KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

TBK 158 HÜKMÜ KAPSAMINA DERDESTLİK NEDENİNE DAYALI VERİLMİŞ RET HÜKMÜ DE GİRMEKTEDİR.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/7374
Karar No      : 2024/5916

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ                                 : 28.02.2023
SAYISI                                 : 2020/430 E., 2023/76 K.

Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacılar vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 04.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen gün ve saatte gelen davacılar adına gelen olmadı. Davalı Kemalettin T. vekili Avukat A.A.K. ve Davalılar Abdurahman Selim E. vekili Avukat F.M. geldi. Diğer Davalı adına gelen olmadı. Davalılar vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 10.06.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin davalılardan olan borçlarına karşılık İzmir 23. İcra Müdürlüğü'nün 2007/22673 sayılı takip dosyası ile 03.09.2007 tarihinde alacak takibine geçtiklerini, icra müdürlüğünce yapılan takibin kesinleştiğini, hacze rağmen ödemenin yapılmadığını ve borçlulardan Sinan E.'den haczedilen malların da alacaklarını karşılamadığını, yapılan araştırma sonunda borçlulardan Sonia E. adına kayıtlı dava konusu taşınmazın 28.08.2007 tarihinde davalı malik Sonia E. tarafından oğlu diğer davalı Abdurrahman Selim E.'e satış suretiyle devredildiğinin tespit edildiğini, bu satışın alacaklıdan mal kaçırmak kastı ile yapıldığını belirterek tasarrufun İİK 277 vd. maddeleri uyarınca tasarrufun iptaline kararı verilmesini talep etmiştir.

1. Davalı Abdurrahman Selim E. vekili cevap dilekçesinde, derdestlik ve zamanaşımı itirazında bulunmuş, esas yönünden de davanın yerinde olmadığından reddi gerektiğini savunmuştur.

2. Davalı Sonia E.; davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemenin 07.04.2014 tarihli ve 2014/58 Esas, 2014/138 Karar sayılı kararı ile; İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/503 - 334 Esas ve Karar sayılı kararının 15.03.2013 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın da yine 15.03.2013 tarihinde açıldığı, bu durumda, İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'ndeki dava derdest iken iş bu dava açıldığından, davanın 6100 sayılı H.M.K.'nun 114. maddesinin (ı) bendine göre "aynı davanın, daha önce açılmış ve halen görülmekte olmaması" şeklindeki dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın 6100 sayılı H.M.K.'nun 114/ı maddesine göre, aynı kanunun 115/2. maddesi doğrultusunda dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 29.04.2019 tarihli ve 2016/7529 Esas, 2019/5209 Karar sayılı ilamı ile;

"... Dava koşulları davanın başından itibaren yargılamanın sonuna kadar hatta karar kesinleşinceye kadar mevcudiyetlerine devam ettirmeleri gerektiği gibi davanın başında eksik olan bir dava koşulunun sonradan tamamlanması halinde ise, dava ön şart yokluğundan reddedilmez ve yargılamaya devam olunur. (HMK 115/3)

Somut olayda derdestlik gerekçesine konu olan İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/503 Esas sayılı dosyası 21/11/2012 tarihinde 2012/334 sayılı kararı ile Davacının davasının, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayalı olarak, aynı konuda İzmir 4. ATM nin 2011/99 E 2011/261 K sayılı dava dosyasının (davanın açılmış sayılmasına karar verilmiş) bu davanın açıldığı tarihte görülmekte-derdest olup kesinleşmediğinden, 6100 sy HMK nın 114, 115, 137, 138 maddeleri gereğince usulden reddine karar verilmiş ve verilen karar; 15/03/2013 tarihinde temyiz edilmeden kesinleşmiştir. Dolayısı ile eldeki davanın karar tarihinde artık derdest bir davanın varlığından söz edilemeyeceğinden, işin esasına girilerek diğer ön koşul ve taraf delillerine göre karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir." gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iptali istenilen tasarruf 28.08.2007 tarihli olup, davanın İ.İ.K. 284. maddesinde belirtilen 5 yıllık hakdüşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/99-261 Esas ve Karar sayılı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup, İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/503-334 Karar sayılı davasında ise İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/99-261 Esas ve Karar sayılı dosyasında verilen karar henüz kesinleşmediğinden davanın reddine karar verildiği, davacı vekili tarafından her ne kadar İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/503 Esas sayılı davasının 09.07.2012 tarihinde açılarak 28.08.2012 tarihinde dolacak hakdüşürücü süresinin kesildiği iddia ediliyorsa da, bu davanın reddine karar verildiğinden ve İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/99 Esas sayılı davasının da açılmamış sayılmasına karar verildiğinden bu davaların hakdüşürücü süreyi kestiğinden söz etmeye imkan olmadığı gerekçesiyle davanın İ.İ.K.'nun 284. maddesine göre hakdüşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davanın ilk olarak İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/44 E sayılı dosyasında açıldığını, mahkemece yetkisizlik kararı verilerek 2008/154 K ile Urla Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiğini, Urla Asliye Hukuk Mahkemesince 6.5.2010 tarihinde 2009/366 E.2010/290 K. sayılı görevsizlik kararı verildiğini, talep üzerine davaya İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince yargılamaya devam edildiğini, mahkemece tahrik dilekçesinin süresinde verilmediği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/99 E. 2011/261 K. Sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildikten sonra İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/503 E. sayılı davasının 09.07.2012 tarihinde açıldığını, 28.08.2012 tarihinde dolacak olan zaman aşımı süresinin 09.07.2012 tarihinde açılan bu dava ile kesildiğini belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri, 6098 sayılı TBK'nun 158. maddesi.

3. Değerlendirme

İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.

Aynı yasanın 284. maddesinde iptal davasının tasarruf tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre içinde açılacağı hükme bağlanmıştır.

6098 sayılı TBK'nun 158. maddesi "dava veya def'i; mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek süre içinde haklarını kullanabilir" hükmünü amirdir.

Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakılacak olursa; dava konusu taşınmazın ilk olarak davalı borçlu Sonia E. tarafından davalı 3. kişi Abdurrahman Selim E.'e 28.08.2007 tarihinde devredildiği ve davacıların henüz hak düşürücü süre geçmeden 09.07.2012 tarihinde İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/503 Esas sayılı dosyasında tasarrufun iptali davasını açtığı ve sözü edilen bu davada 21.11.2012 tarihinde; aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayalı olarak, aynı konuda İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2011/99 E ve 2011/261 K sayılı dava dosyasının, bu davanın açıldığı tarihte derdest olup kesinleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verildiği, bu kararın en son 27.02.2013 tarihinde tebliğ edildiği, temyiz edilmediğinden 15.03.2013 tarihinde kesinleştiği ve 6098 sayılı TBK'nun 158. maddesinde bahsi geçen altmış günlük ek süre içinde aynı gün 15.03.2013 tarihinde eldeki davanın açılmış olduğu anlaşılmış olup, anılan madde uyarınca hak düşürücü sürenin dolmadığının kabul edilmesi ve işin esasına girilmesi gerekirken, olaya uygun düşmeyen gerekçeyle hakdüşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan mahkeme kararının BOZULMASINA,

Duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davacılara iadesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                     Üye               Üye                        Üye                                Üye
Kadri Özerdoğan     Ali Çolak      Hüseyin Tuztaş     Ömer Faruk Aydıner    Mehmet Arı