Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 14 Kasım 2024 tarihli kararına göre davaya konu taşınmazların parsel numaralarının sonradan değişmiş olduğu anlaşılsa da kararın icrasının mümkün olduğu görülmüştür.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Ekim 2024 tarihli kararına göre söz konusu ipoteğin, sadece konut finansman kredisine özgülendiği, iradi olarak verilmediği ve dolayısıyla zorunlu ipotek olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre avukat ile müvekkili arasındaki ücret sözleşmesi bir ilâma bağlanmadığı sürece rüçhanlı olarak kabul edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre UYAP evrak işlem kütüğü ekranında sistem üzerinden yüklenen belgenin kim tarafından ne zaman yüklendiği hususlarına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre iradi taraf değişikliğinden önce yeni tarafa karşı arabuluculuk başvurusu yapılıp sonuçlandırılmışsa dava şartının tamamlandığı kabul edilmelidir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 13 Mayıs 2024 tarihli kararına göre dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan, HMK 145 hükmünde belirtilen istisnai hallerin mevcudiyetini de ileri sürmeyen davacının sonra bildirdiği tanıklar dinlenemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04 Aralık 2024 tarihli kararına göre Çukurambar kafelerinin arka localarında dosya pazarlığı yapan yargı mensuplarından daha fazlasını beklememek lazımdır şeklindeki beyan HMK 32 gereği uygunsuz bir ifadedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre müteselsil kefil borçluya, genel haciz yoluyla ilamsız takibin yanı sıra maliki olduğu ipotekli taşınmazın paraya çevrilmesine yönelik ilamlı icra takibi de yapılabilir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25 Aralık 2024 tarihli kararına göre 01 Eylül 2023 tarihinden sonra TTK 792 hükmü kapsamında açılan çek istirdadı davası, arabuluculuk dava şartı kapsamındadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre elatmanın önlenmesine ilişkin açılan davada mülkiyet uyuşmazlığı ortaya çıktığı için kesinleşmeden icra edilemez.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08 Ekim 2024 tarihli kararına göre istem bölümünde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutulması veya alacağın şimdilik şu kadarının dava edilmesi durumunda davanın kısmî dava olarak açıldığının kabulü gerekir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 12 Kasım 2024 tarihli kararına göre ıslah edilen miktara ilişkin seçimlik hakkı Türk Lirası üzerinden kullanıldığından bu miktara ilişkin olarak ıslah tarihindeki döviz kuru esas alınmalıdır.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 08 Mayıs 2024 tarihli kararına göre karayolları motorlu araçlar zorunlu mali mesuliyet sigortacısına karşı açılacak davalar, zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi değildir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 14 Mart 2024 tarihli kararına göre ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini vermesi için kesin süre verilebilir ancak ıslah yapmak için süre istemişse henüz ıslah yapmadığından kesin süre verilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 03 Ekim 2024 tarihli kararına göre ihale saatinden önce alacaklı ihalenin düşürülmesini talep ettiğinden ihale düşürülmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 21 Kasım 2024 tarihli kararına göre aracın ayıpsız misli ile değişimi için alacaklının ilamda kendisine yüklenen edimi yerine getirmeden takibe devam etmesi mümkün değildir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24 Ekim 2024 tarihli kararına göre kaşe üzerinde birden fazla imzanın sadece şirket yönünden geçerliliği kabul edilmektedir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre doğrudan kısıtlı borçlu hakkında başlatılan takipte ödeme emrinin vasiye tebliğ edilmesi de sonuca etkili değildir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre Çetin Emeç Bulvarı 13.4 Cad. 35/6 adresinin belirgin bir idari birimi belirtmediği anlaşıldığından bu belgenin kambiyo vasfı yoktur.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre satışın zamanı hakkında hüküm yer almasa da, taşınmazın satışı için makul bir sürenin geçmesinden dolayı davalının satışa yanaşmaması hakkın kötüye kullanılmasıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 24 Ekim 2024 tarihli kararına göre itiraz dilekçesinde ileri sürülen teminat iddiasının borca itiraz niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre 5235 sayılı Kanunun madde 35 hükmündeki kendi görüşleri ifadesinden, kurulun kararlar arasında uyuşmazlık bulunup bulunmadığı yönündeki görüşü anlaşılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 07 Aralık 2023 tarihli kararına göre en yakın mirasçılar tarafından reddolunan mirasa ilişkin ihalenin feshi isteminde mirası reddeden mirasçıların hukuki yararları bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 25 Kasım 2024 tarihli kararına göre kira bedelinin tespiti davasında karar ve ilam harcının, aylık kira farkı üzerinden alınması gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30 Ekim 2024 tarihli kararına göre erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışının süregelen nitelikte olduğundan uzun yıllardır bu durumun kadın tarafından bilinmesi af kapsamında değerlendirilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 07 Kasım 2024 tarihli kararına göre itirazın kabulüne ilişkin mahkeme kararının temyiz edilmesi, henüz kesin hacze dönüşmeyen ihtiyati haczin kaldırılmasını engellemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11 Aralık 2024 tarihli kararına göre hükmü tümüyle ortadan kaldırır mahiyetteki usul bozmasına uyulması önceki kararla aynı şekilde hüküm tesis edilmesi yönünde bir usuli kazanılmış hak doğurmaz.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Ekim 2024 tarihli kararına göre söz konusu ipoteğin, sadece tarımsal krediye münhasır verildiği, iradi olarak verilen ipoteklerden olmadığı ve dolayısıyla zorunlu ipotek olmadığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 22 Ekim 2024 tarihli kararına göre feragat sözleşmesinin, belirli bir maldan feragat şeklinde yapılmasının önünde herhangi bir engel yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre alacağın sıraya kaydedildiği belirtildiğinden, davacının alacağının tahsil imkânı olup olmadığı netleşmediğinden tasarrufun iptali davası açmakta haksız olduğu söylenemez.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 01 Ekim 2024 tarihli kararına göre HUMK’da, katılma yoluyla temyize karşı tekrar katılma yoluyla temyiz gibi bir kanun yoluna başvuru usulü bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 07 Mart 2024 tarihli kararına göre raporda TÜFE oranları baz alınarak yapılan güncellemeye dair o tarih itibarıyla davacı lehine olan hesaplamaya itiraz etmemesi, davalı lehine usûlî kazanılmış hak oluşturamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre ödeme emrinin takip talebine uygun düzenlenmemesi ve takip talebinde asıl alacak tutarının ödeme emrine üç sıfır eksik şekilde yazılması icra müdürlüğü sorumluluğundadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kira belirleme yasağı getirilmişe de bu kapsamda bulunan sözleşmeler nedeniyle takip başlatılmasında yasal bir engel yoktur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre işlemde birlik ilkesine uygun şekilde düzenlenen resmî vasiyetname lehine yorum yapılması gerektiğinden vasiyetnamenin geçerli olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre ihalenin feshi kararının kesinleşmesi ile, daha evvel duran satış isteme süresi kaldığı yerden işlemeye başlayacaktır.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre eldeki davaya konu edilen vasiyetname söz konusu tenkis davasında da dava konusu olmakla, tenkis davasının kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması gerekir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 27 Haziran 2024 tarihli kararına göre erkeğin ortak konuta gizli kamera yerleştirerek kayıtlarını USB içinde mahkemeye delil olarak sunması, hukuka aykırı delil niteliğindedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20 Kasım 2024 tarihli kararına göre her iki şikâyetin tarafları, konusu ve hukuki sebebi aynı olup icra mahkemesi kararı aynı konuda yapılan diğer şikâyet yönünden kesin hüküm teşkil etmektedir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşkın yapının değeri istinaf sınırının altında kalsa da yıkım halinde taşkın binanın tamamının yıkılacağı yönünde rapor olduğundan istinaf incelemesi yapılmalıdır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre kıymet takdirine itiraz üzerine mahkemece alınan rapora itiraz edilmemiş olması, itiraz üzerine verilen kararın ihalenin feshi aşamasında incelenemeyeceği anlamına gelmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre HMK 20/1 hükmünde belirtilen sürenin gösterilmemiş olması mahkemeye erişim hakkının ihlâline neden olmaz.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 05 Kasım 2024 tarihli kararına göre diğer ihtiyari dava arkadaşlarının kanun yoluna başvurmasının sonucundan, kanun yoluna başvurmamış ihtiyari dava arkadaşları yararlanamaz.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı eş ölüm tehdidiyle davalı eşin istediği şartlarda anlaşmalı boşanmayı kabul etmek zorunda kaldığından davacı eş için yargılamanın iadesinin koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 06 Aralık 2024 tarihli kararına göre ilaca ilişkin tedbir kararı için dayanak alınacak yeterlilikte bir tıbbi otorite raporu dosyada yoksa davayı esastan çözecek nitelikte tedbir kararı verilemez.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15 Ekim 2024 tarihli kararına göre alacaklının takibe devam iradesi göstermesi halinde borçluya ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, şikayet ve itirazda bulunmasına engel teşkil etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre döviz alacağındaki kesinlik sınırı karar tarihindeki kur üzerinden belirlenmelidir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre murisin ölümünden önce ve sonrasında davalının çekmiş olduğu bir para olup olmadığının tespiti ile mirasta istihkak hükümleri uyarınca değerlendirme yapılmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01 Kasım 2024 tarihli kararına göre talep edilen nafakanın talep aşılarak hükmedilmesi durumunda, Yargıtay tarafından düzelterek onama kararı verilerek talep edilen nafaka hüküm altına alınabilir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre İİK 94/2 hükmüne dayalı istemden sonra İİK 89 hükmüne göre istenebilecek tazminatı, İİK 94/2 davasında terditli talep etmesinde davacının hukuki yararı yoktur.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 02 Temmuz 2024 tarihli kararına göre davalı borçlunun davacı alacaklının alacağına göre zaten önceliği bulunan ipotek borcunu kapatmayı amaçladığından alacaklılarına zarar verme kastı bulunmamaktadır.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre kira sözleşmesinin erken feshinden kaynaklı cezai şart alacağın tespiti davasının usulden reddi durumunda davalı yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmelidir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararına göre anlaşmalı boşanma kararının kesinleşmesinden önce eşin ölmesi durumunda ölen eşin mirasçıları sağ kalan eşin kusurunun tespiti isteyemezler.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre evlendikten kısa süre içerisinde karşılıklı ve yoğun şekilde evlilik birliğini sarsan kusurlu davranışlar sergileyen eşlerin birbirlerine karşı tazminat ödememesi gerekir.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 04 Kasım 2024 tarihli kararına göre işe başlatılmadığı sabit işçi yönünden boşta geçen süre alacağı için icra inkar tazminatı verilebilir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre hasımsız olarak açılan vakıf evladı olduğunun tespitine ilişkin eldeki davada sonradan ilgili vakıf yönetimlerine davanın yöneltilmesi mümkündür.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 01 Ekim 2024 tarihli kararına göre mirasın reddinin iptali davasındaki altı aylık hak düşürücü süre, mirasın reddinin özel kütüğe kaydedilmesi tarihinden itibaren başlamaktadır.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 03 Ekim 2024 tarihli kararına göre tescilli iş makinesi, fiilî olarak haczedilmiş ancak sicil kaydına haciz şerhi konulmamışsa bu haciz iyiniyetli üçüncü kişilere karşı hüküm ifade etmez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 27 Kasım 2024 tarihli kararına göre düzenli geliri bulunan eşe evin ihtiyaçları için ek kredi kartının verildiği somut olayda olağan harcamalarına karıştığı yönündeki kusurlu davranış erkek eşe yüklenemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 10 Haziran 2024 tarihli kararına göre TBK 158 hükmü kapsamına derdestlik nedenine dayalı verilmiş ret hükmü de girmektedir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre sözleşme hükümlerine göre artışlı olarak ödenmesi gereken kira alacağının, artışsız ödenmesi durumunda kiralayanın eksik ödenen kısımdan vazgeçmiş olduğu düşünülemez.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 19 Eylül 2024 tarihli kararına göre hükme bağlanıp hakimce el çekilen davada, dosyanın eski hale getirilmesi ile yargılamaya devam edilmesi mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptali davasının bedele dönüşmesi hâlinde de mahkemenin nakden tazmine karar verilebilmesi için genel dava şartlarıyla özel dava şartlarını incelemesi gerekir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 14 Ekim 2024 tarihli kararına göre takibin durdurulması isteminin kabul edilmiş olması borçlu tarafından yapılan ödemeyi hükümsüz kılmaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre murisin mal satma yönünde hiçbir ihtiyacı yokken taşınmazını oğluna devretmesi ve bedeller arasında fahiş fark bulunması nedeniyle muris muvazaasının koşulları oluşmuştur.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre davalı arsa sahibinin savunması takas değil mahsup niteliğinde olduğundan her zaman ileri sürülebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 02 Aralık 2024 tarihli kararına göre arabuluculuk anlaşma tutanağına icra edilebilirlik şerhinin verilmesine ilişkin başvuruda talep eden lehine vekalet ücreti hükmedilemez.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09 Ekim 2024 tarihli kararına göre taşınmazların bedellerinin davacı tarafından bağış yoluyla davalılara verildiğine yönelik beyanlar vasıflı ikrar mahiyetinde olup, bu ikrar bölünemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre sözleşme sona ermediği halde feshe bağlı ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti konusunda yapılan anlaşma geçerli değildir.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 18 Nisan 2024 tarihli kararına göre davacı vekilinin UETS adresi olsa bile mahkemece fiziki tebligat yapılması halinde yapılan tebligat yok hükmünde olmayıp, usulsüz tebligat hükmündedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 04 Haziran 2024 tarihli kararına göre basit yargılama usûlünde dava dilekçesinde tanık deliline dayanmayan davacı HMK 145 hükmü gereği tanıklarını sonradan gösterebilir.
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 18 Eylül 2024 tarihli kararına göre ödeme emrine itiraz alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü süre işlemeye başlamaz.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02 Ekim 2024 tarihli kararına göre MKE, anonim şirkete dönüştürülmesi nedeniyle özel hukuk tüzel kişisi hâline geldiği anlaşıldığından aleyhine açılacak davalarda adli yargı görevlidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06 Kasım 2024 tarihli kararına göre tanınması ve tenfizi istenen karar, mahkemenin kendi usul kurallarına göre vasiyetin açılması işlemi niteliğinde olup mahkeme kararı olmadığından kesinleştirilemez.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 04 Nisan 2024 tarihli kararına göre murisin istediği kişi ile evlenmesine izin vermemesi üzerine murise darp girişiminde bulunmak ve mala zarar verme eylemlerini gerçekleştirmek ıskat sebebi olamaz.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 09 Eylül 2024 tarihli kararına göre takas ileri sürülen alacak, idari yargıda değerlendirileceğinden takas itirazına ilişkin değerlendirme yapılmadığından icra inkar tazminatı hükmedilemez.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 05 Nisan 2022 tarihli kararına göre muvazaaya dayalı iptal davası, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı davayı bekletici sorun yapmalıdır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 17 Eylül 2024 tarihli kararına göre UYAP ortamına cevap dilekçesi olarak yüklenen dilekçe içeriğinin istinaf dilekçesi niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 10 Ekim 2024 tarihli kararına göre mülkiyet iddiasına dayalı yolsuz tescilin iptali istekli davanın, adli yargı yerinde görülmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre mirasbırakanın iradesinin sakatlanması nedeniyle vasiyetname düzenlediği iddiasına yönelik tarafların gösterdikleri tüm deliller toplanıp değerlendirilmelidir.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 15 Şubat 2024 tarihli kararına göre tasarrufun iptaline ilişkin olarak verilen ihtiyati hacizle ilgili şikayet, haczin infaz edildiği icra müdürlüğünün bağlı olduğu İcra Mahkemesince değerlendirilmelidir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 23 Ekim 2024 tarihli kararına göre icra inkâr tazminatının hesaplanmasında esas alınacak, davaya konu edilen asıl alacak tutarı temyiz edilebilirlik sınırının altında olduğundan temyiz yoluna gidilemez.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 21 Ekim 2024 tarihli kararına göre iş sözleşmesi devam ederken arabuluculuk tutanağının baskı altında imzalanması ve bir örneğinin işçilere sonradan verilmesi arabuluculuk tutanağının iptalini gerektirir.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08 Şubat 2024 tarihli kararına göre davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerekir.
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 16 Ekim 2024 tarihli kararına göre sağ kalan eş, intifadan men tarihinden kabul edilen özgüleme davasının kesinleşmesi tarihine kadar ecrimisil ile sorumludur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre hâkimin takdir yetkisinde kalan tazminat talepleri yönünden Yargıtayın hükmü hatalı bulması hâlinde miktar bozması yerine hükmü düzelterek onama yetkisi bulunmamaktadır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 25 Mart 2024 tarihli kararına göre dava konusu aile konutuyla sınırlı olup dava tümüyle kabul edildiği halde, davanın kısmen kabul edildiği gerekçesiyle davalı lehine nispi vekâlet ücreti takdir edilemez.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10 Eylül 2024 tarihli kararına göre idari yargı organlarınca verilen bir iptal kararının somut olayın özelliğine göre geçmişe etkili olmasında yasal bir engel bulunmamaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre TMK 512/3 hükmü, çıkarmanın yerinde olmadığını kabul eden mahkemeye davacı mirasçının saklı payını tespit ve tenkis yönünde inceleme yapma görevini yüklemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre salt vekâlet verenin iradesi hilafına hareket edildiğinden hareketle mirasçılıktan çıkarma koşullarının oluştuğunu kabul etmek hatalı olacaktır.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 16 Mayıs 2024 tarihli kararına göre asile yapılan tebligat yok hükmünde olduğundan borçlu vekilinin satış ilanını UYAP evrak işlem kütüğünden okuduğundan bahisle haberdar olunduğunun kabulü mümkün değildir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 25 Eylül 2024 tarihli kararına göre somut olayda miras bırakanın işletmenin devamını sağlayabilmek için dava konusu dükkanları davalıya devrettiği savunması ispatlanamamıştır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 16 Eylül 2024 tarihli kararına göre itirazın iptali davasında zorunlu arabuluculuğa başvurulmuşsa davadaki bir yıllık hak düşürücü süre arabuluculuk anlaşamama tutanağının imza tarihinden itibaren başlamaz.