KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

FAZLAYA İLİŞKİN HAKLAR SAKLI TUTULARAK KISMÎ DAVA AÇILIP AÇIKÇA HMK 107 HÜKMÜ GEREĞİNCE BELİRSİZ ALACAK DAVASI AÇILDIĞI BİLDİRİLMEDİĞİNDEN DAVA, KISMÎ DAVA OLARAK GÖRÜLMELİDİR.

T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/5490
Karar No      : 2024/11551

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       :
 İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ                                 : 17.12.2021
SAYISI                                 : 2021/972 Değişik İş - 2021/972 Karar

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda Uyuşmazlık Hakem Heyetince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Karara taraf vekilleri tarafından itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyetince davalı vekilinin itirazının reddine, davacı vekilinin itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, başvurunun kısmen kabulüne karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyeti kararı davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 21.11.2023 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen gün ve saatte davacı vekili Av. A.Ö. geldi. Davalı adına gelen olmadı. Davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra eksiklik nedeni ile geri çevrilen dosya eksik hususlar tamamlanarak tekrar gelmekle işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 25.11.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kendisine ait olan araç ile seyir halinde iken 01.02.2021 tarihinde tek taraflı trafik kazası yaptığını ve araçta hasar meydana geldiğini, davalının aracın kasko sigortacısı olduğunu, davalıya başvuru yapılmasına rağmen zararın giderilmediğini belirterek fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak üzere 5.100 TL hasar bedeli ve 1.586,49 TL ekspertiz ücretinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili 19.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 108.300,94 TL'ye; 01.09.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile 205.932,38 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; belirsiz alacak davası açmakta davacının hukuki yararı bulunmadığını, dava konusu hasar bedeline ilişkin davacının müvekkilini ibra ettiğini, 28.01.2021 tarihinde davacıya ödeme yapıldığını, poliçe hükümleri gereğince müvekkilinin soreumluluğunun aracın anlaşmalı serviste tamir edilmesi halinde ödenecek miktar kadar olduğunu, ekspertiz ücretinden müvekkilinin sorumlu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.

III. UYUŞMAZLIK HAKEM HEYETİ KARARI

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın kısmen kabulüne, 70.387,15 TL alacağın 06.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

IV. İTİRAZ

Uyuşmazlık Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından itiraz başvurusunda bulunulması üzerine İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı vekilinin itirazının reddine, davacı vekilinin itirazının kabulüne, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, 109.346,38 TL hasar bedeli ve 1.586,00 TL ekspertiz ücreti olmak üzere toplam 110.932,38 TL tazminatın 06.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Sebepleri

1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde; davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin ve cevap dilekçesinde belirtilen ibranamenin 17.12.2020 tarihli başka bir kazaya ilişkin olduğunu, bu nedenle İtiraz Hakem Heyetince bu ödemenin mahsup edilmesinin yerinde olmadığını ileri sürerek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını talep etmiştir.

2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde; davacının kazayı müvekkiline süresinde ihbar etmediğini, davacının aracı ile 3 ay içinde 3 farklı kazaya karıştığını, davacının 17.12.2020 tarihinde karıştığı kaza nedeniyle hasar dosyası açıldığını ve ödeme yapıldığını, sonrasında 13.03.2021 tarihinde bir kez daha kaza yaptığını ve müvekkili tarafından davacıya ödeme yapıldığını, bütün kazalarda davacının aracının ön kısmının zarar gördüğünü, üç kazada da aracın ön tamponunun neredeyse birebir aynı şekilde hasar gördüğünü, davacının taleplerinin şüphe ve sebepsiz zenginleşme amacı uyandırdığını, kaza tespit tutanaklarının gerçekliğinin araştırılması gerektiğini, bilirkişi raporunda gerçek bir kaza olup olmadığı tartışılmadığı gibi önceki kazalar da tartışılmayıp fahiş miktarda tazminat belirlendiğini, başvuruya konu kazanın tek taraflı olduğu da gözetilerek kazanın şaibeli olma ihtimalinin araştırılması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda işçilik ve parça ücretlerinin piyasa emsallerine göre fahiş olduğunu, bilirkişi raporunda belirlenen tutarın 13.03.2021 tarihindeki kaza sonucu açılan hasar dosyası tutarı ile benzer bir tutar olduğunu, hasar dosyası ödemesinin de müvekkili tarafından ibraname düzenlenmesi ile yapıldığını, poliçe özel ve genel şartları uyarınca haricen yapılan onarımlar bakımından müvekkilinin tazmin zorunluluğu bulunmadığını, davacının müvekkilinin onay verdiği servis dışında yapılan onarımlara ilişkin tazminat talebinde bulunabilmesi için müvekkilinden onay alması gerektiğini, onay alınmadan onarım yapıldığından davacının kasten sözleşmeyi ihlal ettiğini, hesaplamada iskontolu parça ve işçilik ücretlerinin esas alınması gerektiğini, müvekkilinin KDV'den sorumlu olmadığını, avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davacı yararına fazla vekalet ücretine hükmediliğini ileri sürerek İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasını talep etmiştir.

B. Gerekçe

Uyuşmazlık, davalı tarafından kasko poliçesi ile teminat altına alınan davacıya ait aracın karıştığı tek taraflı trafik kazası sonucunda hasara uğraması nedeniyle hasar onarım bedeli istemine ilişkindir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dosyanın incelenmesinde; sigortalı aracın temyiz incelemesine konu olaydan önce, 17.12.2020 tarihinde de trafik kazasına karıştığı ve bu kaza nedeniyle davalı tarafından 28.01.2021 tarihinde 95.000,00 TL ödeme yapıldığı, İtiraz Hakem Heyetince de bilirkişi raporunda hesaplanan hasar bedelinden davalı tarafından ödendiği belirtilen 95.000,00 TL mahsup edilerek hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Ancak temyiz incelemesine konu davada kaza tarihi 01.02.2021 olup; mahsup edilen ödemeye konu trafik kazası 17.12.2020 tarihinde meydana gelmiştir. Davalı tarafından yapılan ödeme de temyiz incelemesine konu kazanın meydana geldiği tarihten önceki bir tarihtir.

Şu durumda İtiraz Hakem Heyetince; davalı tarafından 28.01.2021 tarihinde ödenen 95.000,00 TL mahsup edilmeden hüküm tesis edilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.

3. Davalı vekilinin diğer temyiz itirazları yönünden;

a. 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin ikinci fıkrasında “Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.

Dosyanın incelenmesinde, davacının başvuru dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle kısmi dava açtığı, dilekçede açıkça 6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi gereğince belirsiz alacak davası açıldığının bildirilmediği, Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan bilirkişi raporuna göre davacı tarafından 19.08.2021 tarihli dilekçe ile davanın ıslah edildiği, ardından alınan ek rapor üzerine de 01.09.2021 tarihli dilekçe ile davanın ikinci kez ıslah edildiği ve İtiraz Hakem Heyetince de ikinci ıslah dilekçesi dikkate alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır.

Şu durumda; davacı tarafından davanın kısmi dava şeklinde açıldığı gözetilerek İtiraz Hakem Heyetince, yukarıda belirtilen yasal düzenleme gereği davacı vekilinin19.08.2021 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde ikinci ıslah dilekçesi doğrultusunda hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

b. Dosyanın incelenmesinde; Uyuşmazlık Hakem Heyetince alınan 05.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu kazaya ilişkin davacı tarafından alınan ekspertiz raporu gözetilerek araçtaki hasar bedelinin iskonto uygulanmaksızın KDV dahil 106.714,94 TL olarak belirlendiği, piyasa koşullarındaki makul iskonto oranları uygulandığında hasar bedelinin 85.634,05 TL olduğunun bildirildiği, davalı vekili tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine alınan 27.08.2021 tarihli ek raporda ise araçtaki hasar bedelinin iskonto uygulanmaksızın KDV dahil 204.346,38 TL olarak belirlendiği, piyasa koşullarındaki makul iskonto oranları uygulandığında hasar bedelinin 163.801,15 TL olduğunun belirlendiği, Hakem Heyetlerince de ek rapor esas alınarak hüküm tesis edildiği görülmektedir. Ancak 27.08.2021 tarihli ek raporda davalı tarafından sunulan ve temyiz incelemesine konu trafik kazasından önce, 17.12.2020 tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin davalı tarafından alınan ekspertiz raporu esas alınarak hasar bedelinin hesaplandığı anlaşılmaktadır.

Şu durumda İtiraz Hakem Heyetince; temyiz incelemesine konu kaza sonucu meydana gelen hasar bedelinin tespitine ilişkin olan 05.08.2021 tarihli bilirkişi raporundaki iskonto uygulanmaksızın KDV dahil belirlenen hasar bedeline hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi doğru görülmemiş ve kararın açıklanan nedenle de bozulması gerekmiştir.

c. 5684 sayılı Kanun'un 30 uncu maddesinin (17) numaralı fıkrası, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 üncü ve AAÜT’nin 17/2 nci maddeleri bir bütün olarak yorumlandığında tarafların avukat ile temsil edildiği hâllerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücretinin, her iki taraf için de AAÜT’de yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biri olarak hükmolunması gerektiği anlaşılmaktadır.

Bu itibarla; İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine hükmedilecek vekâlet ücretine ilişkin olarak anılan mevzuat uyarınca maktu vekâlet ücretinin altında kalmamak kaydıyla asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin 1/5’i oranında vekâlet ücreti yerine nispi ve tam vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır.

VI. KARAR

1. Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,

2. Yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin; (3/a, b ve c) numaralı bentlerinde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA,

17.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine,

Duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya ve davalıya iadesine,

Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,

25.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                      Üye               Üye                         Üye                       Üye
Kadri Özerdoğan      Ali Çolak      Hüseyin Tuztaş      Yunus Yılmaz      Mehmet Arı

BİLGİ : “Davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmelidir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 01 Mart 2023 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/davasini-belirsiz-alacak-davasi-olarak-acan-kisi-bunu-acikca-dilekcesinde-belirtmelidir

Davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişinin bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerektiği yönündeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 30 Nisan 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/dava-dilekcesinde-acikca-turk-lirasi-cinsinden-talepte-bulunan-davaci-bu-tercihinden-donerek-islah-dilekcesi-vererek-yabanci-para-uzerinden-tahsil-isteyemez

“Davasını belirsiz alacak davası olarak açan kişi bunu açıkça dilekçesinde belirtmesi gerekir” şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 08 Şubat 2024 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/davasini-belirsiz-alacak-davasi-olarak-acan-kisi-bunu-acikca-dilekcesinde-belirtmesi-gerekir