KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

SENET METNİ İÇERİSİNE YAZILAN VADE TARİHİ, DÜZENLEME TARİHİ İLE AYNI TARİH OLDUĞUNDAN İKİNCİ BİR VADE TARİHİ OLARAK KABUL EDİLEMEZ.

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2022/12633
Karar No      : 2023/4444

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 06.10.2022
SAYISI                                 : 2021/2836 - 2022/2440

Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davalı/alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sibel Yavuz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile ilamsız icra takibine karşı borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, borca itirazının yanı sıra takip dayanağı bonoda çift vade olduğundan bahisle kambiyo vasfı bulunmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği, mahkemece, istemin reddine karar verildiği, kararın borçlu tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, takibe dayanak senedin düzenleme tarihinin 15.08.2018 olduğu, senet metni içerisindeki vade tarihinin 15.08.2018 olarak yazıldığı, senedin üst kısmında yer alan ödeme tarihinin 15.08.2019 olarak yazıldığı, bu durumda senet metni içerisinde bilinçli olarak yazılan vade tarihinin 15.08.2018, senedin üst kısmındaki ödeme tarihinin ise 15.08.2019 olarak yazıldığı gözetildiğinde, senette çift vade bulunduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir.

Somut olayda, takip dayanağı bononun incelenmesinde; senedin düzenleme tarihinin 15.08.2018 olduğu, senet metni içerisindeki vade tarihinin 15.08.2018 olarak, senedin üst kısmında yer alan ödeme tarihinin 15.08.2019 tarihi olarak yazıldığı, bu durumda senet metni içerisine yazılan vade tarihinin, düzenleme tarihi ile aynı tarih olduğu, ikinci bir vade tarihi olarak kabul edilemeyeceği ve takibe konu bononun kambiyo senedi olma vasfını etkilemeyeceği anlaşılmaktadır. (Dairemizin 24/04/2003 T. 2003/6584 E.- 9218 K., 09/03/2004 tarih, 2004/135 E. - 5372 K. ve HGK’nın 07.03.1990 gün ve 1989/12-681 E. - 1990/154 K.).

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, düzenlenme tarihinin ödeme tarihinde tekrarının çift vade anlamına gelmeyeceği, aksinin kabulünün aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı dikkate alınarak istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.      

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 06.10.2022 tarihli, 2021/2836 E. - 2022/2440 K. sayılı kararının yukarıda yazılı nedenlerle, 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK'nın 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan             Üye                  Üye                  Üye                  Üye
A. TUNCAL       N. ŞİMŞEK      M. ÇAMUR      G. HEYBET      A. AYAN

 

BU DOSYA YARGITAY HUKUK GENEL KURULU GÜNDEMİNE TAŞINMIŞTIR.

T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU

Esas No        : 2024/12-346
Karar No       : 2025/59

T Ü R K   M İ L L E T İ   A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                :
 Adana Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TARİHİ                          : 26.10.2023
SAYISI                          : 2023/1535 E., 2023/1992 K.
ÖZEL DAİRE KARARI : Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 22.06.2023 tarihli ve 2022/12633 Esas,
                                        2023/4444 Karar sayılı BOZMA kararı

Taraflar arasındaki kambiyo şikâyeti isteminden dolayı yapılan inceleme sonunda İlk Derece Mahkemesince şikâyetin reddine karar verilmiştir.

Kararın borçlu vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle şikâyetin kabulüne karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.

Direnme kararı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan gündem ve dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. TALEP

Borçlu vekili; müvekkili aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe dayanak senedin vade tarihinin senedin üst kısmındaki ödeme tarihi olarak gösterilen bölümünde “15.08.2019”, senet metninde ise “15 Ağustos 2018” olarak yazıldığını, takibe konu senette çift vade bulunduğundan kambiyo vasfı bulunmadığını, müvekkili şirketin alacaklıya borcunun da bulunmadığını ileri sürerek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Alacaklı vekili; borçlu şirketin müvekkiline olan borcundan dolayı senet verdiğini, senet düzenlenirken senedin üst kısmındaki ödeme tarihini içeren bölüme 15.08.2019 tarihinin yazıldığını, senet metninde ise vade tarihi olarak yazılması gereken yere 15.08.2018 tarihi yazılarak düzenlenme tarihinin yazıldığını, vade tarihinin 15.08.2019 olup senet metninde yazan tarihin ise düzenlenme tarihinin tekrarı olduğunu, senette çift vade bulunmadığını belirterek şikâyetin reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 29.07.2021 tarihli ve 2021/431 Esas, 2021/509 Karar sayılı kararı ile; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, Özel Dairenin 05.07.2017 tarihli ve 2017/4676 Esas, 2017/10224 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere tanzim tarihinin vade tarihi bölümünde tekrar edilmesinin ikinci bir vade olarak kabul edilemeyeceği, takip dayanağı bononun üst kısmında vade tarihi bölümünde vade tarihi olarak 15.08.2019 yazıldıktan sonra senet metninde bulunan vade tarihi kısmına keşide tarihi ile aynı tarih olan 15.08.2018 tarihinin yazıldığı, tanzim tarihinin vade tarihi bölümünde tekrar edilmesinin ikinci bir vade olarak kabul edilemeyeceği, bu hususun senedin kambiyo vasfını etkilemeyeceği gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde borçlu vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 06.10.2022 tarihli ve 2021/2836 Esas, 2022/2440 Karar sayılı kararı ile; takibe dayanak senedin incelenmesinde düzenleme tarihinin 15.08.2018 olarak yazıldığı, senet metni içerisinde vade tarihinin 15.08.2018 olarak yazıldığı, senedin üst kısmında ödeme günü olarak 15.08.2019 yazıldığı, bu durumda senet metni içerisinde bilinçli olarak vade tarihinin 15.08.2018, senedin üst kısmında ise ödeme tarihinin 15.08.2019 olarak yazıldığı gözetildiğinde senette çift vade bulunduğunun kabulü gerektiği, Hukuk Genel Kurulunun 10.09.2020 tarihli ve 2017/12-276 Esas, 2020/695 Karar sayılı kararının da aynı yönde olduğu, kambiyo vasfı bulunmayan senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapılamayacağı gerekçesiyle istinaf başvurusunu kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, şikâyetin kabulüne ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ İNCELEME SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile;

“... Somut olayda, takip dayanağı bononun incelenmesinde; senedin düzenleme tarihinin 15.08.2018 olduğu, senet metni içerisindeki vade tarihinin 15.08.2018 olarak, senedin üst kısmında yer alan ödeme tarihinin 15.08.2019 tarihi olarak yazıldığı, bu durumda senet metni içerisine yazılan vade tarihinin, düzenleme tarihi ile aynı tarih olduğu, ikinci bir vade tarihi olarak kabul edilemeyeceği ve takibe konu bononun kambiyo senedi olma vasfını etkilemeyeceği anlaşılmaktadır. (Dairemizin 24/04/2003 T. 2003/6584 E.- 9218 K., 09/03/2004 tarih, 2004/135 E. - 5372 K. ve HGK’nın 07.03.1990 gün ve 1989/12-681 E. - 1990/154 K.).

O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, düzenlenme tarihinin ödeme tarihinde tekrarının çift vade anlamına gelmeyeceği, aksinin kabulünün aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı dikkate alınarak istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir..." gerekçesiyle karar bozulmuştur. 

B. Bölge Adliye Mahkemesince Verilen Direnme Kararı

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten senet metni içerisinde tanzim tarihinin vade olarak tekrarının bilinçli bir işlem olup aşırı şekilcilik olarak nitelendirilemeyeceği, yine benzer olayda Özel Dairenin 13.10.2015 tarihli ve 2015/12186 Esas, 2015/24722 Karar sayılı kararında çift vade olduğunun kabul edildiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen direnme kararına karşı süresi içinde alacaklı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Alacaklı vekili; senet metninde yer alan vade tarihinin senedin tanzim tarihi ile aynı tarih olduğunu, senette iki farklı vade tarihinin bulunmadığını, asıl vade tarihi 15.08.2019 tarihi iken senet metninde sehven yazılan 15.08.2018 tarihinin senedin tanzim tarihi olduğunu, Yargıtayın yerleşik içtihatlarında kabul edildiği üzere senetlerin vade olarak iki farklı tarihi içermesi ve bunlardan birinin düzenlenme tarihiyle aynı olması durumunda bu durumun çifte vade sayılamayacağını, senedin kambiyo senedi olarak kabul edilmesi gerektiğini, aksi durumun aşırı şekilcilik olarak nitelendirilerek hak kaybı olabileceğini ileri sürerek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Uyuşmazlık

Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe dayanak senedin çift vadeyi içerip içermediği noktasında toplanmaktadır.

D. Gerekçe

1. İlgili Hukuk

1. 2004 sayılı Kanun'un 167, 168/1-3 ve 170/a maddeleri.

2. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (6102 sayılı Kanun) 703, 777 ve 778. maddeleri

2. Değerlendirme

1. 2004 sayılı Kanun'un 167/1. maddesine göre alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilmesi için alacağının mutlaka bir kambiyo senedine bağlı olması gerekir. 2004 sayılı Kanun'un 168/3 ve 170/a-1 maddelerine göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlunun ödeme emri tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine başvurarak takibe dayanak senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep edebilir. 2004 sayılı Kanun'un 170/a-2. maddesine göre süresinde yapılmak kaydıyla borçlu tarafından başka bir şikâyet veya itirazda bulunulması ile bu husus icra mahkemesince kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınır. Bu inceleme sonucunda icra mahkemesi takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı kanısına varır ise icra takibinin iptaline karar verir. Ancak 2004 sayılı Kanun'un 170/a-3. maddesine göre her ne suretle olursa olsun imza inkârı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.

2. Kambiyo senetleri, tedavül yeteneği çok fazla olan senetlerdir. Borçlar hukukuna hakim olan şekil serbestisi ilkesinin aksine kambiyo senetlerinin sıkı şekil şartlarına tâbi bulunmasının temelinde tedavül yeteneğinin doğurduğu güven ihtiyacı yatmaktadır. Sıkı şekilcilik, kambiyo senetlerinin 6102 sayılı Kanun'da öngörülen unsurları içermesini ifade eder.

3. 6102 sayılı Kanun'un 776. maddesinde bononun zorunlu ve geçerliliğini etkileyecek olan zorunlu unsurlar sayılmıştır. Zorunlu unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.

4. 6102 sayılı Kanun'un 777. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bononun alternatif zorunlu unsurları ise düzenleme yeri ve ödeme yeridir. Kanun koyucu bu unsurların bonoda yer almasının zorunlu olduğunu ancak bunların bonoda bulunmaması hâlinde alternatif olarak bonodaki başka unsurların bunların yerine geçeceğini, böylece senedin bono niteliğini kaybetmeyeceğini kabul etmiştir.

5. Vade ise isteğe bağlı unsurlardandır. Bonoda vadenin gösterilmesi zorunlu olmayıp 6102 sayılı Kanun'un 777/2. maddesine göre “vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.”

6. Bonoya konulabilecek vade türleri 6102 sayılı Kanun'da sınırlı sayıda sayılmıştır. 6102 sayılı Kanun'un 778. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Kanun'un 703/1. maddesine göre bono dört türlü vadeyi içerebilir. Bir bono görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, düzenleme gününden belli bir süre sonra ve belirli bir günde ödenmek üzere düzenlenebilir. 6102 sayılı Kanun'un 703/2. maddesine göre “vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden çeşitli vadeleri gösteren poliçeler batıldır.”

7. Somut olayda ise alacaklı vekili tarafından borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe dayanak senedin düzenleme tarihi 15.08.2018 olup, senet metni içerisindeki vade tarihi 15 Ağustos 2018, senedin üst kısmında yer alan ödeme tarihi ise 15.08.2019 olarak yazılmıştır.

8. Bu durumda senet metni içerisine yazılan tarihin, düzenleme tarihi ile aynı olması karşısında senet metni içerisine yazılan ikinci bir vade tarihi olarak kabul edilemez. Sadece düzenlenme tarihinin ödeme tarihinde tekrarından ibaret olup çift vade anlamına gelmez. Aksinin kabulü aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olur. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 07.03.1990 tarihli ve 1989/12-681 Esas ve 1990/154 Karar sayılı kararında da aynı hususlar benimsenmiştir.

9. Önemle belirtmek gerekir ki Hukuk Genel Kurulunun 21.06.2000 tarihli ve 2000/12-1011 Esas ve 2000/1076 Karar sayılı kararında bononun tanzim tarihinin 30.02.1997 olarak yazılması hâlinde senedin kambiyo vasfının ortadan kalkacağının kabulünün aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı, tanzim tarihinin bu şekilde gösterildiği hâllerde bunun yanılgıdan kaynaklandığının ve tanzim tarihinin Şubat ayının son günü olarak yazıldığının kabulü gerektiği, bu eksikliğin bononun niteliğini etkilemediği vurgulanmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 08.03.2023 tarihli ve 2021/12-862 Esas ve 2023/174 Karar sayılı kararında da 6102 sayılı Kanun'un 776/1-b maddesine göre bononun kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, bedelin belirli olması şartının senette bedelle birlikte para biriminin de belirtilmesiyle gerçekleşeceği, kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takibe dayanak senedin bedel bölümüne rakamla 2.250.000 yazıldıktan sonra yanına Amerikan Doları yazıldığı, senet metninde bedelin yazı ile belirtilen kısmına da iki milyon iki yüz elli bin Amerikan Doları yazıldığı, dolayısıyla yazı ve rakam ile belirlenen bedelin aynı olduğu, para biriminin de senet metninde ve üst kısımına açıkça Amerikan Doları olarak belirtildiği, para birimleri arasında herhangi bir çelişki bulunmadığı gibi bonodaki bedel ve para birimi konusunda tahrifat iddiasının da bulunmadığı, takibe dayanak bononun 2.250.000 Amerikan Doları olarak düzenlendiğinin ve senedin kambiyo vasfının bulunduğunun kabulü gerektiği, matbu senetteki TL ve Türk Lirası yazılarının ise hukuki sonuç doğurmayacağı, aksinin kabulünün aşırı şekilcilik olup hak kaybına neden olacağı benimsenmiştir.

10. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında; bonoda vade tarihi ve düzenleme tarihinin aynı tarih olmasına engel bir düzenleme bulunmadığı, senet metni içerisinde bilinçli olarak vade tarihinin 15.08.2018, senedin üst kısmında ise ödeme tarihinin 15.08.2019 yazıldığı gözetildiğinde, senette çift vade bulunduğundan direnme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de bu görüş Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.

11. O hâlde takibe konu bono çift vade içermediğinden kambiyo senedi niteliğindedir. Hâl böyle olunca Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken önceki hükümde direnilmesi doğru olmamıştır.

12. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

VII. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı 2004 sayılı Kanun'un 5311 sayılı Kanun ile değişik 364. maddesinin 2. fıkrasının göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun’un 371. maddesi gereğince BOZULMASINA,

İstek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine,

Dosyanın 6100 sayılı Kanun’un 373. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

19.02.2025 tarihinde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğuyla kesin olarak karar verildi.

“K A R Ş I  O Y”

Borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe dayanak senedin çift vadeyi içerdiğinden kambiyo vasfını bulunmadığından takibin iptalini talep etmiştir.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (2004 sayılı Kanun) 167/1. maddesine göre alacaklının kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilmesi için alacağının mutlaka bir kambiyo senedine bağlı olması gerekir. 2004 sayılı Kanun’un 168/3 ve 170/a-1. maddesine göre kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte borçlu ödeme emri tebliğinden itibaren beş gün içinde icra mahkemesine başvurarak, takibe dayanak senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep edebilir. 2004 sayılı Kanun’un 170/a-2. maddesine göre süresinde yapılmak kaydıyla borçlu tarafından başka bir şikâyet veya itirazda bulunulması ile bu husus icra mahkemesince kendiliğinden ve öncelikle dikkate alınır. Bu inceleme sonucunda icra mahkemesi takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığı kanısına varır ise icra takibinin iptaline karar verir. Ancak 2004 sayılı Kanun’un 170/a maddesinin son fıkrasına göre her ne suretle olursa olsun imza inkârı itirazı geri alınmış veya borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise bu madde hükmü uygulanmaz.

Diğer senetlerden ayrılabilmesi için kıymetli evrak özel şekil şartlarına tâbi tutulmuştur. Sıkı şekil şartları en katı tarzda kambiyo senetlerinde görülür. Güven ihtiyacının bir sonucu olarak kıymetli evrakta modern hukukun ve özellikle ticaret hukukunun kabul ettiği şekilsizlik prensibinden ayrılınmıştır. Kıymetli evraka hâkim sert şekil şartlarına bağlılık olgusu ortaya “senet nasılsa ve ne diyorsa ona göre işlem yapılır”, yani kıymetli evrakta senet metni ve şekil şartları tarafların muhtemel iradelerine ve senet dışındaki olaylara göre yorumlanamaz ilkesini çıkarır (Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, İstanbul 2001, s.29). Kambiyo senetlerinde “sıkı sıkıya şekle bağlılık” geçerlidir. Ticari senet kendisi ile ilgili gerekli bilgiyi münhasıran kendisi vermelidir (Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, s.370).

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı Kanun) 776. maddesine göre bono veya emre muharrer senet, senet metninde bono veya emre yazılı senet kelimesini ve senet Türkçe'den başka bir dilde yazılmışsa o dilde bono veya emre yazılı senet karşılığı olarak kullanılan kelimeyi, kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini, ödeme yerini, kime ve kimin emrine ödenecek ise onun adını, düzenleme tarihini ve yerini, düzenleyenin imzasını içermelidir. Sıralanan bu kayıtlar bononun zorunlu ve geçerliliğini etkileyecek olan zorunlu unsurlardır. Zorunlu unsurlardan birini içermeyen bir senet bono sayılmaz.

6102 sayılı Kanun’un 777. maddesinin 3 ve 4. fıkraları uyarınca bononun alternatif zorunlu unsurları ise düzenleme yeri ve ödeme yeridir. Kanun koyucu bu unsurların bonoda yer almasının zorunlu olduğunu ancak bunların bonoda bulunmaması hâlinde alternatif olarak bonodaki başka unsurların bunların yerine geçeceğini, böylece senedin bono niteliğini kaybetmeyeceğini kabul etmiştir.

Vade ise isteğe bağlı unsurlardandır. Bonoda vadenin gösterilmesi zorunlu olmayıp TTK’nın 777. maddesinin 2. fıkrasına göre “vadesi gösterilmemiş olan bono, görüldüğünde ödenmesi şart olan bir bono sayılır.”

Bonoya konulabilecek vade türleri 6102 sayılı Kanun’da sınırlı sayıda sayılmıştır. 6102 sayılı Kanun’un 778. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Kanun'un 703/1. maddesine göre bono dört türlü vadeyi içerebilir. Bir bono görüldüğünde, görüldükten belli bir süre sonra, düzenleme gününden belli bir süre sonra, belirli bir günde ödenmek üzere düzenlenebilir. 6102 sayılı Kanun’un 703/2. maddesi uyarınca “vadesi başka şekilde yazılan veya birbirini takip eden çeşitli vadeleri gösteren poliçeler batıldır.”

Aynı bonoda birbirinden farklı iki vadenin bulunması geçersizlik sebebidir (Öztan, s. 482). Vade ile senedin düzenleme tarihinin aynı olması senedin bono niteliğini ortadan kaldırmaz (Poroy, Tekinalp, s.119). Bonoda vade tarihi ve düzenleme tarihinin aynı tarih olmasına engel bir düzenleme bulunmamaktadır.

Vade kaydının senet metni içinde bulunması şart değildir. Keşidecinin imzası bulunmak kaydı ile vade senedin üzerinde herhangi bir yere konulabilir. Başka bir anlatımla keşidecinin imzasının örttüğü durumlarda vade kaydının yerinin önemi bulunmamaktadır (Öztan, s. 492)

Somut olayda ise takibe dayanak senette düzenleme tarihinin 15.08.2018 yazıldığı, senet metni içerisinde vade tarihinin 15 Ağustos 2018 yazıldığı, senedin üst kısmında ödeme tarihi olarak 15.08.2019 yazıldığı görülmektedir.

Bu durumda senet metni içerisinde bilinçli olarak vade tarihinin 15.08.2018, senedin üst kısmında ise ödeme tarihinin 15.08.2019 yazıldığı gözetildiğinde, senette çift vade bulunduğunun ve 6102 sayılı Kanun’un 778. maddesinin atfıyla uygulanması gereken aynı Kanun'un 703/2. maddesine göre senedin batıl olduğunun kabulü gerekir.

Aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 29.09.2020 tarihli ve 2017/12-276 Esas, 2020/695 Karar sayılı kararında da benimsenmiş olup, bu dosyada takibe konu bononun düzenleme tarihi 13.08.2013 yazıldığı, senedin üst kısmında ödeme günü olarak 15.04.2014 tarihi yazıldığı, bu şekilde bonoda 13.08.2013 ve 15.04.2014 tarihleri olmak üzere çift vade bulunduğu kabul edilerek 2004 sayılı Kanun’un 170/a maddesine göre takibe iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerle bozulmasına karar verilmiştir.

Tüm bu nedenlerle direnme kararının onanması gerektiği kanaatiyle, direnme kararının Özel Dairenin bozma kararındaki nedenlerin bozulmasına dair Değerli Çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

Birinci Başkanvekili
Adem Albayrak

BİLGİ : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nda bulunan 25 üyenin 14’ü BOZMA, 11’i ise ONAMA yönünde oy kullanmışlardır.

BİLGİ : “Düzenlenme tarihinin, bononun üst bölümünde vade tarihi kısmında tekrarı çift vade anlamına gelmez” şeklindeki Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 17 Ocak 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/duzenleme-tarihinin-bononun-ust-bolumunde-vade-tarihi-kisminda-tekrari-cift-vade-anlamina-gelmez