
TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ BEDELE DÖNÜŞMESİ HÂLİNDE DE MAHKEMENİN NAKDEN TAZMİNE KARAR VERİLEBİLMESİ İÇİN GENEL DAVA ŞARTLARIYLA ÖZEL DAVA ŞARTLARINI İNCELEMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2023/4-1057
Karar No : 2024/508
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 01.11.2022
SAYISI : 2022/2241 E., 2022/2022 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/17581 Esas,
2022/2673 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 15 no.lu bağımsız bölüme yönelik davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bağımsız bölüme ilişkin nakden tazmin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar K. Emlak İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Gülbeyaz D. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılardan K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin istinaf talebinin esastan reddine, davalılardan Gülbeyaz D.'nın istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı Gülbeyaz yararına vekâlet ücretine hükmolunması suretiyle hüküm düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle 15 no.lu bağımsız bölüme yönelik davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bağımsız bölüme ilişkin nakden tazmin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin mobilyacılık yanında inşaat ile uğraştığını, dava dışı yüklenici Yusuf T. ile 37132 ada 7 parseldeki arsanın maliklerinin 20.07.2016 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiğini, sözleşme gereği Yusuf T.'un kendisine isabet edecek bazı dairelerin temliki karşılığında inşaatın tüm mobilya işleri yanında bir kısım inşaat işlerini müvekkilinin yapmasını talep ettiğini, edimlerini yerine getiren müvekkilinin yükleniciye isabet edecek 13, 15, 18 ve 19 no.lu bağımsız bölümlere hak kazandığını, bağımsız bölümlere müşteri olan davalı Ayhan C.'in toplamı 425.000,00 TL'ye tekabül eden çek ve senetleri müvekkiline teslim ederek tüm bağımsız bölümleri almak istediğini, müvekkili tarafından da arsa sahipleri ve yüklenici adına tescil edilmiş olan bağımsız bölümlerin senetler karşılığında davalı Ayhan C.'e satıldığını, davalı Ayhan C.'in müvekkiline ait taşınmazları tapudan devraldıktan bir gün sonra diğer davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti.ye devrettiğini, davalı şirketin taşınmazı bir kaç gün içerisinde başka birisine devrettiğini, davalı Ayhan C.'in 30.10.2018 vadeli ve 125.000,00 TL bedelli senedini gününde ödemediği için ödememe protestosu düzenlendiğini, aynı günlü 50.000,00 TL bedelli çekin ve 30.11.2018 keşide tarihli çekin de karşılıksız çıktığını, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/13111 ve 2018/13112 Esas sayılı icra dosyaları ile Ayhan C. aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının bilinen adreslerine hacze gidildiğini, ancak hacze kabil bir mal varlığının bulunmadığını, ayrıca borçlunun aciz hâlinde olduğunun tespit edildiğini, tapu sicil müdürlüğüne yazılan yazılara göre davalının mal kaçırmak için pek çok taşınmazını muvazaalı olarak ortağı Elif D.'a ve davalı şirkete devrettiğini, bağımsız bölümlerden 15 no.lu olanın şirket yetkilisi Elif D.'ın kardeşi Gülbeyaz D. adına, 19 no.lu dairenin de hâlen davalı şirket adına kayıtlı olduğunu, bu satış işlemlerinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun, İİK) 278 inci maddesine göre iptale tâbi olduğunu ileri sürerek dava konusu 15 ve 19 no.lu bağımsız bölümlere ilişkin tasarrufların icra dosyalarına konu alacak ve ferilerine yetecek oranda iptali ile taşınmaz üzerinde haciz ve cebri satış yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiş, 10.04.2020 tarihli dilekçe ile dava konusu 19 no.lu bağımsız bölümün elden çıkarılmış olması nedeniyle davalı şirket yönünden taleplerini 179.076,61 TL için nakden tazmine dönüştürdüklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı borçlu Ayhan C. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin I. Gıda adlı unvanı taşıyan şirketi işletmekteyken dava dışı Barış S., Celal T. ve Serdar D.'nun faaliyetleri sonucu 31 Ekim 2018 tarihinde şirketi sicilden terk etmek zorunda kaldığını, davacı ile çek karşılığında gayrimenkul alımında, Barış S. ve Celal T. tarafından müvekkiline baskı ve tehditleri ile senetlerin zorla imzalatıldığını, yapılan devir işleminin geçersiz olduğunu, taşınmazın mal kaçırmak amacıyla değil, tehdit ve baskı ile Serdar D.'nun paravan şirketi olan davalı şirkete devretmesinin istendiğini, müvekkilinin de bunu yerine getirmek zorunda kaldığını, müvekkiline bu devirler esnasında herhangi bir para geçişinin de olmadığını, 22.10.2018 tarihinde müvekkili adına açılan sahte hesaba yatırılan ve aynı gün çekilen para miktarının 1.020.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin bu parayı çekmediğini belirterek tapuların davacı lehine tesciline karar verilmesini savunmuştur.
2. Davalılar K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. İle Gülbeyaz D. vekili; 19 no.lu bağımsız bölümün 23.07.2018 tarihinde, 15 no.lu bağımsız bölümün 26.09.2018 tarihinde satın alındığını, tasarrufun takip konusu borçtan önce gerçekleştiğini, icra dosyasında yasal şartlara uygun bir haciz tutanağının bulunmadığını, aciz vesikası hükmünde olmadığını, taşınmazların rayiç bedellerinin ödendiğini belirterek dava ön koşulları ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2019/18 Esas, 2020/319 Karar sayılı kararıyla; davacının dava dışı Yusuf T.'un 37132 ada 7 no.lu parselin malikleri ile imzaladığı 20.07.2016 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği, taşeronluğunu yaptığı bu inşaattan üç adet normal, bir adet dubleks bağımsız bölüm (davaya konu 15 ve 19 no.lu bağımsız bölümler dahil) hak ettiği, hak etmiş olduğu tasarrufun iptaline konu daireleri borçlu Ayhan C.'e satarak senet aldığı ve taşınmazların bu suretle 10.07.2018 ve 25.09.2018 tarihlerinde davalı Ayhan adına tescil edildiği, davalı Ayhan’ın 15 no.lu bağımsız bölümü 26.09.2018 tarihinde, 19 no.lu bağımsız bölümü ise 23.07.2018 tarihinde davalı şirkete devrettiği, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin hak ettiği dairelerin yüklenicinin talimatı ile arsa sahipleri tarafından satın alan kişiye devri ve tescilinin mümkün olduğu, davacının alacağı hak edilen bu dairelerin borçlu Ayhan C.'e satışının yapıldığı tarih itibariyle doğduğu, her iki icra takibine konu alacağın bu bağımsız bölümlerin satışı için borçlu yanca verilen 25.09.2018 ve 30.10.2018 tanzim tarihli senetlere dayalı olduğundan alacağın tasarruf tarihlerinden önce doğduğu, dava ön şartlarının bulunduğu, tüm devirler arasında çok kısa sürelerin bulunması, tapuda gösterilen değerler ile rayiç değerler arasında iki mislinden fazla fark bulunması nedeniyle dava konusu 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden İİK'nın 278/II-2 ve 278/1 inci maddelerine göre tasarrufun iptali şartlarının oluştuğu, davalı şirketin 19 no.lu bağımsız bölümü 18.12.2018 tarihinde elden çıkarttığından davacının bu bağımsız bölüm yönünden talebini İİK'nın 283/2 nci maddesine göre nakden tazmine dönüştürdüğü, 19 no.lu bağımsız bölümün davalı şirket tarafından devredildiği tarihteki değeri davacının alacaklı olduğu her iki icra dosyasındaki takip değeri olan 179.076,61 TL'den fazla olduğundan davacının bu bağımsız bölüm yönünden nakden tazmin isteminin kabulü ile 179.076,61 TL'nin davalı şirketten nakden tazminine karar verildiği, 15 no.lu bağımsız bölüm yönünden İİK'nın 277 vd. maddelerinde sayılan tasarrufun iptali şartları bulunmadığı, kaldı ki tasarrufun iptaline karar verilen 19 no.lu bağımsız bölümün davacının alacağını karşıladığı gerekçesiyle 15 no.lu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden nakden tazmin yönünden davanın kabulü ile; 179.076,61 TL'nin davalı K. Emlak İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar K. Emlak İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Gülbeyaz D. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.03.2021 tarihli ve 2021/111 Esas, 2021/568 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından davalı Ayhan C. aleyhine yapılan icra takiplerinin kesinleştiği, davacı ile davalı Ayhan arasında davacının, dava dışı yüklenici Yusuf T.'un alt taşeronluğunu yapmak suretiyle hak kazandığı bağımsız bölümlerin davalıya satılması konusunda anlaşmaya varıldığı, davalı Ayhan'ın bu satış karşılığında Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/13111 Esas sayılı dosyasında takibin dayanağı olan 30.10.2018 düzenleme tarihli çeki cirolayarak ve 2018/13112 Esas sayılı takip dosyasına konu 25.09.2018 düzenleme tarihli bonoyu (bedeli teminat olan) keşide ederek davacıya verdiği, davacının hak edişi olan ve davacıya devredilmesi gereken 19 no.lu bağımsız bölümün arsa malikleri tarafından 27.03.2018 tarihinde davalı K. Ltd. Şti.ye devredildiği, davalı Şirketin bu taşınmazı 10.07.2018 tarihinde davalı Ayhan'a devrettiği ve Ayhan'ın da taşınmazı 23.07.2018 tarihinde yeniden davalı K. Ltd. Şti.ye devrettiği, davalı Şirketin ise 26.07.2018 tarihinde taşınmazı dava dışı Kadriye'ye temlik ettiği ve bu tarihte taşınmazın keşfen belirlenen gerçek değerinin 210.000,00 TL olduğu, iptale konu edilen taşınmazların keşfen belirlenen gerçek değerleri ile davalılar arasında yapılan devirlerde gösterilen bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, taşınmazın ilk olarak davalı K. Ltd. Şti. ve davalı Ayhan'a devredildiği tarihler dikkate alındığında, davacı ile davalı Ayhan arasında taşınmaz satışı nedeniyle varılan anlaşma tarihinin takip konusu senetlerin düzenlendiği tarihlerden önce olduğu, taşınmaz devir tarihleri nazara alındığında borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğu, icra dosyalarında borçlu Ayhan'ın adreslerine haciz için gidildiğinde adreslerin boş olduğunun tutanağa bağlandığı, davacının alacağın tahsil edilememesi üzerine davalılar aleyhine eldeki tasarrufun iptali davasını açtığı, 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden davacının talebinin bedele dönüştüğü, hükmolunması gereken bedel, davalı K. Ltd. Şti.nin taşınmazı elinden çıkardığı 26.07.2018 tarihindeki değeri (210.000,00 TL) ise de davacının istinaf talebinin bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, 15 no.lu bağımsız bölüm yönünden aleyhine açılan davanın reddine karar verilen davalı Gülbeyaz yararına 150.000,00 TL üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken kendisini vekille temsil ettiren bu davalı yararına yazılı gerekçe ile vekâlet ücreti verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalılardan K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin istinaf talebinin esastan reddine, davalılardan Gülbeyaz D.'nın istinaf talebinin kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı Gülbeyaz yararına vekâlet ücretine hükmolunması suretiyle hüküm düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle 15 no.lu bağımsız bölüme yönelik davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bağımsız bölüme ilişkin nakden tazmin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... 1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davalı Gülbeyaz D. lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti vekilinin ise aşağıdaki bent haricindeki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
Davalı 3. kişi K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Tic. Ltd. Şti dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümün davacının hakedişine karşılık verileceğinin kararlaştırılmadığını beyan etmiştir.
Dava sırasında dinlenen davacı tanığı, dava konusu inşaatı yapan yüklenici Yusuf T.'da “davacıyı iş ilişkisi olduğu için tanıdığını, davacının taşeron olarak çalıştığını, yaptığı işin karşılığı bazı gayrımenkullerin davacının talimatına istinaden Ayhan C.'e devredildiğini bu dairelerinde 13- 15- 18 numaralı daireler olduğunu, bu dairelerin de davalı Ayhan tarafından elden çıkartıldığını duyduğunu” beyan etmiştir.
Mahkemece dava konusu edilen 19 numaralı bağımsız bölümün dava dışı yüklenici ve arsa malikleri arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde kime kaldığının belirlenmesi, 13,15 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerin ve dava konusu edilen 19 numaralı bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında kime hangi şartlarda devredildiğinin araştırılması ve 19 numaralı bağımsız bölümün akıbetinin de ne olduğunun araştırılması, dosyada dinlenen tanık beyanları da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilave olarak 13, 15, 18 ve 19 numaralı bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra kimlere devredildiği ve akıbetlerinin tedavüllü tapu kayıtları ile açık olduğu, davalı borçlu Ayhan'ın, 10.07.2018 tarihinde davalı K. Ltd. Şti.den devir almak suretiyle maliki olduğu dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümü, 23.07.2018 tarihinde tekrar davalı K. Ltd. Şti.ye devretmek suretiyle taşınmazda tasarrufta bulunduğu, davacının alt taşeronluğu karşılığında hak ettiği bağımsız bölümleri davalı borçlu Ayhan'a devretmek konusunda anlaşmaya varıldığının tanık beyanları (özellikle yüklenici tanık Yusuf T. beyanı) ile sabit olduğu, 19 numaralı bağımsız bölümün "davacının hak edişine karşılık verileceğinin kararlaştırılmadığı" kabul edilse dahi davacının davalı Ayhan'dan diğer bağımsız bölümlerin (13, 15, 18 numaralı) devri karşılığında alacaklı olması nedeniyle takip konusu kambiyo senetlerine dayalı alacağın gerçek bir alacak olduğu ve alacağın 19 numaralı bağımsız bölümde davalı borçlu tarafından yapılan tasarruf tarihinden önce doğduğu anlaşıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararının dosyanın esasına yönelik olarak değil de yapılması zorunlu olan araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden tasarrufun iptali davasına konu edilip nakden tazmin istemine yöneltilen eldeki dava dosyasında iptal/nakden tazmin şartlarının değerlendirilebilmesi bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre 19 numaralı bağımsız bölümün dava dışı yüklenici ve arsa malikleri arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde kime kaldığının belirlenmesi, 13, 15 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerin ve dava konusu edilen 19 numaralı bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında kime hangi şartlarda devredildiğinin ve 19 numaralı bağımsız bölümün akıbetinin de ne olduğunun araştırılması, dosyada dinlenen tanık beyanları da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 vd.
2. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddeleri
2. Değerlendirme
1.Uyuşmazlığın çözümü için konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
2. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddelerinde yer alan düzenlemeler karşısında tasarrufun iptali davası; “Borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen değerlerin tasarruftan zarar gören alacaklının alacağını elde etmesi amacıyla dava açarak tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlayan bir dava,” kısaca "borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak için yaptığı tasarruflarını, alacaklının alacağı ile sınırlı olarak hükümsüzleştirmeye yönelik bir dava" şeklinde tanımlanabilir. İptal davasının amacı bir alacağı ödememek için, mal varlığını azaltıcı veya artışını önleyici nitelikte, borçlu tarafından yapılan bir taraflı hukuki işlemler ve fiillerle, borçlunun amacını bilen veya bilmesi gereken kişilerle yaptığı tüm hukuki işlemleri, alacaklının alacağı ile sınırlı olarak hükümsüz sayarak işlem konusu mal veya hakkı hâlen borçluya aitmiş gibi, cebrî icra yolu ile alacaklının alacağını almasına olanak sağlamaktır (Ali Güneren: İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, Ankara 2012, s: 39, 40).
3. İcra İflas Kanunu'nun 282 nci maddesinde belirtildiği üzere, tasarrufun iptali davaları, borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka, kötüniyet sahibi üçüncü şahıslar (dördüncü kişi) aleyhine de iptal davası açılabilir. İptal davası iyiniyetli üçüncü şahısların haklarını ihlal etmez.
4. İcra ve İflas Kanunu'nun 278, 279 ve 280 inci maddelerinde düzenlenen ve iptal davasının konusunu teşkil eden tasarruflar genel olarak üç grupta toplanmıştır. Bunlar; karşılıksız (ivazsız) yapılan tasarruflar, aciz hâlinde iken ve bundan ötürü yapılan tasarruflar ve olağan durumlarda borçlunun yapmayacağı işlemlerle mal varlığında eksiltme yaratan tasarruflardır. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar tahdidi olarak sayılmış değildir. Kanun iptale tâbi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tâbi olduğu hususunun tayinini hâkimin takdirine bırakmıştır ( 2004 sayılı Kanun md 281). Dava dilekçesinde İİK'nın 278, 279 ve 280 inci maddelerinden hangisine istinaden iptal istendiğinin belirtilmesi de zorunlu değildir. Hatta bu maddelerden biri gösterilmiş olsa bile mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine dayanarak iptal kararı verebilir. Bu ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 25.11.1987 tarihli ve 1987/15-381 Esas, 1987/ 873 Karar; 14.01.2020 tarihli ve 2019/17-16 Esas, 2020/7 Karar sayılı kararında da açıklanmıştır.
5. Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114 üncü maddesinde düzenlenen ve bütün davalar için geçerlilik taşıyan genel dava şartları yanında bir takım özel dava şartlarının varlığı da aranmaktadır. HMK'nın 114/2 nci maddesinde "Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır." denilmek suretiyle bazı münferit davalarda özel bir takım dava şartlarının öngörüldüğü kanuni düzenlemelerin varlığına da işaret edilmiştir. Açılan tasarrufun iptali davasında taraf oluşumu gerçekleşmişse, hâkim, öncelikle, dava koşullarının (şartları) varlığını kendiliğinden inceler. Çünkü, iptal davasının esasına girilebilmesi için dava koşullarının bulunması gerekir. İlk önce, mahkemeye ilişkin dava koşulları, sonra taraflara ilişkin dava koşulları, dava süresinde açılmışsa son olarak dava konusuna ilişkin dava koşulları ve iptal davasına özgü dava koşulları incelenir. Dava koşullarından birisi yoksa mahkemece davanın esasına girilmeden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir. İptal davasına özgü dava şartları ise, davacının davalı borçluda gerçek bir alacağının bulunması, borçlu hakkında yapılan icra takibinin kesinleşmiş olması, iptal konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış bir aciz belgesinin bulunmasıdır. Ne var ki, kesin veya geçici aciz belgesinin varlığı davanın ön koşulu ise de, bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesi yeterli olur.
6. Az önce de belirtildiği üzere, tasarrufun iptali davalarında iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ön koşul olup, dava koşulunun var olup olmadığı belirlenmeden işin esası hakkında hüküm kurulamayacağından, bu husus mahkemece resen araştırılır. Borç; alacaklının borçludan istemeye yetkili olduğu, borçlunun da yerine getirmek zorunda bulunduğu edimi içeren hukuki ilişkidir. Borç, bu ilişkiyle aynı anda doğabileceği gibi; borç ilişkisinden sonra da doğabilir. Borçlar, niteliklerine göre farklı sınıflandırmalara tâbi tutulduğundan borcun doğum tarihleri de kimi zaman bu sınıflandırmalara bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Alacaklı, borçlanmanın gerçekleştiği tarihte borçlunun mal varlığına güvenerek işlem yapmış olduğundan, borcun doğumundan önceki tasarruflar iptal davasının konusunu oluşturmaz (Güneren- s. 419). Bu nedenle borcun hangi tarihte doğduğu ve borcun doğumuna ilişkin hukuksal nedenin kaynağının somut durumun özelliğine göre ayrıca araştırılması gerekmektedir.
7. Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; iptal davasının konusunu borçlunun mal varlığını azaltıcı veya mal varlığının artışını önleyici nitelikteki her türlü hukuki işlem ile hukuki fiil oluşturmaktadır. Eldeki davada davacı vekili, dava dışı Yusuf ile dava dışı arsa malikleri arasında 20.07.2016 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, Yusuf'un bu sözleşmeye istinaden kendisine düşecek bazı dairelerin temliki karşılığında inşaatın bütün işlerini müvekkiline yaptırdığını, edimlerini yerine getiren müvekkilinin 13-15-18 ve 19 no.lu bağımsız bölümlere hak kazandığını, davalı borçlu Ayhan'ın hak edişe konu daireleri senet karşılığı satın aldığını, çek ve senetlerin karşılıksız çıkması üzerine başlatılan takiplerin kesinleştiğini, borçlunun mal kaçırmak için devir işlemi yaptığını ileri sürmüştür. Davalı üçüncü kişi K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Tic. Ltd. Şti. dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümün davacının hakedişine karşılık verileceğinin kararlaştırılmadığını, temlikin arsa maliki tarafından yapıldığını ve dava şartlarının bulunmadığını savunmuştur. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde sözleşmenin taraflarına düşecek daire sayısı belirlenmiş ise de; daire numaralarını gösterir bir paylaşım yapılmamıştır. Dosyaya yansıyan bir taşeronluk sözleşmesi de bulunmamaktadır. Celbedilen kayıtlardan 19 no.lu bağımsız bölümün arsa malikleri tarafından 27.03.2018 tarihinde davalı K. Ltd. Şti.ye devredildiği, davalı Şirketin bu taşınmazı 10.07.2018 tarihinde davalı Ayhan'a devrettiği, Ayhan'ın da taşınmazı 23.07.2018 tarihinde yeniden davalı K. Ltd. Şti.ye devrettiği, davalı Şirketin ise 26.07.2018 tarihinde taşınmazı dava dışı Kadriye'ye temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, 19 no.lu bağımsız bölümün elden çıkarılmış olması nedeniyle davalı şirket yönünden taleplerini nakden tazmine dönüştürdüğünü bildirmiştir. Davacının tasarrufun iptali davasını bedele dönüştürmesi hâlinde de mahkemenin nakden tazmine karar verilebilmesi için, genel dava şartları ile özel dava şartları dolayısıyla iptal sebeplerine ilişkin koşullar ve vakıaların somut olayda üçüncü kişi bakımından gerçekleştiğine kanaat getirmesi gerektiği hususu kuşkusuzdur. Davacı, hakediş karşılığı 19 no.lu bağımsız bölümün kendisine temlik edildiğini ileri sürmüş ise de, ilk devir işlemi arsa maliki tarafından yapılmıştır. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin hak ettiği dairelerin yüklenicinin talimatı ile arsa sahipleri tarafından satın alan kişiye devri ve tescilinin mümkün ise de; ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın kendi tanığı olan ve dava konusu inşaatı yapan yüklenici Yusuf T. duruşmadaki beyanında; “davacıyı iş ilişkisi olduğu için tanıdığını, davacının taşeron olarak çalıştığını, yaptığı işin karşılığı bazı gayrımenkullerin davacının talimatına istinaden Ayhan C.'e devredildiğini bu dairelerinde 13-15-18 numaralı daireler olduğunu, bu dairelerin de davalı Ayhan tarafından elden çıkartıldığını duyduğunu” beyan etmiştir. Bu durumda 19 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak çelişki giderilmemiş ve eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak sonuca ulaşılmıştır. Tasarrufun iptali davasında takip konusu senetlere bağlı borcun davalı borçlu ile arasındaki senetlerin tanzim tarihinden önceki hukuki/ticari ilişkiden doğduğunu, 19 numaralı bağımsız bölümün hak ediş karşılığı kendisine temlik edildiğini ileri süren davacının iddiasını ispat imkanı tanınması ve 19 numaralı bağımsız bölüm yönünden yukarıdaki çelişkinin giderilmesi bakımından Özel Dairece belirtilen inceleme ve araştırmanın yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi zorunludur.
8. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından, hükmün Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
TASARRUFUN İPTALİ DAVASININ BEDELE DÖNÜŞMESİ HÂLİNDE DE MAHKEMENİN NAKDEN TAZMİNE KARAR VERİLEBİLMESİ İÇİN GENEL DAVA ŞARTLARIYLA ÖZEL DAVA ŞARTLARINI İNCELEMESİ GEREKİR.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
Esas No : 2023/4-1057
Karar No : 2024/508
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 01.11.2022
SAYISI : 2022/2241 E., 2022/2022 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 16.02.2022 tarihli ve 2021/17581 Esas,
2022/2673 Karar sayılı BOZMA kararı
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince 15 no.lu bağımsız bölüme yönelik davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bağımsız bölüme ilişkin nakden tazmin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalılar K. Emlak İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Gülbeyaz D. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalılardan K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin istinaf talebinin esastan reddine, davalılardan Gülbeyaz D.'nın istinaf talebinin kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı Gülbeyaz yararına vekâlet ücretine hükmolunması suretiyle hüküm düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle 15 no.lu bağımsız bölüme yönelik davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bağımsız bölüme ilişkin nakden tazmin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
Direnme kararı davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin mobilyacılık yanında inşaat ile uğraştığını, dava dışı yüklenici Yusuf T. ile 37132 ada 7 parseldeki arsanın maliklerinin 20.07.2016 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiğini, sözleşme gereği Yusuf T.'un kendisine isabet edecek bazı dairelerin temliki karşılığında inşaatın tüm mobilya işleri yanında bir kısım inşaat işlerini müvekkilinin yapmasını talep ettiğini, edimlerini yerine getiren müvekkilinin yükleniciye isabet edecek 13, 15, 18 ve 19 no.lu bağımsız bölümlere hak kazandığını, bağımsız bölümlere müşteri olan davalı Ayhan C.'in toplamı 425.000,00 TL'ye tekabül eden çek ve senetleri müvekkiline teslim ederek tüm bağımsız bölümleri almak istediğini, müvekkili tarafından da arsa sahipleri ve yüklenici adına tescil edilmiş olan bağımsız bölümlerin senetler karşılığında davalı Ayhan C.'e satıldığını, davalı Ayhan C.'in müvekkiline ait taşınmazları tapudan devraldıktan bir gün sonra diğer davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti.ye devrettiğini, davalı şirketin taşınmazı bir kaç gün içerisinde başka birisine devrettiğini, davalı Ayhan C.'in 30.10.2018 vadeli ve 125.000,00 TL bedelli senedini gününde ödemediği için ödememe protestosu düzenlendiğini, aynı günlü 50.000,00 TL bedelli çekin ve 30.11.2018 keşide tarihli çekin de karşılıksız çıktığını, Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/13111 ve 2018/13112 Esas sayılı icra dosyaları ile Ayhan C. aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının bilinen adreslerine hacze gidildiğini, ancak hacze kabil bir mal varlığının bulunmadığını, ayrıca borçlunun aciz hâlinde olduğunun tespit edildiğini, tapu sicil müdürlüğüne yazılan yazılara göre davalının mal kaçırmak için pek çok taşınmazını muvazaalı olarak ortağı Elif D.'a ve davalı şirkete devrettiğini, bağımsız bölümlerden 15 no.lu olanın şirket yetkilisi Elif D.'ın kardeşi Gülbeyaz D. adına, 19 no.lu dairenin de hâlen davalı şirket adına kayıtlı olduğunu, bu satış işlemlerinin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun, İİK) 278 inci maddesine göre iptale tâbi olduğunu ileri sürerek dava konusu 15 ve 19 no.lu bağımsız bölümlere ilişkin tasarrufların icra dosyalarına konu alacak ve ferilerine yetecek oranda iptali ile taşınmaz üzerinde haciz ve cebri satış yapabilme yetkisi verilmesine karar verilmesini talep etmiş, 10.04.2020 tarihli dilekçe ile dava konusu 19 no.lu bağımsız bölümün elden çıkarılmış olması nedeniyle davalı şirket yönünden taleplerini 179.076,61 TL için nakden tazmine dönüştürdüklerini bildirmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı borçlu Ayhan C. vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin I. Gıda adlı unvanı taşıyan şirketi işletmekteyken dava dışı Barış S., Celal T. ve Serdar D.'nun faaliyetleri sonucu 31 Ekim 2018 tarihinde şirketi sicilden terk etmek zorunda kaldığını, davacı ile çek karşılığında gayrimenkul alımında, Barış S. ve Celal T. tarafından müvekkiline baskı ve tehditleri ile senetlerin zorla imzalatıldığını, yapılan devir işleminin geçersiz olduğunu, taşınmazın mal kaçırmak amacıyla değil, tehdit ve baskı ile Serdar D.'nun paravan şirketi olan davalı şirkete devretmesinin istendiğini, müvekkilinin de bunu yerine getirmek zorunda kaldığını, müvekkiline bu devirler esnasında herhangi bir para geçişinin de olmadığını, 22.10.2018 tarihinde müvekkili adına açılan sahte hesaba yatırılan ve aynı gün çekilen para miktarının 1.020.000,00 TL olduğunu, müvekkilinin bu parayı çekmediğini belirterek tapuların davacı lehine tesciline karar verilmesini savunmuştur.
2. Davalılar K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. İle Gülbeyaz D. vekili; 19 no.lu bağımsız bölümün 23.07.2018 tarihinde, 15 no.lu bağımsız bölümün 26.09.2018 tarihinde satın alındığını, tasarrufun takip konusu borçtan önce gerçekleştiğini, icra dosyasında yasal şartlara uygun bir haciz tutanağının bulunmadığını, aciz vesikası hükmünde olmadığını, taşınmazların rayiç bedellerinin ödendiğini belirterek dava ön koşulları ve esas yönünden davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2020 tarihli ve 2019/18 Esas, 2020/319 Karar sayılı kararıyla; davacının dava dışı Yusuf T.'un 37132 ada 7 no.lu parselin malikleri ile imzaladığı 20.07.2016 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi gereği, taşeronluğunu yaptığı bu inşaattan üç adet normal, bir adet dubleks bağımsız bölüm (davaya konu 15 ve 19 no.lu bağımsız bölümler dahil) hak ettiği, hak etmiş olduğu tasarrufun iptaline konu daireleri borçlu Ayhan C.'e satarak senet aldığı ve taşınmazların bu suretle 10.07.2018 ve 25.09.2018 tarihlerinde davalı Ayhan adına tescil edildiği, davalı Ayhan’ın 15 no.lu bağımsız bölümü 26.09.2018 tarihinde, 19 no.lu bağımsız bölümü ise 23.07.2018 tarihinde davalı şirkete devrettiği, kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin hak ettiği dairelerin yüklenicinin talimatı ile arsa sahipleri tarafından satın alan kişiye devri ve tescilinin mümkün olduğu, davacının alacağı hak edilen bu dairelerin borçlu Ayhan C.'e satışının yapıldığı tarih itibariyle doğduğu, her iki icra takibine konu alacağın bu bağımsız bölümlerin satışı için borçlu yanca verilen 25.09.2018 ve 30.10.2018 tanzim tarihli senetlere dayalı olduğundan alacağın tasarruf tarihlerinden önce doğduğu, dava ön şartlarının bulunduğu, tüm devirler arasında çok kısa sürelerin bulunması, tapuda gösterilen değerler ile rayiç değerler arasında iki mislinden fazla fark bulunması nedeniyle dava konusu 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden İİK'nın 278/II-2 ve 278/1 inci maddelerine göre tasarrufun iptali şartlarının oluştuğu, davalı şirketin 19 no.lu bağımsız bölümü 18.12.2018 tarihinde elden çıkarttığından davacının bu bağımsız bölüm yönünden talebini İİK'nın 283/2 nci maddesine göre nakden tazmine dönüştürdüğü, 19 no.lu bağımsız bölümün davalı şirket tarafından devredildiği tarihteki değeri davacının alacaklı olduğu her iki icra dosyasındaki takip değeri olan 179.076,61 TL'den fazla olduğundan davacının bu bağımsız bölüm yönünden nakden tazmin isteminin kabulü ile 179.076,61 TL'nin davalı şirketten nakden tazminine karar verildiği, 15 no.lu bağımsız bölüm yönünden İİK'nın 277 vd. maddelerinde sayılan tasarrufun iptali şartları bulunmadığı, kaldı ki tasarrufun iptaline karar verilen 19 no.lu bağımsız bölümün davacının alacağını karşıladığı gerekçesiyle 15 no.lu bağımsız bölüm yönünden davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden nakden tazmin yönünden davanın kabulü ile; 179.076,61 TL'nin davalı K. Emlak İnş. Tur. San. Tic. Ltd. Şti.den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar K. Emlak İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ve Gülbeyaz D. vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 19.03.2021 tarihli ve 2021/111 Esas, 2021/568 Karar sayılı kararıyla; davacı tarafından davalı Ayhan C. aleyhine yapılan icra takiplerinin kesinleştiği, davacı ile davalı Ayhan arasında davacının, dava dışı yüklenici Yusuf T.'un alt taşeronluğunu yapmak suretiyle hak kazandığı bağımsız bölümlerin davalıya satılması konusunda anlaşmaya varıldığı, davalı Ayhan'ın bu satış karşılığında Ankara 10. İcra Müdürlüğünün 2018/13111 Esas sayılı dosyasında takibin dayanağı olan 30.10.2018 düzenleme tarihli çeki cirolayarak ve 2018/13112 Esas sayılı takip dosyasına konu 25.09.2018 düzenleme tarihli bonoyu (bedeli teminat olan) keşide ederek davacıya verdiği, davacının hak edişi olan ve davacıya devredilmesi gereken 19 no.lu bağımsız bölümün arsa malikleri tarafından 27.03.2018 tarihinde davalı K. Ltd. Şti.ye devredildiği, davalı Şirketin bu taşınmazı 10.07.2018 tarihinde davalı Ayhan'a devrettiği ve Ayhan'ın da taşınmazı 23.07.2018 tarihinde yeniden davalı K. Ltd. Şti.ye devrettiği, davalı Şirketin ise 26.07.2018 tarihinde taşınmazı dava dışı Kadriye'ye temlik ettiği ve bu tarihte taşınmazın keşfen belirlenen gerçek değerinin 210.000,00 TL olduğu, iptale konu edilen taşınmazların keşfen belirlenen gerçek değerleri ile davalılar arasında yapılan devirlerde gösterilen bedelleri arasında fahiş fark bulunduğu, taşınmazın ilk olarak davalı K. Ltd. Şti. ve davalı Ayhan'a devredildiği tarihler dikkate alındığında, davacı ile davalı Ayhan arasında taşınmaz satışı nedeniyle varılan anlaşma tarihinin takip konusu senetlerin düzenlendiği tarihlerden önce olduğu, taşınmaz devir tarihleri nazara alındığında borcun doğum tarihinin tasarruf tarihinden önce olduğu, icra dosyalarında borçlu Ayhan'ın adreslerine haciz için gidildiğinde adreslerin boş olduğunun tutanağa bağlandığı, davacının alacağın tahsil edilememesi üzerine davalılar aleyhine eldeki tasarrufun iptali davasını açtığı, 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden davacının talebinin bedele dönüştüğü, hükmolunması gereken bedel, davalı K. Ltd. Şti.nin taşınmazı elinden çıkardığı 26.07.2018 tarihindeki değeri (210.000,00 TL) ise de davacının istinaf talebinin bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, 15 no.lu bağımsız bölüm yönünden aleyhine açılan davanın reddine karar verilen davalı Gülbeyaz yararına 150.000,00 TL üzerinden nispi vekâlet ücretine hükmolunması gerekirken kendisini vekille temsil ettiren bu davalı yararına yazılı gerekçe ile vekâlet ücreti verilmemesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davalılardan K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.nin istinaf talebinin esastan reddine, davalılardan Gülbeyaz D.'nın istinaf talebinin kabulüne, ilk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalı Gülbeyaz yararına vekâlet ücretine hükmolunması suretiyle hüküm düzeltilerek yeniden hüküm kurulmak suretiyle 15 no.lu bağımsız bölüme yönelik davanın reddine, 19 no.lu bağımsız bağımsız bölüme ilişkin nakden tazmin talebinin kabulüne karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili ve davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;
"... 1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, davalı Gülbeyaz D. lehine nispi vekâlet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti vekilinin ise aşağıdaki bent haricindeki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- Dava İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali davasıdır.
Davalı 3. kişi K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Tic. Ltd. Şti dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümün davacının hakedişine karşılık verileceğinin kararlaştırılmadığını beyan etmiştir.
Dava sırasında dinlenen davacı tanığı, dava konusu inşaatı yapan yüklenici Yusuf T.'da “davacıyı iş ilişkisi olduğu için tanıdığını, davacının taşeron olarak çalıştığını, yaptığı işin karşılığı bazı gayrımenkullerin davacının talimatına istinaden Ayhan C.'e devredildiğini bu dairelerinde 13- 15- 18 numaralı daireler olduğunu, bu dairelerin de davalı Ayhan tarafından elden çıkartıldığını duyduğunu” beyan etmiştir.
Mahkemece dava konusu edilen 19 numaralı bağımsız bölümün dava dışı yüklenici ve arsa malikleri arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde kime kaldığının belirlenmesi, 13,15 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerin ve dava konusu edilen 19 numaralı bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında kime hangi şartlarda devredildiğinin araştırılması ve 19 numaralı bağımsız bölümün akıbetinin de ne olduğunun araştırılması, dosyada dinlenen tanık beyanları da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilave olarak 13, 15, 18 ve 19 numaralı bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra kimlere devredildiği ve akıbetlerinin tedavüllü tapu kayıtları ile açık olduğu, davalı borçlu Ayhan'ın, 10.07.2018 tarihinde davalı K. Ltd. Şti.den devir almak suretiyle maliki olduğu dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümü, 23.07.2018 tarihinde tekrar davalı K. Ltd. Şti.ye devretmek suretiyle taşınmazda tasarrufta bulunduğu, davacının alt taşeronluğu karşılığında hak ettiği bağımsız bölümleri davalı borçlu Ayhan'a devretmek konusunda anlaşmaya varıldığının tanık beyanları (özellikle yüklenici tanık Yusuf T. beyanı) ile sabit olduğu, 19 numaralı bağımsız bölümün "davacının hak edişine karşılık verileceğinin kararlaştırılmadığı" kabul edilse dahi davacının davalı Ayhan'dan diğer bağımsız bölümlerin (13, 15, 18 numaralı) devri karşılığında alacaklı olması nedeniyle takip konusu kambiyo senetlerine dayalı alacağın gerçek bir alacak olduğu ve alacağın 19 numaralı bağımsız bölümde davalı borçlu tarafından yapılan tasarruf tarihinden önce doğduğu anlaşıldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; Bölge Adliye Mahkemesince verilen direnme kararının dosyanın esasına yönelik olarak değil de yapılması zorunlu olan araştırma ve incelemeye dayalı olduğunu, eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak karar verilemeyeceğini belirterek hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Uyuşmazlık
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 19 no.lu bağımsız bölüm yönünden tasarrufun iptali davasına konu edilip nakden tazmin istemine yöneltilen eldeki dava dosyasında iptal/nakden tazmin şartlarının değerlendirilebilmesi bakımından mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin yeterli olup olmadığı buradan varılacak sonuca göre 19 numaralı bağımsız bölümün dava dışı yüklenici ve arsa malikleri arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde kime kaldığının belirlenmesi, 13, 15 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerin ve dava konusu edilen 19 numaralı bağımsız bölümlerin kat karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında kime hangi şartlarda devredildiğinin ve 19 numaralı bağımsız bölümün akıbetinin de ne olduğunun araştırılması, dosyada dinlenen tanık beyanları da dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
D. Gerekçe
1. İlgili Hukuk
1. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297 vd.
2. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddeleri
2. Değerlendirme
1.Uyuşmazlığın çözümü için konu ile ilgili kavramların ve yasal düzenlemelerin incelenmesinde fayda bulunmaktadır.
2. İcra ve İflas Kanunu'nun 277 vd. maddelerinde yer alan düzenlemeler karşısında tasarrufun iptali davası; “Borçlunun alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen değerlerin tasarruftan zarar gören alacaklının alacağını elde etmesi amacıyla dava açarak tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlayan bir dava,” kısaca "borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak için yaptığı tasarruflarını, alacaklının alacağı ile sınırlı olarak hükümsüzleştirmeye yönelik bir dava" şeklinde tanımlanabilir. İptal davasının amacı bir alacağı ödememek için, mal varlığını azaltıcı veya artışını önleyici nitelikte, borçlu tarafından yapılan bir taraflı hukuki işlemler ve fiillerle, borçlunun amacını bilen veya bilmesi gereken kişilerle yaptığı tüm hukuki işlemleri, alacaklının alacağı ile sınırlı olarak hükümsüz sayarak işlem konusu mal veya hakkı hâlen borçluya aitmiş gibi, cebrî icra yolu ile alacaklının alacağını almasına olanak sağlamaktır (Ali Güneren: İcra ve İflas Hukukunda Tasarrufun İptali Davaları, Ankara 2012, s: 39, 40).
3. İcra İflas Kanunu'nun 282 nci maddesinde belirtildiği üzere, tasarrufun iptali davaları, borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka, kötüniyet sahibi üçüncü şahıslar (dördüncü kişi) aleyhine de iptal davası açılabilir. İptal davası iyiniyetli üçüncü şahısların haklarını ihlal etmez.
4. İcra ve İflas Kanunu'nun 278, 279 ve 280 inci maddelerinde düzenlenen ve iptal davasının konusunu teşkil eden tasarruflar genel olarak üç grupta toplanmıştır. Bunlar; karşılıksız (ivazsız) yapılan tasarruflar, aciz hâlinde iken ve bundan ötürü yapılan tasarruflar ve olağan durumlarda borçlunun yapmayacağı işlemlerle mal varlığında eksiltme yaratan tasarruflardır. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar tahdidi olarak sayılmış değildir. Kanun iptale tâbi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tâbi olduğu hususunun tayinini hâkimin takdirine bırakmıştır ( 2004 sayılı Kanun md 281). Dava dilekçesinde İİK'nın 278, 279 ve 280 inci maddelerinden hangisine istinaden iptal istendiğinin belirtilmesi de zorunlu değildir. Hatta bu maddelerden biri gösterilmiş olsa bile mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine dayanarak iptal kararı verebilir. Bu ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 25.11.1987 tarihli ve 1987/15-381 Esas, 1987/ 873 Karar; 14.01.2020 tarihli ve 2019/17-16 Esas, 2020/7 Karar sayılı kararında da açıklanmıştır.
5. Tasarrufun iptali davasının dinlenebilmesi için 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 114 üncü maddesinde düzenlenen ve bütün davalar için geçerlilik taşıyan genel dava şartları yanında bir takım özel dava şartlarının varlığı da aranmaktadır. HMK'nın 114/2 nci maddesinde "Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır." denilmek suretiyle bazı münferit davalarda özel bir takım dava şartlarının öngörüldüğü kanuni düzenlemelerin varlığına da işaret edilmiştir. Açılan tasarrufun iptali davasında taraf oluşumu gerçekleşmişse, hâkim, öncelikle, dava koşullarının (şartları) varlığını kendiliğinden inceler. Çünkü, iptal davasının esasına girilebilmesi için dava koşullarının bulunması gerekir. İlk önce, mahkemeye ilişkin dava koşulları, sonra taraflara ilişkin dava koşulları, dava süresinde açılmışsa son olarak dava konusuna ilişkin dava koşulları ve iptal davasına özgü dava koşulları incelenir. Dava koşullarından birisi yoksa mahkemece davanın esasına girilmeden davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilir. İptal davasına özgü dava şartları ise, davacının davalı borçluda gerçek bir alacağının bulunması, borçlu hakkında yapılan icra takibinin kesinleşmiş olması, iptal konusu tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış bir aciz belgesinin bulunmasıdır. Ne var ki, kesin veya geçici aciz belgesinin varlığı davanın ön koşulu ise de, bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra bile alınıp ibraz edilmesi yeterli olur.
6. Az önce de belirtildiği üzere, tasarrufun iptali davalarında iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olması ön koşul olup, dava koşulunun var olup olmadığı belirlenmeden işin esası hakkında hüküm kurulamayacağından, bu husus mahkemece resen araştırılır. Borç; alacaklının borçludan istemeye yetkili olduğu, borçlunun da yerine getirmek zorunda bulunduğu edimi içeren hukuki ilişkidir. Borç, bu ilişkiyle aynı anda doğabileceği gibi; borç ilişkisinden sonra da doğabilir. Borçlar, niteliklerine göre farklı sınıflandırmalara tâbi tutulduğundan borcun doğum tarihleri de kimi zaman bu sınıflandırmalara bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Alacaklı, borçlanmanın gerçekleştiği tarihte borçlunun mal varlığına güvenerek işlem yapmış olduğundan, borcun doğumundan önceki tasarruflar iptal davasının konusunu oluşturmaz (Güneren- s. 419). Bu nedenle borcun hangi tarihte doğduğu ve borcun doğumuna ilişkin hukuksal nedenin kaynağının somut durumun özelliğine göre ayrıca araştırılması gerekmektedir.
7. Yukarıdaki bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; iptal davasının konusunu borçlunun mal varlığını azaltıcı veya mal varlığının artışını önleyici nitelikteki her türlü hukuki işlem ile hukuki fiil oluşturmaktadır. Eldeki davada davacı vekili, dava dışı Yusuf ile dava dışı arsa malikleri arasında 20.07.2016 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, Yusuf'un bu sözleşmeye istinaden kendisine düşecek bazı dairelerin temliki karşılığında inşaatın bütün işlerini müvekkiline yaptırdığını, edimlerini yerine getiren müvekkilinin 13-15-18 ve 19 no.lu bağımsız bölümlere hak kazandığını, davalı borçlu Ayhan'ın hak edişe konu daireleri senet karşılığı satın aldığını, çek ve senetlerin karşılıksız çıkması üzerine başlatılan takiplerin kesinleştiğini, borçlunun mal kaçırmak için devir işlemi yaptığını ileri sürmüştür. Davalı üçüncü kişi K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Tic. Ltd. Şti. dava konusu 19 numaralı bağımsız bölümün davacının hakedişine karşılık verileceğinin kararlaştırılmadığını, temlikin arsa maliki tarafından yapıldığını ve dava şartlarının bulunmadığını savunmuştur. Kat karşılığı inşaat sözleşmesinde sözleşmenin taraflarına düşecek daire sayısı belirlenmiş ise de; daire numaralarını gösterir bir paylaşım yapılmamıştır. Dosyaya yansıyan bir taşeronluk sözleşmesi de bulunmamaktadır. Celbedilen kayıtlardan 19 no.lu bağımsız bölümün arsa malikleri tarafından 27.03.2018 tarihinde davalı K. Ltd. Şti.ye devredildiği, davalı Şirketin bu taşınmazı 10.07.2018 tarihinde davalı Ayhan'a devrettiği, Ayhan'ın da taşınmazı 23.07.2018 tarihinde yeniden davalı K. Ltd. Şti.ye devrettiği, davalı Şirketin ise 26.07.2018 tarihinde taşınmazı dava dışı Kadriye'ye temlik ettiği anlaşılmaktadır. Davacı, 19 no.lu bağımsız bölümün elden çıkarılmış olması nedeniyle davalı şirket yönünden taleplerini nakden tazmine dönüştürdüğünü bildirmiştir. Davacının tasarrufun iptali davasını bedele dönüştürmesi hâlinde de mahkemenin nakden tazmine karar verilebilmesi için, genel dava şartları ile özel dava şartları dolayısıyla iptal sebeplerine ilişkin koşullar ve vakıaların somut olayda üçüncü kişi bakımından gerçekleştiğine kanaat getirmesi gerektiği hususu kuşkusuzdur. Davacı, hakediş karşılığı 19 no.lu bağımsız bölümün kendisine temlik edildiğini ileri sürmüş ise de, ilk devir işlemi arsa maliki tarafından yapılmıştır. Kat karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin hak ettiği dairelerin yüklenicinin talimatı ile arsa sahipleri tarafından satın alan kişiye devri ve tescilinin mümkün ise de; ispat yükü üzerinde olan davacı tarafın kendi tanığı olan ve dava konusu inşaatı yapan yüklenici Yusuf T. duruşmadaki beyanında; “davacıyı iş ilişkisi olduğu için tanıdığını, davacının taşeron olarak çalıştığını, yaptığı işin karşılığı bazı gayrımenkullerin davacının talimatına istinaden Ayhan C.'e devredildiğini bu dairelerinde 13-15-18 numaralı daireler olduğunu, bu dairelerin de davalı Ayhan tarafından elden çıkartıldığını duyduğunu” beyan etmiştir. Bu durumda 19 numaralı bağımsız bölüme ilişkin olarak çelişki giderilmemiş ve eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak sonuca ulaşılmıştır. Tasarrufun iptali davasında takip konusu senetlere bağlı borcun davalı borçlu ile arasındaki senetlerin tanzim tarihinden önceki hukuki/ticari ilişkiden doğduğunu, 19 numaralı bağımsız bölümün hak ediş karşılığı kendisine temlik edildiğini ileri süren davacının iddiasını ispat imkanı tanınması ve 19 numaralı bağımsız bölüm yönünden yukarıdaki çelişkinin giderilmesi bakımından Özel Dairece belirtilen inceleme ve araştırmanın yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi zorunludur.
8. Hâl böyle olunca Bölge Adliye Mahkemesince önceki kararda direnilmesi doğru olmadığından, hükmün Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle bozulması gerekmiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı K. Emlak İnşaat Turizm Gıda Otomotiv Nakliyat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 6100 sayılı Kanun’un 371 inci maddesi gereğince BOZULMASINA,
İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine,
Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kararı veren Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.