ve tarafların eşitliği ilkesini ihlal ettiğine dair somut bir veri bulunmadığı gibi davacı tarafın, hakemlerin tarafsızlığını yitirdiğini ilk kez iptal davasında ileri sürdüğü, tahkim yargılaması sırasında ve hakem heyetince kararın verildiği tarihine kadar bu hususu dile getirmediği dikkate alındığında MTK'nın 15/A-1/b (HMK 439/2-b) hükmüne aykırılık bulunduğuna ilişkin iptal sebebinin yerinde görülmediği, taraflar arasındaki hisse alım sözleşmesiyle ilgili olarak sözleşmenin yürürlüğe girmesi, geçerliliği, uygulanması ya da yorumundan kaynaklanan her türlü ihtilafın hakem heyeti tarafından çözümleneceği karara bağlanmış olup sözleşmenin devam edip etmemesi kararının, sözleşme taraflarının özgür iradeleriyle vermeleri gereken bir karar olduğu, hakem kurulunun tarafların yerine geçerek bu kararı verme yetkisinin bulunmadığı, Hakem kurulunun yetkisini aştığı iddiası yönünden yapılan değerlendirmede; tahkim yargılamasında davacı tarafça, hakem heyetinin asıl davada taleple bağlılık ilkesini ihlal eder şekilde karar verdiği ileri sürülmüş ise de tahkim yargılamasındaki davacı taleplerinden birinin de hisse alım sözleşmesinin 7/g. hükmüne dayalı eksik istasyon sayısı olan 266 adet için her bir istasyon için belirlenmiş olan 115.556 USD olmak üzere toplamda 30.737.896 USD'nin tahsili istemine ilişkin olduğu, Hakem Heyeti kararında asıl dava yönünden davacı talebinin % 60'lık kısmına karşılık gelen 18.442.737,60 USD'nin fiili ödeme tarihindeki TCMB satış kuru üzerinden TL cinsinden davacıya ödenmesine karar verilmiş olup verilen kararda talebi aşan bir yön bulunmadığı, hisse alım sözleşmesinin 7.g hükmüne dayalı talebin hukuki nitelendirmesi yapılarak karar verildiği gözetildiğinde sürpriz karar verme yasağının ihlali söz konusu olmayıp tahkim dosyası kapsamında yargılama konusu vakıalara ilişkin tarafların iddia ve savunmalarının dinlenildiği, delillerinin toplandığı gözetildiğinde HMK'nın 439/2-f hükmüne aykırı davranıldığına ilişkin iptal sebebinin yerinde görülmediği, HMK'nın 431. maddesi uyarınca hakem kurulu, çözümü teknik bilgi gerektiren konularda bilirkişiye başvurabileceği gibi mahkemeden farklı olarak hakemlerin kendi uzmanlık alanlarındaki bilgilerini kullanmak suretiyle ve bilirkişi raporu almadan da karar vermelerinin mümkün olduğu, bilirkişi incelemesi talebinin reddinin tarafların eşitliği ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali sonucunu doğurmadığı, tahkim dosyası kapsamında iddia ve savunmalarını bildirmeleri, delillerini sunmaları yönünden her iki tarafa da gerekli ve eşit sürelerin verildiği, her iki tarafın da bu yönde dilekçe ve delillerini sunduğu, duruşmanın tarafların katılımı ile yapıldığı, verilen kararda iddia ve savunmaların hakem kurulu tarafından değerlendirildiği, HMK’nın 433/1. hükmünde taraflarca aksi kararlaştırılmamış ise hakemlerin kararlarını oy çokluğuyla da verebileceklerinin düzenlendiği, taraflar arasındaki sözleşmede yer alan tahkim şartında da anılan maddenin aksine bir düzenleme bulunmadığı, Hakem Kurulu’nun oy çokluğu ile karar vermesi halinde muhalif kalan hakemin kararı imzalaması yeterli olup ayrıca muhalefet şerhi yazması zorunluluğunun bulunmadığı, Hakem Heyeti kararında karşı dava yönünden sübut gerekçelerin de açıklandığı, dava konusu kararda kamu düzenine aykırılık oluşturan bir hususun da bulunmadığı gerekçesiyle iptal davasının reddine karar verilmiş, karar davacılar vekilince temyiz edilmiştir

IV. TEMYİZ

A. Dava ve Hukuki Nitelendirme

Dava, hakem kararının iptali istemine ilişkindir.

B. Değerlendirme ve Gerekçe

1. Yukarıda yapılan özetten anlaşılacağı üzere davacılar vekili dava dilekçesinde, hakem kararındaki çoğunluk görüşü sahibi hakemlerin tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitirdiğini, tahkimde davacı hakemi ile başhakem, özellikle de başhakem açısından hakemin reddi sebebi olarak tarafsızlığı şüpheye düşürür bir durumun ortaya çıktığını, bu konuda hakemlerin tarafları bilgilendirmediğini, başhakem Prof. Dr. M.B.'ın oğlunun Prof. Dr. Z.A.'nın ofisinde avukat ya da stajyer avukat olarak çalışmasının taraflara beyan edilmediğini, bu durumunun başhakemin tarafsızlığını etkileyen bir husus olduğunu ve başhakemin reddini gerektirebilecek bir durum olduğunu, başhakemin bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda bildirim yapmamasının MTK'nın 7. maddesine göre kararın iptali sebebi olduğunu ileri sürmüş, davalı vekili ise başhakemin tarafsızlığını yitirdiğine ve hakemlerin tarafların eşitliği ilkesini ihlal ettiğine dair somut delil bulunmadığını, başhakemin oğlunun, Hakem Prof. Dr. Z.A.’nın kurucusu olduğu hukuk bürosunda yasal stajyer pozisyonunda bir süre çalışmasının hakemlerin tarafsızlığını yitirmesi ve bunun da hakem kararının iptaline sebep olamayacağını savunmuştur.

HMK'nın 417. maddesi kendisine hakemlik önerilen kimsenin, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşulları açıklamak zorunda olduğunu, tarafların önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakemin, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirmekle yükümlü olduğu, hakemin,... tarafsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşullar gerçekleştiği takdirde reddedilebileceğini düzenlemiştir.

MTK'nun 7/C maddesi "....Kendisine hakemlik önerilen kimse, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe etmeyi haklı gösteren hâl ve şartları açıklamak zorundadır. Taraflar önceden bilgilendirilmemiş oldukları takdirde hakem, daha sonra ortaya çıkan durumları da gecikmeksizin taraflara bildirir. Hakem, taraflarca kararlaştırılan niteliklere sahip olmadığı, taraflarca kararlaştırılan tahkim usulünde öngörülen bir ret sebebi mevcut bulunduğu, tarafsızlığından şüphe etmeyi haklı gösteren hâl ve şartlar gerçekleştiği takdirde reddedilebilir..." hükmünü haizdir.

Anılan hükümlere bakıldığında hakemlerin yargılama yaparken tarafsız ve bağımsız olmaları gerekmektedir. Bu durum objektif ve adil karar verilmesi bakımından önemlidir. Hakemin tarafsızlığı; taraflara, kendisini görevlendiren tarafa, kişi veya kuruma ya da uyuşmazlığa objektif yaklaşabilmesini ifade eder. Anılan ilkeler başhakem açısından da geçerlidir.

Tarafsızlığından şüphe duyulmayı haklı gösteren durumların varlığı halinde hakemin reddi talep edilebilir. HMK'da, hakemlerin tarafsızlığı ve bağımsızlığı bakımından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşullar gerçekleştiği takdirde reddedilebileceğini düzenlemiştir. Hakemin tarafsızlığına dair şüphenin-güvensizliğin objektif ve makul olması gerekir. Ancak bir tarafın kişişel şüpheleri, somut verilere dayandırmadığı güvensizlikleri haklı şüphe olarak değerlendirilemeyecektir. Kanun'da haklı şüpheden nelerin anlaşılması gerektiğine dair bir açıklık bulunmamaktadır. Bu konunun her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yine yukarıda anılan Kanun hükümlerine bakıldığında kendisine hakemlik önerilen kimsenin, bu görevi kabul etmeden önce tarafsızlık ve bağımsızlığından şüphe edilmeyi haklı gösteren durum ve koşulların varlığı halinde tarafları bilgilendirme yükümlülüğü getirilmiştir. Bu yükümlülük hakeme görevin teklif edilmesiyle başlayıp tahkim yargılamasının sonuna kadar devam eder. Bu yükümlülük sadece görevi kabulden önceki döneme ilişkin olmayıp yargılama sırasında ortaya çıkan durumlar için de geçerlidir. Söz konusu yükümlülük tarafların hakem yargılamasına olan güvenini sağlama bakımından önemlidir. Hakemlerin bağımsızlığı ve tarafsızlığı kamu düzenine ilişkindir. Bu itibarla da hakem kararının iptali davasında, hakemlerin tarafsızlığı ve bağımsızlığını yitirdiğine ilişkin iddianın değerlendirilmesi gerekmektedir.

Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı tarafın iddiası kapsamında, davalı tarafın cevap dilekçesinde yer alan "...Başhakemin oğlunun, 30’dan fazla avukatın çalıştığı Hakem Prof. Dr. Z.A.’nın kurucusu olduğu hukuk bürosunda yasal stajyer pozisyonunda ve sadece 11 ay boyunca çalıştığı, başhakemin oğlunun yargılama devam ederken 2023 Temmuz ayında bürodan ayrıldığı..." şeklindeki savunması karşısında hakem kararının iptali koşullarının oluştuğu nazara alınmadan Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

2. Bozma sebebine göre davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar verilmiştir.

VI. SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'un 373/2 hükmü uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, takdir olunan 28.000,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 06.02.2025 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

Başkan                   Üye                         Üye                         Üye                           Üye  
Abdullah Yaman      Dudu İrem Toros     Mehmet Durgun     Dr. Orhan Sekmen     Mikail Özdemir
(M)                                                                                                                            (M)

MUHALEFET ŞERHİ

Dava hakem heyeti kararının iptali talebine ilişkindir.

Davacı, başhakem olarak seçilen M.B.’ın oğlunun taraf hakemi Z.A.’ya ait büroda çalıştığını bu durumun hakemlerin bağımsız ve tarafsız olma yükümlülüğünü ihlal eder nitelikte bulunduğunu, hakemin reddi sebepleri arasında yer aldığını, tarafları önceden bu konuda bilgilendirilmeyen hakemlerin tarafsızlarını yitirdiklerinden bahisle kararın iptalini talep etmiştir.

Davalı ise, davacı iddiaların somut vakıalara dayanmadığını, hakem kararları iptalinin sınırlı sebeplere indirgendiğini, bunların hiçbirinin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Taraflar arasında akdedilen hisse satış sözleşmesindeki tahkim şartından dolayı ihtilaf üç hakemden oluşan heyet tarafından oy çokluyla karara bağlanmıştır.

Tahkim yargılamasını yürütecek hakemlerin tarafsız, bağımsız ve taraflara eşit muamelede bulunmaları işin tabiatı gereğidir. İlerde taraflarca öğrenilmesi halinde hakemin vasıf ve niteliği hakkında şüpheyi haklı kılacak vakıalarla ilgili önceden bilgilendirme yapma yükümlülüğü hakemlerin temel görevleri arasındandır.

Sayın çoğunlukla aramızdaki ihtilaf, menfaat çatışmasına ilişkin hallerde hakemin ifşa yükümlülüğünü yerine getirmemesinin iptal sonucunu doğurup doğurmayacağı hususundan toplanmaktadır.

Konuya dair en kapsamlı yazılı metin Milletlerarası Tahkimde Menfaat Çatışmasına Dair IBA Kılavuzunda yer almaktadır.

Burada örnekleme yoluyla; feragat edilemez kırmızı liste, feragat edilebilir kırmızı liste, Turuncu ve Yeşil liste olmak üzere dört ana başlık altında hakemlerin bildirim yükümlülüğü halleri açıkça sıralanmıştır.

Kırmızı liste kapsamındakiler daha ziyade hakemin taraflardan biriyle menfaat birlikteliğini düzenleyen hallerden söz edilmişken, turuncu listede Hakem ile başka bir hakem veya vekil arasındaki ilişkiler de ele alınmıştır. Ancak sayılanlar arasında hakemlerden birinin altsoyunun diğer bir hakemin işyerinde çalışıyor olmasına dair somut bir örneklemeye rastlanmamaktadır.

Malum, hakem kararlarının iptali ancak ilgili kanunların cevaz verdiği sınırlı hallerde söz konusu olabilir. Gerek Milletlerarası Tahkim Kanununun 15. maddesinde, gerekse Hukuku Muhakemeleri Kanununun 439 maddesinde sıralanan iptal sebepleri arasında hakemin bilgilendirme yükümlülüğünü ihlali, açık iptal sebepleri arasında zikredilmemiştir.

Elbette ki, hakemin reddine sebebiyet verecek hususlarla ilgili bilgilendirme eksikliğinin tarafların eşitliği ilkesi ve yahut kamu düzenini ihlal boyutu itibarıyla iptal sebebi yapılması mümkündür. Ancak hakemlerden birinin oğlunun diğer hakem nezdinde geçici süreyle avukatlık stajı yapmasından ibaret vakıanın etik ilkeler çerçevesinde eleştirilmesi mümkün ise de sonuç itibariyle tezahür eden hakem kararı üzerinde ne derecede etkili olduğu somut verilerle ortaya konulmadan iptal müeyyidesine tabi tutmanın orantılılık ve ölçülülük ilkeleriyle bağdaştıramadığımızdan bozma yönünde tezahür eden sayın çoğunluk kararına iştirak etmiyoruz.

Başkan                           Üye
Abdullah Yaman             Mikail Özdemir