KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

AYNI BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNİN AYNI DAİRESİNİN FARKLI YÖNDEKİ KESİN NİTELİKTEKİ KARARLARI ARASINDA UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ TALEP EDİLEMEZ.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/14411
Karar No      : 2025/6213

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ UYUŞMAZLIĞIN
GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR

I. BAŞVURU

Başvurucu vekili dilekçesinde; salt maddi hasarlı trafik kazalarında Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının B.4/f bendine dayalı olarak sigorta akidi aleyhine dava açılıp açılamayacağı hususunda Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin kendi içerisinde kararlarının çeliştiğini belirterek 5235 Sayılı Kanunun 35/3. maddesi gereğince uyuşmazlığın giderilmesini talep etmiştir.

II. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 05.04.2021 Tarihli ve 2021/444 Esas, 2021/624 Karar Sayılı Kararı

İlk derece mahkemesince eldeki ZMSS içe rücu davasında salt maddi hasarlı trafik kazası sonrası olay yerini terk eden sigortalı araç sürücüsünün zorunlu nedenlerle olay yerini terk ettiğini kanıtlayamadığı, kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun bölge adliye mahkemesince 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

B. Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin 27.03.2023 Tarihli ve 2022/1382 Esas, 2023/537 Karar Sayılı Kararı

İlk derece mahkemesince eldeki ZMSS içe rücu davasında davacının sigortaladığı araç sürücüsünün salt maddi hasarlı trafik kazasından sonra olay mahallini terk etmesinin tek başına davacı sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebilmesine yeterli olmadığı, bu sebeple zararın artmasına neden olunmasının gerektiği, davacı yanın sürücünün olay yerini terk etmesinin zararını arttığının iddia ve ispat edemediği, kaldı ki olay tutanağında belirtildiği üzere kamyonun damperinin açık kaldığı, mobese kameralarında meydana gelen zararın ihbar olunanın olay yerini terk etmesi sebebiyle arttığına dair dosyada delil bulunmadığı gibi işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti ya da ağır kusuru sonucunda meydana geldiği yönünde ispata yarar bir delil bulunmadığı, ayrıca sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat külfetinin sigortacıya ait olduğu, tek başına sürücünün olay yerini terk etmiş olmasının davacı sigorta şirketinin rücu sebebi olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun bölge adliye mahkemesince 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

III. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartlarına göre trafik kazalarında olay yerinin terk edilmesinin başlı başına rücu sebebi olup olmadığı, olay yerini terk halinde ispat külfetinin yer değiştirerek sigortalıya geçip geçmediği ve kanun ibaresinde sadece bedeni hasardan bahsedilmiş olmakla, düzenlemenin maddi hasara sebep olan trafik kazalarında da uygulanıp uygulanmayacağına yönelik Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi'nin yukarıda belirtilen kararları arasında uyuşmazlık bulunduğuna karar verilmiştir.

IV. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE

Bölge adliye mahkemelerinin benzer olaylarda kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi isteminin hukuki dayanağı, 5235 sayılı Kanun'un 35. maddesinde yer alan düzenlemedir.

5235 sayılı Kanun'un 35. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde yer alan düzenlemeye göre; “Re'sen veya bölge adliye mahkemesinin ilgili hukuk veya ceza dairesinin ya da Cumhuriyet başsavcısının, Hukuk Muhakemeleri Kanunu veya Ceza Muhakemesi Kanununa göre istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanların, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde bu uyuşmazlığın giderilmesini gerekçeli olarak istemeleri üzerine, kendi görüşlerini de ekleyerek Yargıtaydan bu konuda bir karar verilmesini istemek” bölge adliye mahkemesi ceza daireleri başkanlar kurulu ve hukuk daireleri başkanlar kurulunun görevleri arasında sayılmıştır.

5235 sayılı Kanun’un 35. maddesinin ikinci fıkrası ise şu şekildedir: "...(Değişik fıkra: 20/11/2017–KHK-696/92 md.; Aynen kabul:1/2/2018-7079/87md.) (3) numaralı bende göre yapılacak istemler, ceza davalarında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına, hukuk davalarında ise ilgili hukuk dairesine iletilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı uyuşmazlık bulunduğuna kanaat getirmesi durumunda ilgili ceza dairesinden bir karar verilmesini talep eder. Uyuşmazlığın giderilmesine ilişkin olarak dairece bu fıkra uyarınca verilen kararlar kesindir...”

Adli yargı alanındaki içtihatların birleştirilmesi görevi, esas olarak Yargıtay'ın kararları aracılığıyla yerine getirilir. Çünkü, Yargıtay'ın asli görevi, bir kuralın anlamı konusunda ülke genelinde yorum birliği ve içtihat birliğini sağlamaktır (Güzel, Ali, "İçtihat Uyuşmazlığı Nedeniyle Adil Yargılanma Hakkının İhlali", Çalışma ve Toplum, C.3, S.78, 2023, s.1999).

5235 sayılı Kanun'un 35. maddesi ile Yargıtay'a verilen görevlerden birisi de bölge adliye mahkemelerinin kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine ilişkindir. Söz konusu Kanun hükmüne göre, benzer olaylarda bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar arasında uyuşmazlık bulunması hâlinde, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi başkanlar kurulunca, Yargıtayın ilgili hukuk dairesinden bu konuda bir karar verilmesi istenir.

Bilindiği gibi Kanun'un 35. maddesinin ilk şeklinde, Yargıtay Birinci Başkanlığından uyuşmazlığın giderilmesi hakkında bir karar verilmesinin isteneceği öngörülmüşken, 20.11.2017 tarihli 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin (aynen kabul: 01.02.2018-7079/87) 92. maddesi ile yapılan değişiklikle birlikte uyuşmazlığın giderilmesine yönelik istemlerin hukuk davalarında ilgili hukuk dairesine iletileceği hükme bağlanmıştır. Böylece, bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunca uyuşmazlığın giderilmesine yönelik taleplerin Yargıtay Birinci Başkanlığı yerine ilgili hukuk dairesine iletilmesi kural hâline gelmiştir.

Sonuç olarak yukarıda yer verilen yasal düzenlemeye göre hukuk davalarında bölge adliye mahkemesi başkanlar kurulunun uyuşmazlığın giderilmesi talepleri bakımından karar verme yetkisi, Yargıtayın ilgili hukuk dairesine ait olup bu yetkinin kapsamı, bölge adliye mahkemesi hukuk veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar ya da bu mahkeme ile başka bir bölge adliye mahkemesi hukuk veya veya ceza dairelerince verilen kesin nitelikteki kararlar ile sınırlıdır.

Kanun koyucu, 2797 sayılı Kanun'dan farklı olarak 5235 sayılı Kanun'da, aynı bölge adliye mahkemesinin aynı dairesinin farklı yöndeki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi yönünde bir seçeneğe yer vermemiştir. Kanunun açık hükmü karşısında, aynı bölge adliye mahkemesinin aynı dairesinin farklı yöndeki kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın Yargıtay'ın ilgili hukuk dairesince giderilmesi mümkün değildir.

Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulunca 5235 sayılı Kanun'un 35. maddesi gereğince Dairemize iletilen uyuşmazlığın, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin iki farklı kararına ilişkin olduğu görülmektedir. Aynı mahkemenin aynı dairesinin benzer olaylardaki farklı kararları arasındaki çelişkilerin 5235 sayılı Kanun'un 35. maddesi bağlamında giderilmesi mümkün olmadığından uyuşmazlığın giderilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun 24.11.2023 tarihli ve 2023/5 Esas-2023/5 Karar sayılı kararına istinaden iletilen mevcut talep yönünden uyuşmazlığın giderilmesine YER OLMADIĞINA,

17.04.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                     Üye              Üye                        Üye                     Üye 
Kadri Özerdoğan     Ali Çolak     Hüseyin Tuztaş     Yunus Yılmaz    Mehmet Arı

BİLGİ : “Aynı bölge adliye mahkemesinin aynı dairesinin farklı yöndeki kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesi mümkün değildir” şeklindeki Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 25 Haziran 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/ayni-bolge-adliye-mahkemesinin-ayni-dairesinin-farkli-yondeki-kesin-nitelikteki-kararlari-arasindaki-uyusmazligin-giderilmesi-mumkun-degildir

İÇTİHAT YORUMU : “Tarafımızca tespit edilmiş birden çok Yargıtay dairesini ilgilendiren Bölge Adliye Mahkemeleri arasındaki uyuşmazlık; HMK döneminde geçici hukukî koruma talep edildiğinde mahkemenin HMK m. 26 hükmü anlamında geçici hukukî koruma açısından taleple bağlı mı olduğu yoksa HMK m. 33 hükmü anlamında geçici hukukî koruma talep edenin talebi ile bağlı olmayıp hukuku re’sen mi uygulayacağı noktasındadır.” (KARAMERCAN, Fatih, 5235 Sayılı Kanunun Madde 35/1-b.3 Hükmü Uyarınca Uyuşmazlığın Giderilmesinde Yaşanan Sorunlar, İzmir Barosu Dergisi, Y: 87, S: 2022/3, s. 218)

Bu makalede ifade edildiği üzere, İstanbul BAM 3. Hukuk Dairesi’nin 2020/296 E. sayılı dosyasında HMK m. 26 hükmünün uygulanacağına karar verilmişken, İstanbul BAM 3. HD. 2021/1297 E. sayılı dosyasında ise HMK m. 33 hükmünün uygulanacağına karar verilmiştir. İstanbul BAM 3. HD. 2020/296 E. ile İstanbul BAM 3. HD. 2021/1297 E. sayılı dosyalarında, başkan ve üyelerin tamamı birbirinden farklı hâkimlerden oluşmaktadır. Böyle bir durumda, acaba aynı bölge adliye mahkemesinin aynı dairesinin farklı yöndeki kesin nitelikteki kararları arasında da, uyuşmazlığın giderilmesi talep edilemez mi denilecektir?

Söz konusu makale için bkz.

https://bit.ly/3UVLk5Z