
SÜRELİ İPOTEKTE, İPOTEK SÜRESİNİN, ASIL ALACAĞIN VADESİ OLARAK NİTELENDİRİLEMEYECEĞİ GÖRÜŞÜ BENİMSENMİŞTİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/4239
KARAR NO : 2024/9332
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 21.03.2024
NUMARASI : 2023/701 - 2024/744
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Kürtün tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte, borçlunun borca itiraz etmesi üzerine alacaklının itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince, itirazın kaldırılması talebinin kabulü ile itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, asıl borçlu aleyhine, öncelikle rehinle temin edildiği anlaşılan alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerekirken, İİK'nın 45. maddesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, mahkemece kabule ilişkin kararın isabetsiz olduğu belirtilerek borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, itirazın kaldırılması talebinin reddine, borçlu lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, karar verildiği anlaşılmıştır.
Takip dayanağı 30.12.2015 tarih ve 48362 yevmiye nolu ipotek resmi senedi incelendiğinde; borçlu Fatma Ç. tarafından alacaklı Özgür K. lehine tesis edilen 300.000,00 TL bedelli 1 yıl süreli kesin borç ipoteği olduğu görülmüştür.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin önceki kararlarında ipotek süresi borçlu yararına öngörülen bir vade olarak nitelendirilmiş olup sürenin geçmesi ile ipoteğin kendiliğinden kaldırılma sebebi doğmayacağı, ipotek akit tablosunun da belirtilen süre (vade) dolmadan alacaklının takibe başlamasının mümkün olmadığı görüşü benimsenmiştir. (Yargıtay 12.HD 2018-9986E. 2018/12402K. 28.11.2018 sayılı kararı). Buna karşılık süreli ipotekte sürenin sona ermesi ile ipoteğin teminat fonksiyonunu yitirdiği görüşü de öğreti ve uygulamada savunulmuştur. (Köprülü, B/Kaneti, S; Sınırlı Ayni Haklar 2B, İstanbul 1982,1983 s. 347; Yargıtay 23.HD 2013/3451E. 2013/4657K. 4.7.2013T.)
Öğretide savunulan başka bir görüşe göre ipotek hakkının terkin edilmesi için sadece sürenin geçmesi yeterli olmayıp, ipotekle temin edilen alacağın da sona ermiş olması veya ipotek süresi içinde herhangi bir alacağın doğmamış olması gerekir. (Akkaya, Tolga; İcra Hukuku Bağlamında Süreli İpotek, TAAD. s.12. S.182) (Aynı yönde 1 HD 2003/9022 E. 2003/11096 K. 21.10.2003 T.) Bu görüşü savunan Akkaya, ipotek süresinin sona ermesi halinde taşınmaz malikinin talebi ile ipoteğin terkin edilemeyeceği, terkin için alacaklıdan talepte bulunulması gerektiği, bunun kabul edilmemesi halinde ise TMK’nın 1025. maddesi uyarınca tapu sicilinin düzeltilmesi davası açılması gerektiğini belirtmektedir. (Akkaya, Süreli İpotek. s.168). Uygulama ve öğretide süreli ipoteklerle ilgili olarak bu görüşler tartışılmakta iken gelinen aşamada süreli ipotekte taşınmaz malikinin talebi ile hangi şartlarda ipoteğin terkin edileceği konusunda düzenleme yapılmıştır.
10.07.2019 tarihli 30827 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7181 sayılı Tapu Kanunun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 19.maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 883. maddesine; “İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerine 9.6.1932 tarih ve 2004 sayılı İcra İflas Kanununu 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması halinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir.” hükmü, aynı Kanunun 3. maddesi ile; “2644 sayılı Tapu Kanununa geçici madde 4 eklenerek; 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 883 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yürürlüğe girdiği tarihten önce süresi dolmuş olmasına rağmen terkin edilmeyen süreli ipoteklerde anılan fıkrada belirtilen otuz günlük süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten başlar.” hükmü eklenmiş olup 28. madde ile de bu Kanunun birinci maddesi, üçüncü maddesi ile on dokuzuncu maddesinin 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen düzenlemeler gereğince özetle, süreli olarak tesis edilen 01.01.2020 tarihinden önce süresi sona eren ipoteklerde 31.01.2020 tarihine kadar, süreli ipoteklerden 01.01.2020 tarihinden sonra süresi sona eren ipoteklerde ise süre bitiminden itibaren 30 gün içinde alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlayıp İİK’nın 150/c maddesinde belirtilen şerhin taşınmaz üzerine konulmamış olması halinde, taşınmaz maliki, ipotek alacağı sona ermemiş olsa bile tapu müdürlüğünde ipoteğin terkin edilmesini sağlayabilir. İpotek alacaklısının süreli olarak kurulmuş ipotekte muaccel alacağı için süre bitiminden önce veya 01.01.2020 tarihinde önce süresi dolan ipoteklerde bu tarihten itibaren 30 günlük süre içinde takibe geçmesi ve İİK’nın 150/c maddesinde yazılı şerhi ipotekli taşınmazın tapu kaydına işlenmesi gerekmektedir. Süreli ipotekle ilgili bu açık yasal düzenlemeler karşısında Dairemizin yerleşik kararlarından dönülmüş olup ipotek süresinin, asıl alacağın vadesi olarak nitelendirilemeyeceği görüşü benimsenmiştir.
Somut olayda; 30.12.2015 tarihinde bir yıl süreli olarak tesis edilen ipoteğin 01.01.2020 tarihinden önce süresinin sona erdiği, süre bitiminden itibaren 30 gün içinde (31.01.2020 tarihinde kadar) alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılıp, taşınmaz üzerine İİK’nın 150/c maddesinde belirtilen şerh konulmadığından, 20.04.2022 takip tarihi itibariyle süresi dolan ipotek senedine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılması mümkün değildir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesi'nin, rehinle temin edilen alacağa ilişkin İİK'nın 45. maddesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmasının doğru olmadığı gerekçesi yerinde olmayıp, İİK'nun 68. maddesi kapsamında itirazın kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 21.03.2024 tarih ve 2023/701 E. - 2024/744 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), bozma sebebine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
M. ÇAMUR G. HEYBET Dr. S. MUTTA A. AYAN Y. ÇİFTCİ
SÜRELİ İPOTEKTE, İPOTEK SÜRESİNİN, ASIL ALACAĞIN VADESİ OLARAK NİTELENDİRİLEMEYECEĞİ GÖRÜŞÜ BENİMSENMİŞTİR.
T.C.
YARGITAY
12. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2024/4239
KARAR NO : 2024/9332
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 21.03.2024
NUMARASI : 2023/701 - 2024/744
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Kürtün tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine başlatılan ilamsız takipte, borçlunun borca itiraz etmesi üzerine alacaklının itirazın kaldırılması talebiyle icra mahkemesine başvurduğu, İlk Derece Mahkemesince, itirazın kaldırılması talebinin kabulü ile itirazın kaldırılmasına, takibin devamına, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının borçludan alınarak alacaklıya verilmesine karar verildiği, borçlu tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, asıl borçlu aleyhine, öncelikle rehinle temin edildiği anlaşılan alacağın tahsili amacıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılması gerekirken, İİK'nın 45. maddesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, mahkemece kabule ilişkin kararın isabetsiz olduğu belirtilerek borçlunun istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, itirazın kaldırılması talebinin reddine, borçlu lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına, karar verildiği anlaşılmıştır.
Takip dayanağı 30.12.2015 tarih ve 48362 yevmiye nolu ipotek resmi senedi incelendiğinde; borçlu Fatma Ç. tarafından alacaklı Özgür K. lehine tesis edilen 300.000,00 TL bedelli 1 yıl süreli kesin borç ipoteği olduğu görülmüştür.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin önceki kararlarında ipotek süresi borçlu yararına öngörülen bir vade olarak nitelendirilmiş olup sürenin geçmesi ile ipoteğin kendiliğinden kaldırılma sebebi doğmayacağı, ipotek akit tablosunun da belirtilen süre (vade) dolmadan alacaklının takibe başlamasının mümkün olmadığı görüşü benimsenmiştir. (Yargıtay 12.HD 2018-9986E. 2018/12402K. 28.11.2018 sayılı kararı). Buna karşılık süreli ipotekte sürenin sona ermesi ile ipoteğin teminat fonksiyonunu yitirdiği görüşü de öğreti ve uygulamada savunulmuştur. (Köprülü, B/Kaneti, S; Sınırlı Ayni Haklar 2B, İstanbul 1982,1983 s. 347; Yargıtay 23.HD 2013/3451E. 2013/4657K. 4.7.2013T.)
Öğretide savunulan başka bir görüşe göre ipotek hakkının terkin edilmesi için sadece sürenin geçmesi yeterli olmayıp, ipotekle temin edilen alacağın da sona ermiş olması veya ipotek süresi içinde herhangi bir alacağın doğmamış olması gerekir. (Akkaya, Tolga; İcra Hukuku Bağlamında Süreli İpotek, TAAD. s.12. S.182) (Aynı yönde 1 HD 2003/9022 E. 2003/11096 K. 21.10.2003 T.) Bu görüşü savunan Akkaya, ipotek süresinin sona ermesi halinde taşınmaz malikinin talebi ile ipoteğin terkin edilemeyeceği, terkin için alacaklıdan talepte bulunulması gerektiği, bunun kabul edilmemesi halinde ise TMK’nın 1025. maddesi uyarınca tapu sicilinin düzeltilmesi davası açılması gerektiğini belirtmektedir. (Akkaya, Süreli İpotek. s.168). Uygulama ve öğretide süreli ipoteklerle ilgili olarak bu görüşler tartışılmakta iken gelinen aşamada süreli ipotekte taşınmaz malikinin talebi ile hangi şartlarda ipoteğin terkin edileceği konusunda düzenleme yapılmıştır.
10.07.2019 tarihli 30827 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7181 sayılı Tapu Kanunun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılmasına Dair Kanunun 19.maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 883. maddesine; “İpotek süreli olarak kurulmuşsa, sürenin bitiminden itibaren otuz gün içinde ipotekli taşınmaz üzerine 9.6.1932 tarih ve 2004 sayılı İcra İflas Kanununu 150/c maddesinde belirtilen şerhin konulmaması halinde ipotek, malikin talebiyle tapu müdürlüğünce terkin edilir.” hükmü, aynı Kanunun 3. maddesi ile; “2644 sayılı Tapu Kanununa geçici madde 4 eklenerek; 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 883 üncü maddesinin ikinci fıkrasının yürürlüğe girdiği tarihten önce süresi dolmuş olmasına rağmen terkin edilmeyen süreli ipoteklerde anılan fıkrada belirtilen otuz günlük süre, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten başlar.” hükmü eklenmiş olup 28. madde ile de bu Kanunun birinci maddesi, üçüncü maddesi ile on dokuzuncu maddesinin 01.01.2020 tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir. Yukarıda belirtilen düzenlemeler gereğince özetle, süreli olarak tesis edilen 01.01.2020 tarihinden önce süresi sona eren ipoteklerde 31.01.2020 tarihine kadar, süreli ipoteklerden 01.01.2020 tarihinden sonra süresi sona eren ipoteklerde ise süre bitiminden itibaren 30 gün içinde alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlayıp İİK’nın 150/c maddesinde belirtilen şerhin taşınmaz üzerine konulmamış olması halinde, taşınmaz maliki, ipotek alacağı sona ermemiş olsa bile tapu müdürlüğünde ipoteğin terkin edilmesini sağlayabilir. İpotek alacaklısının süreli olarak kurulmuş ipotekte muaccel alacağı için süre bitiminden önce veya 01.01.2020 tarihinde önce süresi dolan ipoteklerde bu tarihten itibaren 30 günlük süre içinde takibe geçmesi ve İİK’nın 150/c maddesinde yazılı şerhi ipotekli taşınmazın tapu kaydına işlenmesi gerekmektedir. Süreli ipotekle ilgili bu açık yasal düzenlemeler karşısında Dairemizin yerleşik kararlarından dönülmüş olup ipotek süresinin, asıl alacağın vadesi olarak nitelendirilemeyeceği görüşü benimsenmiştir.
Somut olayda; 30.12.2015 tarihinde bir yıl süreli olarak tesis edilen ipoteğin 01.01.2020 tarihinden önce süresinin sona erdiği, süre bitiminden itibaren 30 gün içinde (31.01.2020 tarihinde kadar) alacaklı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatılıp, taşınmaz üzerine İİK’nın 150/c maddesinde belirtilen şerh konulmadığından, 20.04.2022 takip tarihi itibariyle süresi dolan ipotek senedine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılması mümkün değildir.
O halde, Bölge Adliye Mahkemesi'nin, rehinle temin edilen alacağa ilişkin İİK'nın 45. maddesinde yer alan düzenlemeye aykırı olarak genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatılmasının doğru olmadığı gerekçesi yerinde olmayıp, İİK'nun 68. maddesi kapsamında itirazın kaldırılması koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin işin esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile itirazın kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Alacaklının temyiz isteminin kabulü ile yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nun 364/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nun 373/1. maddesi uyarınca, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi'nin 21.03.2024 tarih ve 2023/701 E. - 2024/744 K. sayılı kararının (BOZULMASINA), bozma sebebine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, 06.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. Üye Üye Üye Üye
M. ÇAMUR G. HEYBET Dr. S. MUTTA A. AYAN Y. ÇİFTCİ