
KANUNDA KARŞILIĞI OLMADIĞI HALDE GİZLİ AYIP BEDELİ ŞEKLİNDE AYIBIN GİDERİLME BEDELİNE HÜKMETMEK SURETİYLE DAVANIN KISMEN KABULÜNE KARAR VERİLMESİ HATALI OLMUŞTUR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4702
Karar No : 2024/3419
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.03.2023
EK KARAR TARİHİ :16.05.2023
SAYISI : 2021/68 E., 2023/285 K.
Taraflar arasındaki ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 16.05.2023 tarihli ek karar ile kararın kesin olması nedeniyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davacının dava dilekçesindeki talebi incelendiğinde, sözleşmeden dönme ve toplam 550.000,00 TL'nin davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2023 tarihli miktar itibariyle kesinlik nedeniyle temyiz başvurusunun reddine ilişkin ek karar kaldırılarak, davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; kısıtlı Mehmet Ş.'e vesayeten Erdinç E.’ın 23.08.2017 tarihinde Çanakkale Merkez Kepez Mah. 2.1 ada 2 parselde, A blok, 23 nolu dubleks daireyi satın aldığını, 2017 yılı Ekim ayı sonunda daireye taşındığını, kaloriferin yanması ile birlikte evde aşırı derecede gürültülü, uğultulu titreşim olduğunu fark ettiğini, sesin kalorifer bacasından kaynaklandığını, gizli ayıp ortaya çıktıktan sonra bildirimde bulunduğunu, seçimlik hak olarak dönme hakkını kullandığını, satıcının bilmese dahi ayıptan sorumlu olacağını, çatının akarak eve zarar verdiğini, satın alma esnasında 99.871 Euro’yu TL’ye çevirdiğini, 405.000,00 TL satış bedeli, 6.075,00 TL tapu masrafı ve 138.925,00 TL kur farkından kaynaklanan zararı bulunduğunu ileri sürerek; menfi zarar kapsamında 411.075,00 TL’nin 23.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 138.925,00 TL’nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalının evi müteahhitten satın alarak kısa bir süre sonra sattığını, evi kullanmadığı için ayıptan haberi olmadığını, apartmanda ısıtma sistemi olarak merkezi doğalgaz sistemi ve brülörlü kazan kullanıldığını, kazan sesinin yasal sınırlar içinde bulunduğunu, kazan dairesine ses yalıtımının yapıldığını, başka şikayet alınmadığını, davacının evi görerek satın aldığını, ısıtma sisteminden bilgi sahibi olduğunu, ayıbın giderilebileceğini, sözleşmenin feshinin maliyetinin yüksek olduğunu, kur farkının menfi zarar olarak talep edilemeyeceğini, davacı taşınmazdan faydalandığından sözleşme tarihinden faiz talep edemeyeceğini, taşınmazın iade tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu konuttaki kazan gürültüsünün gizli ayıp niteliğinde olduğu, imalatın fen ve sanat kurallarına aykırı ve tekniğe uygun olmayıp ağır kusurlu ve gizli ayıplı imalat olduğunun değerlendirildiği, konutun 405.000,00 TL bedelle satın alınmış olması, bilirkişilerin konutta bulunan gizli ayıbın giderilme bedelininse 8.500,00 TL olacağı şeklindeki tespitlerine göre satım sözleşmesinden dönülmesi hak ve nesafet kurallarına aykırı olacağından konuttaki ayıbın giderilme bedelinin davalı tarafça karşılanması gerektiği, davacının konutun satış bedelinin döviz bozdurularak karşılanması nedeniyle munzam zararı olduğu şeklindeki iddiasına da aslolan sözleşmenin ayakta tutulması olup sözleşmeden dönülmesine ilişkin yasal koşullar mevcut olmadığından itibar edilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 8.500,00 TL gizli ayıp bedelinin, temerrüt tarihi olan 08.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kaloriferin açılmasından sonra fark edilen gürültünün rapor, tanık beyanları ve Mahkeme gözlemi ile sabit olduğunu, baca kurulumunun ilgili yönetmeliğe uygun yapılıp yapılmadığına değinilmediğini, mutfak ve yatak odasında şaftın yer aldığını, ayıbın giderilmesi için tüm baca sisteminin yeniden yapılmasının gerekebileceğini, kalorifer ve kazan sisteminin yenilenmesi halinde dahi ayıbın giderilemeyeceğini, baca sisteminin yeniden tasarlanması gerekebileceğini, davacıdan ayıba katlanmasının ve ayıbı gidermesinin beklenemeyeceği gibi davacının tek başına ayıbı giderme hak ve yetkisinin de bulunmadığını, dönme talebinin öncelikle değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının satın aldığı taşınmazın kazan gürültüsü nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı, imalatın fen ve sanat kurallarına aykırı ve tekniğine uygun olmadığı, ağır kusurlu ve gizli ayıplı olarak imal edildiği Mahkemece kabul edilerek kurulan hüküm, davalı tarafından istinafa getirilmediğinden, bu hususun davalı yönünden kesinleştiği, kazan sistemini imal eden dava dışı B. Isı Sistemleri Yapı Mühendislik Tic. Ltd. Şti.nin düzenlediği ihtarnamede, ses probleminin mevcut tesisat alakalı olmadığı, kazan dairesinde müteahhit firma tarafından inşai olarak ses yalıtımı ile alakalı hiçbir önlem alınmadığı, baca şaftının inşai olarak tamamen açık olmasından kaynaklı brülör ve baca sesinin açık olan bu şaftan direkt yukarı dairelere doğru çıktığı, tavan bölgesine ses yalıtımı uygulamasının yapılmasının zorunlu olduğu, şaft kapatıldığında problemin ortadan kalkacağı tespitinin bulunduğu, inşaat mühendisi, makine mühendisi ve çevre mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin hükme esas alınan asıl ve ek raporunda, davaya konu ayıplı kazan-brülör sisteminin sesinin giderilmesinin kazan-brülör firmasının yetkili servisi tarafından tekrar yedek parça değişimi+bakım vs ile ayarlarının yapılarak devriye alınması ile mümkün olacağı ve kazan dairesinin yaklaşık 25 metrekare tavan bölümünün ses yalıtımının teknik şartlara göre uygun olarak yenilenmesi ile sesin kazan dairesinde yutulmasının mümkün olacağı sonucuna ulaşılarak yetkili servis tarafından yedek parça değişimi ve montaj işçiliğinin 6.250,00 TL, kazan dairesi tavanının ses yalıtımının taş yönü+montaj malzemesi+montaj işçilik bedeli toplamının ise 2.250,00 TL olarak tespit edildiği anlaşılmakla, gizli ayıbın giderilme bedeli dikkate alındığında sözleşmeden dönme şartlarının mevcut olmadığı, davacı konutu kendi ihtiyacı için satın aldığından tüketici sıfatı bulunmakta ise de, davalının mesleki ve ticari amaçla satışı gerçekleştirdiğine dair dosya kapsamında delil bulunmadığından tüketici işlemi söz konusu olmayıp davaya bakmaya genel yetkili mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ayıplı taşınmaz satışı nedeniyle sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve zararın tazmini istemidir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 207 nci ve 219 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Satış sözleşmesinde ayıba ilişkin hükümler 6098 sayılı Kanun'un 219 uncu ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur.
2. Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı Kanun'un 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır.
3. Aynı Kanun'un 227 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ise alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. düzenlemesi kanun koyucu tarafından öngörülmüş olup, bu hüküm ile yasa koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların içerisinde herhangi birini tercih etme bakımından alıcı serbest bırakılmış ise de, bunun sınırı olarak iyiniyet kuralları ve tarafların hak ve menfaatler dengesi nazara alınmak suretiyle sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle alıcının bir kayıp veya zarara uğramasının da önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
4. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda Mahkemece; dava konusu konutun ayıplı olduğu kabulü yapılmış ve ancak sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceği değerlendirmesiyle 8.500,00 TL gizli ayıp bedelinin davalıdan alınması hüküm altına alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda yer verilen alıcının seçimlik hakları arasında bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı bulunmakta olup, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkimin de satılanın onarılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir.
5. Bu durumda Mahkemece; hakimin takdiri ile davacının talebi hakkaniyet gereği değiştirilmek suretiyle kabul edilerek satılanın masrafları davalıya ait olmak üzere onarılmasına karar verilmesi gerekirken, satılan ayıplı malı onarma yükümlülüğünü davacı üzerinde bırakmak ve kanunda karşılığı olmadığı halde gizli ayıp bedeli şeklinde ayıbın giderilme bedeline hükmetmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2023 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı İsmail Ulukul Osman Kiper
KANUNDA KARŞILIĞI OLMADIĞI HALDE GİZLİ AYIP BEDELİ ŞEKLİNDE AYIBIN GİDERİLME BEDELİNE HÜKMETMEK SURETİYLE DAVANIN KISMEN KABULÜNE KARAR VERİLMESİ HATALI OLMUŞTUR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/4702
Karar No : 2024/3419
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 09.03.2023
EK KARAR TARİHİ :16.05.2023
SAYISI : 2021/68 E., 2023/285 K.
Taraflar arasındaki ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, 16.05.2023 tarihli ek karar ile kararın kesin olması nedeniyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Davacının dava dilekçesindeki talebi incelendiğinde, sözleşmeden dönme ve toplam 550.000,00 TL'nin davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu anlaşılmakla, Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2023 tarihli miktar itibariyle kesinlik nedeniyle temyiz başvurusunun reddine ilişkin ek karar kaldırılarak, davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; kısıtlı Mehmet Ş.'e vesayeten Erdinç E.’ın 23.08.2017 tarihinde Çanakkale Merkez Kepez Mah. 2.1 ada 2 parselde, A blok, 23 nolu dubleks daireyi satın aldığını, 2017 yılı Ekim ayı sonunda daireye taşındığını, kaloriferin yanması ile birlikte evde aşırı derecede gürültülü, uğultulu titreşim olduğunu fark ettiğini, sesin kalorifer bacasından kaynaklandığını, gizli ayıp ortaya çıktıktan sonra bildirimde bulunduğunu, seçimlik hak olarak dönme hakkını kullandığını, satıcının bilmese dahi ayıptan sorumlu olacağını, çatının akarak eve zarar verdiğini, satın alma esnasında 99.871 Euro’yu TL’ye çevirdiğini, 405.000,00 TL satış bedeli, 6.075,00 TL tapu masrafı ve 138.925,00 TL kur farkından kaynaklanan zararı bulunduğunu ileri sürerek; menfi zarar kapsamında 411.075,00 TL’nin 23.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile, 138.925,00 TL’nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; davalının evi müteahhitten satın alarak kısa bir süre sonra sattığını, evi kullanmadığı için ayıptan haberi olmadığını, apartmanda ısıtma sistemi olarak merkezi doğalgaz sistemi ve brülörlü kazan kullanıldığını, kazan sesinin yasal sınırlar içinde bulunduğunu, kazan dairesine ses yalıtımının yapıldığını, başka şikayet alınmadığını, davacının evi görerek satın aldığını, ısıtma sisteminden bilgi sahibi olduğunu, ayıbın giderilebileceğini, sözleşmenin feshinin maliyetinin yüksek olduğunu, kur farkının menfi zarar olarak talep edilemeyeceğini, davacı taşınmazdan faydalandığından sözleşme tarihinden faiz talep edemeyeceğini, taşınmazın iade tarihinden itibaren faiz uygulanması gerekeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davaya konu konuttaki kazan gürültüsünün gizli ayıp niteliğinde olduğu, imalatın fen ve sanat kurallarına aykırı ve tekniğe uygun olmayıp ağır kusurlu ve gizli ayıplı imalat olduğunun değerlendirildiği, konutun 405.000,00 TL bedelle satın alınmış olması, bilirkişilerin konutta bulunan gizli ayıbın giderilme bedelininse 8.500,00 TL olacağı şeklindeki tespitlerine göre satım sözleşmesinden dönülmesi hak ve nesafet kurallarına aykırı olacağından konuttaki ayıbın giderilme bedelinin davalı tarafça karşılanması gerektiği, davacının konutun satış bedelinin döviz bozdurularak karşılanması nedeniyle munzam zararı olduğu şeklindeki iddiasına da aslolan sözleşmenin ayakta tutulması olup sözleşmeden dönülmesine ilişkin yasal koşullar mevcut olmadığından itibar edilemeyeceği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulü ile 8.500,00 TL gizli ayıp bedelinin, temerrüt tarihi olan 08.11.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğini, kaloriferin açılmasından sonra fark edilen gürültünün rapor, tanık beyanları ve Mahkeme gözlemi ile sabit olduğunu, baca kurulumunun ilgili yönetmeliğe uygun yapılıp yapılmadığına değinilmediğini, mutfak ve yatak odasında şaftın yer aldığını, ayıbın giderilmesi için tüm baca sisteminin yeniden yapılmasının gerekebileceğini, kalorifer ve kazan sisteminin yenilenmesi halinde dahi ayıbın giderilemeyeceğini, baca sisteminin yeniden tasarlanması gerekebileceğini, davacıdan ayıba katlanmasının ve ayıbı gidermesinin beklenemeyeceği gibi davacının tek başına ayıbı giderme hak ve yetkisinin de bulunmadığını, dönme talebinin öncelikle değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek; kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının satın aldığı taşınmazın kazan gürültüsü nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı, imalatın fen ve sanat kurallarına aykırı ve tekniğine uygun olmadığı, ağır kusurlu ve gizli ayıplı olarak imal edildiği Mahkemece kabul edilerek kurulan hüküm, davalı tarafından istinafa getirilmediğinden, bu hususun davalı yönünden kesinleştiği, kazan sistemini imal eden dava dışı B. Isı Sistemleri Yapı Mühendislik Tic. Ltd. Şti.nin düzenlediği ihtarnamede, ses probleminin mevcut tesisat alakalı olmadığı, kazan dairesinde müteahhit firma tarafından inşai olarak ses yalıtımı ile alakalı hiçbir önlem alınmadığı, baca şaftının inşai olarak tamamen açık olmasından kaynaklı brülör ve baca sesinin açık olan bu şaftan direkt yukarı dairelere doğru çıktığı, tavan bölgesine ses yalıtımı uygulamasının yapılmasının zorunlu olduğu, şaft kapatıldığında problemin ortadan kalkacağı tespitinin bulunduğu, inşaat mühendisi, makine mühendisi ve çevre mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinin hükme esas alınan asıl ve ek raporunda, davaya konu ayıplı kazan-brülör sisteminin sesinin giderilmesinin kazan-brülör firmasının yetkili servisi tarafından tekrar yedek parça değişimi+bakım vs ile ayarlarının yapılarak devriye alınması ile mümkün olacağı ve kazan dairesinin yaklaşık 25 metrekare tavan bölümünün ses yalıtımının teknik şartlara göre uygun olarak yenilenmesi ile sesin kazan dairesinde yutulmasının mümkün olacağı sonucuna ulaşılarak yetkili servis tarafından yedek parça değişimi ve montaj işçiliğinin 6.250,00 TL, kazan dairesi tavanının ses yalıtımının taş yönü+montaj malzemesi+montaj işçilik bedeli toplamının ise 2.250,00 TL olarak tespit edildiği anlaşılmakla, gizli ayıbın giderilme bedeli dikkate alındığında sözleşmeden dönme şartlarının mevcut olmadığı, davacı konutu kendi ihtiyacı için satın aldığından tüketici sıfatı bulunmakta ise de, davalının mesleki ve ticari amaçla satışı gerçekleştirdiğine dair dosya kapsamında delil bulunmadığından tüketici işlemi söz konusu olmayıp davaya bakmaya genel yetkili mahkemelerin görevli olduğu gerekçesiyle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ayıplı taşınmaz satışı nedeniyle sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve zararın tazmini istemidir.
2. İlgili Hukuk
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 207 nci ve 219 vd. maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Satış sözleşmesinde ayıba ilişkin hükümler 6098 sayılı Kanun'un 219 uncu ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur.
2. Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı Kanun'un 227 nci maddesinin birinci fıkrasında; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır.
3. Aynı Kanun'un 227 nci maddesinin dördüncü fıkrasında ise alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. düzenlemesi kanun koyucu tarafından öngörülmüş olup, bu hüküm ile yasa koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların içerisinde herhangi birini tercih etme bakımından alıcı serbest bırakılmış ise de, bunun sınırı olarak iyiniyet kuralları ve tarafların hak ve menfaatler dengesi nazara alınmak suretiyle sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle alıcının bir kayıp veya zarara uğramasının da önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
4. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olayda Mahkemece; dava konusu konutun ayıplı olduğu kabulü yapılmış ve ancak sözleşmeden dönme hakkının kullanılmasının hakkaniyete uygun düşmeyeceği değerlendirmesiyle 8.500,00 TL gizli ayıp bedelinin davalıdan alınması hüküm altına alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda yer verilen alıcının seçimlik hakları arasında bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme hakkı bulunmakta olup, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkimin de satılanın onarılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir.
5. Bu durumda Mahkemece; hakimin takdiri ile davacının talebi hakkaniyet gereği değiştirilmek suretiyle kabul edilerek satılanın masrafları davalıya ait olmak üzere onarılmasına karar verilmesi gerekirken, satılan ayıplı malı onarma yükümlülüğünü davacı üzerinde bırakmak ve kanunda karşılığı olmadığı halde gizli ayıp bedeli şeklinde ayıbın giderilme bedeline hükmetmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek davacı aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin 16.05.2023 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,
2. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 373 üncü maddesi uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,
3. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
31.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı İsmail Ulukul Osman Kiper