KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

MUACCELİYET İHTARININ TÜKETİCİNİN BANKAYA YENİ ADRES BİLDİRİMİNDE BULUNMAMASI NEDENİYLE SÖZLEŞMEDE BİLDİRİLEN ADRESİNE GÖNDERİLMESİ YETERLİDİR.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/1351
Karar No      : 2024/4022

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A
BÖLGE ADLİYE MAHKEMELERİ KARARLARI ARASINDAKİ 
UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE DAİR
Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ           : 
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu
TARİHİ                     : 01.03.2024
NUMARASI             : 2024/8 E., 2024/8 K.

I. BAŞVURU

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 01.03.2024 tarihli başvurusunda; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 2023/3171 E., 2023/2809 K. sayılı kararıyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 2023/2045 E., 2023/1849 K. sayılı kararları arasında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 28 inci maddesinde düzenlenen tüketici kredilerinde muacceliyet ihtarnamesinin tüketiciye bizzat tebliğinin gerekip gerekmediği, sözleşme ile belirlenen adrese yapılan tebligatın yeterli olup olmayacağı gerekçesi ve anılan daire kararları arasındaki uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin kararı yönünde giderilmesi yönündeki oy çokluğu ile alınan görüşüyle, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Başkanlar kurulunun görevleri” başlıklı 35 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.

II. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU KARARI

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulunun 01.03.2024 tarihli ve 2024/8 E., 2024/8 K. sayılı kararıyla; tüketici kredilerinde muacceliyet ihtarının bizzat tüketiciye tebliğinin gerekip gerekmediği, tüketicinin tüketici kredisinde bildirdiği adresine tebliğin çıkartılmış olmasının yeterli olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunduğu, tüketici kredilerinde muacceliyet ihtarnamesinin tüketiciye bizzat tebliğinin yapılması gerektiği, sözleşmesel adrese yapılan tebligatın yeterli olmayacağı, Daireler arasındaki uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 2023/3171 E., 2023/2809 K. sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi yönündeki görüşüyle, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun'un (5235 sayılı Kanun) 35 inci maddesi uyarınca uyuşmazlığın giderilmesi talep edilmiştir.

III. UYUŞMAZLIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU KARARLAR

A. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 46. Hukuk Dairesinin 07.12.2023 tarihli ve 2023/3171 E., 2023/2809 K. sayılı Kararı

Davacı tarafından tüketiciye gönderilen muacceliyet ihtarnamesine konu alacak için ihtiyati haciz talep edildiği davada İstanbul 6. Tüketici Mahkemesinin 05.09.2023 tarihli ve 2023/45 E., 2023/45 K. sayılı ilamıyla; borçlunun sözleşmede gösterdiği adresine yapılan bir tebligat olmadığı, muacceliyet şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine dair verilen kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 46. Hukuk Dairesince; "...davacı bankanın 6502 sayılı Kanun'un 28 inci maddesinde yer alan hükmün aksine davalıya borcun ödenmesi için çektiği ihtarnamenin tebliğ edilemediği, tebliğ evrakının "adreste yok, iade" şerhi ile geri iade edildiği, buna bağlı olarak tüm alacağın muaccel hale gelmediği, davalının talep tarihi itibariyle tüm alacak yönünden temerrüde düşmediği ve bu şekilde İİK'nın 257 nci maddesindeki alacağın muaccel olduğuna ilişkin yaklaşık ispat şartının somut olayda gerçekleşmediği..." gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair kesin olmak üzere karar verilmiştir.

B. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 27.09.2023 tarihli ve 2023/2045 E, 2023/1849 K sayılı Kararı

Davacı tarafından tüketiciye gönderilen muacceliyet ihtarnamesine konu alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali ve ihtiyati haciz talep edildiği davada İstanbul 10. Tüketici Mahkemesinin 2023/263 E. sayılı dava dosyasında 16.08.2023 tarihli tensip ara kararıyla; alacak miktarının tespiti ve yargılamayı gerektirir mahiyette olması, ihtiyati haciz hükmü verilmesinin mümkün olmaması nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine, dair verilen kararının davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 19. Hukuk Dairesince; "...kat ihtarının kredi sözleşmesindeki borçlu (davalı) adresine tebliğe çıkartılmış olduğu, tebligatın teslim edilemediği şeklinde şerh düşülmüş olduğu ancak kredi sözleşmesinin 12. maddesi gereği tebligat yapılmış sayılması gerektiği, Yargıtay uygulamasının da bu yönde olduğu, dolayısıyla iki taksidin ödenmesinde temerrüde düşülmüş olması nedeniyle yapılan hesap katı neticesinde alacağın muaccel hale geldiği ve ihtiyati haciz şartlarının gerçekleşmiş olduğu..." gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile Bakırköy 10. Tüketici Mahkemesinin 16.08.2023 tarihli 2023/263 E. sayılı tensip zaptının davacının ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin onüçüncü bentteki ara kararının kaldırılmasına, davacının ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair kesin olmak üzere karar verilmiştir.

IV. GEREKÇE

A. Uyuşmazlık

Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairelerinin yukarıda açıklanan kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlık; 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 28 inci maddesi gereğince, tüketici kredilerinde muacceliyet ihtarnamesinin tüketiciye bizzat tebliğinin yapılması gerekip gerekmediği, tüketicinin kredi sözleşmesinde bildirdiği adrese yapılan tebligatın yeterli olup olmayacağı noktalarında toplanmaktadır.

B. İlgili Hukuk

1. 5235 sayılı Kanun'un 35 inci maddesi,

2. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (6502 sayılı Kanun) "Tüketici kredisi sözleşmeleri" başlıklı 22 inci maddesi,

3. 6502 sayılı Kanun'un "Temerrüt" başlıklı 28 inci maddesi,

4. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Borçlunun temerrüdü" yan başlıklı 117 nci maddesi,

5. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun (7201 sayılı Kanun) "Bilinen adreste tebligat" başlıklı 10 uncu maddesi,

6. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.12.2015 tarihli ve 2014/29839 E., 2015/37093 K. sayılı ilamı,

7. Dairemizin 06.11.2023 tarihli ve 2023/2437 E., 2023/3077 K. sayılı ilamı.

C. Değerlendirme

1. Yargıtay (Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 17.12.2015 tarihli ve 2014/29839 E., 2015/37093 K. sayılı ilamının sözleşmede yer alan adrese tebliğ konusunda ilgili kısmı şöyledir: "...Mahkemece, davalının adres değişikliğini davacı bankaya bildirmediği, bu nedenle kat ihtarının davalıya tebliğ edilmiş sayılacağı gerekçesiyle hesaplama yapılan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3 üncü maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamı ile davalı borçlunun birbirini izleyen iki taksidi ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir. Buna göre davacı bankanın 4077 sayılı Kanunun 10/3 üncü maddesi hükmüne göre davalıya muacceliyet ihtarnamesi göndermesi gerekir. Davacı bankanın 12.01.2010 tarihli ihtarının davalının sözleşmedeki adresine yada ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese değil de davalı ile bağlantısı kurulamayan bir adrese gönderildiği ve tebliğ edilemediği, bu nedenle usulüne uygun bir muacceliyet ihtarı bulunmadığı açıktır..."

2. Dairemizin 06.11.2023 tarihli ve 2023/2437 E., 2023/3077 K. sayılı ilamında ise; "Dava dosyasının incelenmesinde; davalının davacı bankadan 03.12.2021 tarihli tüketici kredisi kullandığı ve 01.07.2022 tarihli muacceliyet ihtarının koşullara uygun olarak ihtar tarihi itibariyle vadesi gelmiş borç ve faizlerini gösterir şekilde 30 günlük ödeme süresi verildiği, bu süre sonunda ödeme yapılmazsa muaccel hale gelecek tüm borç ve faizi bildirir nitelikte olduğu, davalının sözleşmede bildirdiği adresine tebliğe çıkartıldığı, adresten ayrıldığı için tebliğin iade edildiği, davalının bankaya yeni adres bildiriminde bulunmadığı, davalı tüketicinin sözleşmede bildirdiği adresine muacceliyet ihtarının gönderilmesinin yeterli olduğu, kaldı ki davalının yeni adres bildirmediği değerlendirildiğinde, davalıya yapılan muacceliyet ihtarının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından..." sözleşmedeki adres değişikliğinin bildirilmemesi halinde sözleşmedeki adrese yapılan tebliğin yeterli olduğu açıklanmıştır.

3. Bu itibarla; dava konusu yapılan sözleşmelerde Tebligata ilişkin hükümler olduğu, sözleşme hükmüne göre tüketicinin sözleşmede yer alan adresini değiştirmesi halinde bankaya bildirimde bulunması gerektiği, tüketicilerin bankaya bildirimde bulunmaması halinde sözleşmede yer alan adreslerine tebliğin çıkarılacağı, bu durumda tüketicinin bankadan kullandığı tüketici kredisi nedeniyle usulüne uygun olarak ihtar tarihi itibariyle vadesi gelmiş borç ve faizlerini gösterir şekilde 30 günlük ödeme süresi verilerek düzenlenmiş muacceliyet ihtarının tüketicinin bankaya yeni adres bildiriminde bulunmaması nedeniyle tüketicinin sözleşmede bildirdiği adresine muacceliyet ihtarının gönderilmesinin yeterli olduğu, kaldı ki adresten ayrıldığı için tebliğin iade edilmesinin tüketicinin yeni adres bildirimi yapmaması nedeniyle tüketicinin sorumluluğunda olduğu değerlendirilerek muacceliyet ihtarı için bizzat tüketiciye tebliğ edilmesinin gerekli olmadığı anlaşılmaktadır.

4. Açıklanan sebeplerle uyuşmazlığın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 27.09.2023 tarihli ve 2023/2045 E., 2023/1849 K. sayılı kararının gerekçesi açısından genel hatları ile Dairemiz emsal kararlarına da uygun olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın yukarıda ayrıntılı şekilde açıklanan doğrultuda giderilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

V. KARAR

1. Uyuşmazlığın, gerekçesi açısından İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 27.09.2023 tarihli ve 2023/2045 E., 2023/1849 K. sayılı kararının genel hatları ile Dairemiz emsal kararlarına uygunluğu gözetilerek yukarıda açıklanan şekilde giderilmesine,

2. Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine,

3. Karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemelerinin hukuk dairelerine bildirilmesi için Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Sekreterliğine gönderilmesine,

02.12.2024 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.

Başkan               Üye                  Üye                      Üye                            Üye
Battal Yılmaz       Filiz Pınarcı      Halil Özdemir      Adviye Füsun Ayaz     Hikmet Kanık