
İİK 94/2 HÜKMÜNE DAYALI İSTEMDEN SONRA İİK 89 HÜKMÜNE GÖRE İSTENEBİLECEK TAZMİNATI, İİK 94/2 DAVASINDA TERDİTLİ TALEP ETMESİNDE DAVACININ HUKUKİ YARARI YOKTUR.
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/923
KARAR NO : 2024/3395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21.09.2022
NUMARASI : 2020/220 E., 2022/544 K.
Davacı vekili asıl ve birleşen dosyada, müvekkilinin E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin kullandığı banka kredi sözleşmesinin kefili olduğunu, kefil sıfatıyla kredi borcunun ödendiğini, alacağının tahsili amacıyla E. İnşaat Tic. Ltd. Şti. aleyhine başlatılan icra takibi sırasında, E. İnşaat Tic. Ltd. Şti. ile davalı arsa sahipleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında E. İnşaat Tic. Ltd. Şti.'ne devredilmeyen 1 no.lu bağımsız bölümün davalılar adına olan hisselerinin devredilmediğinin öğrenildiğini, icra müdürlüğünce İİK'nın 94. maddesine göre alacağının tahsili için tapu iptal tescil davası açılması yönünde tarafına yetki verildiğini ileri sürerek, 1 no.lu bağımsız bölümün davalılar adına olan hisselerin iptali ile davacı şirket adına tesciline, mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000,00 Türk Lirası'nın temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş sonrasında talebini ıslah yoluyla 61.927,00 Türk Lirasına artırmıştır.
Davalılar vekili, müvekkillerinin yüklenici şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkillerinin edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak yüklenici şirketin işi tamamlamadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalıların dava konusu edilen hisseleri önalım haklarını kullanarak satın aldıkları, davanın açılmasından önce dava dışı kişiye sattıkları, davacı Enver D.'ın diğer davacı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 30/05/2016 tarih ve 2015/7291 E., 2016/3298 K. sayılı ilamıyla, davacının aktif husumet ehliyetinin varlığının kabulü gerektiği, diğer arsa sahipleri ve davaya konu bağımsız bölümün son maliki aleyhine dava açılarak bu dava ile birleştirilmesi sonrasında işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir.
İlk derece mahkemesince Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı sonrasında, borçlu E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin yüklenici olarak edimlerini yerine getirdiği birleşen dosya arsa sahiplerinin hisselerini davacı borçlu şirkete devrettikleri ancak asıl dosya arsa sahipleri Kifayet E., Nurhayat K. ve Hidayet K.'in hisselerini birleşen dosya davalısı Fatma M.'e devrettikleri anlaşılmış olup davacının son devralan birleşen dosyanın davalısı Fatma M. ile ilgili olarak kötü niyet iddiasının bulunmadığı anlaşılmakla tapu iptal ve tescil koşulları oluşmadığından bu husustaki talebin reddine, davanın terditli olarak açıldığı ve tapu iptal ve tescil koşulları oluşmadığından tazminat davasına dönüşmesi nedeniyle, ana dosyanın davalıları yönünden dava konusu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin 103.212,26-Türk Lirası olduğu hisse itibariyle davalıların 1/3 oranında sorumlu oldukları kabul edilerek her bir davalının 20.642,33-Türk Lirası'ndan sorumlu olmak suretiyle icra takip dosyasına ödeme yapması gerektiğinden ana dava yönünden açılan tazminat davasının kabulüne ve birleşen dosya yönünden koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2019/3651 E., 2020/1955 K. sayılı ilamında; davacının asıl dava dilekçesinde terditli olarak taşınmaz hisse bedeli olarak 10.000,00 Türk Lirası talep ettiği, ancak bozma kararından sonra talebini 51.927,00 Türk Lirası artırdığı, mahkemece artırılan miktar yönünden de dava kabul edilmiş ise de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından dava değerini artıran geçerli bir ıslah bulunmadığı için talebin bu usuli nedenle reddedilmesi gerektiği, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin de dava değerinin artmasına neden olan geçerli bir ıslah bulunmadığı gözetilerek yani geçersiz ıslahtaki miktar dikkate alınmaksızın hesaplanması zorunlu olduğu, belirtilen nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazın keşif tarihindeki değerinin dava tarihindeki değeri olarak kabulünün de doğru olmadığından 1. bentte yazılı nedenlerle davalılar Hidayet K., Kifayet E., Nurhayat K. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalılar Hidayet K., Kifayet E., Nurhayat K. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar Hidayet K., Kifayet E., Nurhayat K. yararına bozulmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı sonrasında, davanın terditli olarak açıldığı ve tapu iptal ve tescil koşulları oluşmadığından, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davanın tazminat davasına dönüşmesi nedeniyle ana dosyanın davalıları yönünden bozmadan sonra yapılan ıslahın dava değerini artıran geçerli bir ıslah bulunmadığı gerekçesiyle dikkate alınmayarak, dava dilekçesinde terditli olarak taşınmaz hisse bedeli olarak talep edilen 10.000,00 Türk Lirası üzerinden, hisse itibariyle davalıların 1/3 oranında sorumlu oldukları kabul edilerek 10.000,00-Türk Lirası'nın davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K.'nin her birinden eşit şekilde alınarak Kahramanmaraş İcra Dairesinin 2018/13877 E. sayılı takip dosyasının borçlusu E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin borcuna mahsup edilmek üzere davacıya ödenmesine, birleşen dosya yönünden davanın koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde asıl dosyada davalılar vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı Enver D. asıl ve birleşen davalarında, E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti. aleyhine başlattığı takipte alacağını tahsil edemeyince, borçlu şirketle davalı arsa sahipleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, borçlu şirketin hak ettiği 1 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle takip borçlusu E. İnş. Tic. Ltd. Şti. adına tesciline bunun mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000 Türk Lirası bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Daha sonra ıslah yoluyla bedel istemini 61.927 TL ye artırmıştır.
Yerel mahkeme ilk kararında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını belirterek asıl ve birleşen davanın reddine karar vermiştir. Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu belirterek taraf teşkili sağlanarak, davanın esasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiğini belirtilerek, kararın bozulmasına karar vermiştir. Mahkeme bozmaya uyarak verdiği ikinci kararında, taşınmazın iyiniyetli 3. kişiye satıldığını belirterek, ıslahla artırılan 61.927 TL nin davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K.'den eşit olarak tahsili ile yüklenici şirketin borçlu olduğu icra dosyasındaki borcuna mahsup edilmek suretiyle davacıya verilmesine karar vermiştir. Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, bozmadan sonra ıslah olmayacağını belirterek, kararı bozmuştur. Yerel mahkeme 3. kararında, 10.000 Türk Lirası'nın davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K.'den eşit olarak tahsili ile yüklenici şirketin borçlu olduğu icra dosyasındaki borcuna mahsup edilmek suretiyle davacıya verilmesine karar vermiştir. Davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K. vekili, “yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, taşınmazın 2/5 hissesini başkasından satın aldıklarını” belirterek, kararı temyiz etmiştir.
Borçlar Hukuku ve takip hukukunun temel ilkesi, her alacaklı ancak kendi borçlusundan alacağını talep edebilir ve takip yapabilir. Bu temel kuraldan ayrılmak ancak kanundaki açık düzenlemelerle mümkündür. İİK’nın 89 ve 94/2 maddeler bu istisnalara örnek gösterilebilir. Davacı, davalılardan değil, E. İnş. Tic. Ltd. Şti.nden alacaklı olduğunu iddia ettiğine göre, sadece Kanunda özel olarak yapılan düzenleme sınırları çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olan davalılardan tapu iptali ve tescil talep edebilir. Kanunda istisnai olarak düzenlenen İİK.m.94/2. fıkrasına dayanarak istemde bulunduktan sonra, icra dosyasından İİK.m.89.maddesine göre haciz ihbarnamesi ile isteyebileceği tazminatı, 94/2 davasında terditli talep olarak istenmesi, Kanuni düzenlemeye aykırı olduğu gibi davacının hukuki menfaatinin olduğu da söylenemez.
Dava, İİK’nın 94/2 maddesinde düzenlenen özel bir davadır. İİK’nın 94/2. fıkrasında; alacaklı, takip dosyasında alacağını tahsil edememişse; icra dairesinden alacağı yetki belgesine istinaden, borçlunun iktisap edip henüz tapuya tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı haklarını, borçlu namına tescilini mahkemeden isteyebilir. Davacı, İİK.m.94/2. fıkrasında öngörülen tescil isteminin yanında terditli olarak “olmazsa taşınmazın bedelini” talep etmiştir. İİK.m.94/2 fıkrası çok özel bir dava türü düzenlediği için sadece “tescil” talep edilebileceği öngörmüştür. Bu maddeye dayalı olarak dava açanın tescil talebinin yanına, ayrı bir davaya konu olacak “tazminat” isteminde bulunması kanuni düzenlemeye açıkça aykırılık teşkil edecektir. Somut olayda, mahkemece, tapu iptali ve tescile hükmetmenin mümkün olmadığı tespit edildiğine göre davanın reddine karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde tazminata karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, İİK’nın 94/2. fıkrasına istinaden açılan davada, hükmedilecek şey, davacı adına değil, takip borçlusu adına hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Bu gerekçelerle asıl ve birleşen davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kahramanmaraş Asliye Hukuk mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan asıl dosyada davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün asıl dosya davalıları lehine BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, GÖNDERİLMESİNE,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
14.10.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mahmut Coşkun Birol Soner Ahmet Tuncay Özcan Turan Zeki Gözütok
İİK 94/2 HÜKMÜNE DAYALI İSTEMDEN SONRA İİK 89 HÜKMÜNE GÖRE İSTENEBİLECEK TAZMİNATI, İİK 94/2 DAVASINDA TERDİTLİ TALEP ETMESİNDE DAVACININ HUKUKİ YARARI YOKTUR.
T.C.
YARGITAY
6. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2023/923
KARAR NO : 2024/3395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
MAHKEMESİ : Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21.09.2022
NUMARASI : 2020/220 E., 2022/544 K.
Davacı vekili asıl ve birleşen dosyada, müvekkilinin E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin kullandığı banka kredi sözleşmesinin kefili olduğunu, kefil sıfatıyla kredi borcunun ödendiğini, alacağının tahsili amacıyla E. İnşaat Tic. Ltd. Şti. aleyhine başlatılan icra takibi sırasında, E. İnşaat Tic. Ltd. Şti. ile davalı arsa sahipleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında E. İnşaat Tic. Ltd. Şti.'ne devredilmeyen 1 no.lu bağımsız bölümün davalılar adına olan hisselerinin devredilmediğinin öğrenildiğini, icra müdürlüğünce İİK'nın 94. maddesine göre alacağının tahsili için tapu iptal tescil davası açılması yönünde tarafına yetki verildiğini ileri sürerek, 1 no.lu bağımsız bölümün davalılar adına olan hisselerin iptali ile davacı şirket adına tesciline, mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000,00 Türk Lirası'nın temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmesini talep etmiş sonrasında talebini ıslah yoluyla 61.927,00 Türk Lirasına artırmıştır.
Davalılar vekili, müvekkillerinin yüklenici şirkete hiçbir borcu bulunmadığını, müvekkillerinin edimini eksiksiz olarak yerine getirdiğini, ancak yüklenici şirketin işi tamamlamadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davalıların dava konusu edilen hisseleri önalım haklarını kullanarak satın aldıkları, davanın açılmasından önce dava dışı kişiye sattıkları, davacı Enver D.'ın diğer davacı şirketi temsil yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davacı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 30/05/2016 tarih ve 2015/7291 E., 2016/3298 K. sayılı ilamıyla, davacının aktif husumet ehliyetinin varlığının kabulü gerektiği, diğer arsa sahipleri ve davaya konu bağımsız bölümün son maliki aleyhine dava açılarak bu dava ile birleştirilmesi sonrasında işin esasına girilerek yapılacak yargılama sonucunda bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozma kararı verilmiştir.
İlk derece mahkemesince Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı sonrasında, borçlu E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin yüklenici olarak edimlerini yerine getirdiği birleşen dosya arsa sahiplerinin hisselerini davacı borçlu şirkete devrettikleri ancak asıl dosya arsa sahipleri Kifayet E., Nurhayat K. ve Hidayet K.'in hisselerini birleşen dosya davalısı Fatma M.'e devrettikleri anlaşılmış olup davacının son devralan birleşen dosyanın davalısı Fatma M. ile ilgili olarak kötü niyet iddiasının bulunmadığı anlaşılmakla tapu iptal ve tescil koşulları oluşmadığından bu husustaki talebin reddine, davanın terditli olarak açıldığı ve tapu iptal ve tescil koşulları oluşmadığından tazminat davasına dönüşmesi nedeniyle, ana dosyanın davalıları yönünden dava konusu bağımsız bölümün dava tarihi itibariyle değerinin 103.212,26-Türk Lirası olduğu hisse itibariyle davalıların 1/3 oranında sorumlu oldukları kabul edilerek her bir davalının 20.642,33-Türk Lirası'ndan sorumlu olmak suretiyle icra takip dosyasına ödeme yapması gerektiğinden ana dava yönünden açılan tazminat davasının kabulüne ve birleşen dosya yönünden koşulları oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararının davalı vekilince temyizi üzerine, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 2019/3651 E., 2020/1955 K. sayılı ilamında; davacının asıl dava dilekçesinde terditli olarak taşınmaz hisse bedeli olarak 10.000,00 Türk Lirası talep ettiği, ancak bozma kararından sonra talebini 51.927,00 Türk Lirası artırdığı, mahkemece artırılan miktar yönünden de dava kabul edilmiş ise de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağından dava değerini artıran geçerli bir ıslah bulunmadığı için talebin bu usuli nedenle reddedilmesi gerektiği, vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin de dava değerinin artmasına neden olan geçerli bir ıslah bulunmadığı gözetilerek yani geçersiz ıslahtaki miktar dikkate alınmaksızın hesaplanması zorunlu olduğu, belirtilen nedenlerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi taşınmazın keşif tarihindeki değerinin dava tarihindeki değeri olarak kabulünün de doğru olmadığından 1. bentte yazılı nedenlerle davalılar Hidayet K., Kifayet E., Nurhayat K. vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca davalılar Hidayet K., Kifayet E., Nurhayat K. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalılar Hidayet K., Kifayet E., Nurhayat K. yararına bozulmasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesince Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı sonrasında, davanın terditli olarak açıldığı ve tapu iptal ve tescil koşulları oluşmadığından, tapu iptal ve tescil talebinin reddine, davanın tazminat davasına dönüşmesi nedeniyle ana dosyanın davalıları yönünden bozmadan sonra yapılan ıslahın dava değerini artıran geçerli bir ıslah bulunmadığı gerekçesiyle dikkate alınmayarak, dava dilekçesinde terditli olarak taşınmaz hisse bedeli olarak talep edilen 10.000,00 Türk Lirası üzerinden, hisse itibariyle davalıların 1/3 oranında sorumlu oldukları kabul edilerek 10.000,00-Türk Lirası'nın davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K.'nin her birinden eşit şekilde alınarak Kahramanmaraş İcra Dairesinin 2018/13877 E. sayılı takip dosyasının borçlusu E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti.'nin borcuna mahsup edilmek üzere davacıya ödenmesine, birleşen dosya yönünden davanın koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı süresinde asıl dosyada davalılar vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı Enver D. asıl ve birleşen davalarında, E. İnşaat Ticaret Ltd. Şti. aleyhine başlattığı takipte alacağını tahsil edemeyince, borçlu şirketle davalı arsa sahipleri arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, borçlu şirketin hak ettiği 1 no.lu bağımsız bölümün tapu kaydının iptaliyle takip borçlusu E. İnş. Tic. Ltd. Şti. adına tesciline bunun mümkün olmaması halinde şimdilik 10.000 Türk Lirası bedelin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Daha sonra ıslah yoluyla bedel istemini 61.927 TL ye artırmıştır.
Yerel mahkeme ilk kararında, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını belirterek asıl ve birleşen davanın reddine karar vermiştir. Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, davacının aktif husumet ehliyetinin bulunduğunu belirterek taraf teşkili sağlanarak, davanın esasıyla ilgili bir karar verilmesi gerektiğini belirtilerek, kararın bozulmasına karar vermiştir. Mahkeme bozmaya uyarak verdiği ikinci kararında, taşınmazın iyiniyetli 3. kişiye satıldığını belirterek, ıslahla artırılan 61.927 TL nin davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K.'den eşit olarak tahsili ile yüklenici şirketin borçlu olduğu icra dosyasındaki borcuna mahsup edilmek suretiyle davacıya verilmesine karar vermiştir. Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, bozmadan sonra ıslah olmayacağını belirterek, kararı bozmuştur. Yerel mahkeme 3. kararında, 10.000 Türk Lirası'nın davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K.'den eşit olarak tahsili ile yüklenici şirketin borçlu olduğu icra dosyasındaki borcuna mahsup edilmek suretiyle davacıya verilmesine karar vermiştir. Davalılar Hidayet K., Kifayet E. ve Nurhayat K. vekili, “yüklenicinin edimlerini yerine getirmediğini, taşınmazın 2/5 hissesini başkasından satın aldıklarını” belirterek, kararı temyiz etmiştir.
Borçlar Hukuku ve takip hukukunun temel ilkesi, her alacaklı ancak kendi borçlusundan alacağını talep edebilir ve takip yapabilir. Bu temel kuraldan ayrılmak ancak kanundaki açık düzenlemelerle mümkündür. İİK’nın 89 ve 94/2 maddeler bu istisnalara örnek gösterilebilir. Davacı, davalılardan değil, E. İnş. Tic. Ltd. Şti.nden alacaklı olduğunu iddia ettiğine göre, sadece Kanunda özel olarak yapılan düzenleme sınırları çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olan davalılardan tapu iptali ve tescil talep edebilir. Kanunda istisnai olarak düzenlenen İİK.m.94/2. fıkrasına dayanarak istemde bulunduktan sonra, icra dosyasından İİK.m.89.maddesine göre haciz ihbarnamesi ile isteyebileceği tazminatı, 94/2 davasında terditli talep olarak istenmesi, Kanuni düzenlemeye aykırı olduğu gibi davacının hukuki menfaatinin olduğu da söylenemez.
Dava, İİK’nın 94/2 maddesinde düzenlenen özel bir davadır. İİK’nın 94/2. fıkrasında; alacaklı, takip dosyasında alacağını tahsil edememişse; icra dairesinden alacağı yetki belgesine istinaden, borçlunun iktisap edip henüz tapuya tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı haklarını, borçlu namına tescilini mahkemeden isteyebilir. Davacı, İİK.m.94/2. fıkrasında öngörülen tescil isteminin yanında terditli olarak “olmazsa taşınmazın bedelini” talep etmiştir. İİK.m.94/2 fıkrası çok özel bir dava türü düzenlediği için sadece “tescil” talep edilebileceği öngörmüştür. Bu maddeye dayalı olarak dava açanın tescil talebinin yanına, ayrı bir davaya konu olacak “tazminat” isteminde bulunması kanuni düzenlemeye açıkça aykırılık teşkil edecektir. Somut olayda, mahkemece, tapu iptali ve tescile hükmetmenin mümkün olmadığı tespit edildiğine göre davanın reddine karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde tazminata karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, İİK’nın 94/2. fıkrasına istinaden açılan davada, hükmedilecek şey, davacı adına değil, takip borçlusu adına hükmedilmesi gerekirken, davacı lehine hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
Bu gerekçelerle asıl ve birleşen davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Kahramanmaraş Asliye Hukuk mahkemesince verilen karar usul ve yasaya aykırı olduğundan asıl dosyada davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün asıl dosya davalıları lehine BOZULMASINA,
Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, GÖNDERİLMESİNE,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine
Karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine,
14.10.2024 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mahmut Coşkun Birol Soner Ahmet Tuncay Özcan Turan Zeki Gözütok