
DAVACI, EMREDİCİ HÜKÜM GEREĞİ DAVASINDAN FERAGAT ETMİŞ OLDUĞUNDAN AMACA UYGUN SINIRLANDIRMA YÖNTEMİ OLAYA UYGULANARAK DAVALI LEHİNE VEKALET ÜCRETİ HÜKMEDİLMEMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/5816
Karar No : 2024/4100
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 02.10.2023
SAYISI : 2023/945 E., 2023/1588 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurumun müvekkilinin farklı yıllara ait hak edişlerinden hukuka aykırı olarak 2.164.320,69 TL kesinti yaptığını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 2.164.320,69 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili; Kurum tarafından yapılan işlemin hukuka ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2023 tarihli kararıyla; davanın feragat nedeniyle reddine, davalı lehine 9.200,00 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.10.2023 tarihli kararıyla; davalı lehine nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden davanın feragat nedeniyle reddine, 207.216,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 22.12.2022 tarihli ve 7429 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenen geçici 90 ıncı madde gereğince davadan feragat edildiğini, bu nedenle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek kararı temyiz etmiştir
2. Davalı vekili; nispi vekalet ücretine takdir edilmesinin hukuka uygun olduğunu ancak vekalet ücretinin Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre hesaplanması gerektiğini belirterek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğine aykırılık nedeniyle davacı Üniversitenin hak edişlerinden örnekleme yöntemiyle yapılan kesintinin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) 312 nci maddesi,
2. 7429 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Soyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenen geçici 90 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Taraflar arasındaki uyuşmazlık davadan feragat edilmesiyle sona ermiştir.
2. Temyiz incelemesinin konusunu, feragatin kanundan kaynaklanması halinde davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği oluşturmaktadır.
3. 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesinde feragat veya kabul beyanında bulunan tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği, ancak davalının, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş olması halinde yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmeyeceği belirtilmiştir.
4. 5510 sayılı Kanuna 22.12.2022 tarihli ve 7429 sayılı Kanun ile eklenen geçici 90 ıncı maddeyle; götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi imzalamış kamu üniversitesi sağlık hizmeti sunucularınca sözleşme öncesinde incelenen fatura dönemine ait oluşan kesinti tutarlarına karşı açılan davalardan kesinleşmemiş olanlarının tamamından maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ay içinde içerisinde feragat edileceği öngörülmüştür. Madde gerekçesinde, SGK'nun sağlık hizmeti sunucularının cari dönemde finansal ihtiyaçlarını sağlayan kurum olmaktan çıkartılmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
5. 6100 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinde talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçme olarak tanımlandığına göre feragat, doğası gereği iradi bir işlemdir. Somut olayda ise, tarafların her ikisi de kamu kurumu olup, kanun hükmü gereği davadan feragat edilmiştir. Bahse konu 5510 sayılı Kanun'un geçici 90 ıncı maddesi emredici nitelikte olduğundan, davacı davadan feragat etmek zorundadır.
6. 5510 sayılı Kanunda, ayrıca yargılama giderleri ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Buna göre, genel hüküm niteliğinde olan 6100 sayılı Kanun'un feragat halinde yargılama giderlerinin kime yükletileceğine ilişkin yukarıda belirtilen 312 nci maddesinin birinci fıkrasının, somut olayda uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmelidir.
7. Bu noktada, örtülü kanun boşluğunun açıklanması gerekir: Örtülü (gizli veya istisnai) boşluk, kanunun çok geniş kapsamlı, gerekli istisnalara yer vermemiş olan kelime anlamının, kanunun amacı ve negatif eşitlik ilkesi (eşit olmayana eşit şekilde davranmama) esas alındığında bir sınırlandırmayı gerektirmesi durumunda ortaya çıkan boşluktur. Örtülü boşluk durumunda, kanunda somut olaya uygulanması mümkün bir kuralın açıkça düzenlenmiş olduğu görülmektedir, ancak kanunun amacı ve ruhu esas alındığında, düzenleme somut olaya uygun değildir. Çünkü kanun, söz konusu olayların değerlendirmesinde önem taşıyan bazı özellikleri dikkate almamıştır. Kanunun lafzı çok geniş olup, tüm daraltıcı yorum çabalarına rağmen, somut olayın istisnai özelliklerine uymamakta, adalete aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Bu durumda boşluk görünürde bir kanun hükmü olmasına rağmen, kanunun amacı ve negatif eşitlik ilkesi esas alındığında düzenlenmesi gereken bir nokta olarak ortaya çıkan, bir sınırlama eksikliğinden doğan boşluktur. İlk bakışta bir düzenleme varmış gibi görünmesinden dolayı bu boşluk örtülüdür (gizlidir) (Prof. Dr. Çiğdem Kırca, "Örtülü (gizli) Boşluk ve Bu Boşluğun Doldurulması Yöntemi Olarak Amaca Uygun Sınırlama (Teleologische Reduktion)", Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 50, 2001, Sayı 1, s. 96, dip not 36'da yer alan yazarlar).
8. 6100 sayılı Kanun'un feragat halinde yargılama giderlerinin davacıya yükletileceğine ilişkin 312 nci maddesinin birinci fıkrasının lafzıyla hareket edilerek, Kanun hükmü gereğince yapılan feragatler hakkında da uygulanması; negatif eşitlik ilkesine yani eşit olmayana eşit davranmama kuralına aykırı olup hükmün amacıyla uyuşmayacağından; bu konuda kanunda örtülü boşluk olduğunun kabulü gerekir.
9. Şu halde; davacı, geçici 90 ıncı maddenin emredici hükmü gereği davasından feragat etmiş olduğundan, 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesinin birinci fıkrasının amaca uygun sınırlandırma yöntemi ile olaya uygulanmaması gerektiği sonucuna varılması ve bu sebeple davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
10. Bununla birlikte İlk Derece Mahkemesince davalı lehine 9.200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu karar davacı tarafından istinaf edilmediğinden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalı lehine yazılı miktarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmayıp bozmayı gerektirir.
11. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (II/4) numaralı bendinde yer alan "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarifeye göre takdir edilen 207.216,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "Davacı tarafından istinaf edilmeyerek davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle; hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Filiz Pınarcı Dr. Adem Aslan Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı
DAVACI, EMREDİCİ HÜKÜM GEREĞİ DAVASINDAN FERAGAT ETMİŞ OLDUĞUNDAN AMACA UYGUN SINIRLANDIRMA YÖNTEMİ OLAYA UYGULANARAK DAVALI LEHİNE VEKALET ÜCRETİ HÜKMEDİLMEMELİDİR.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2023/5816
Karar No : 2024/4100
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
TARİHİ : 02.10.2023
SAYISI : 2023/945 E., 2023/1588 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili ve katılma yolu ile davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili; davalı Kurumun müvekkilinin farklı yıllara ait hak edişlerinden hukuka aykırı olarak 2.164.320,69 TL kesinti yaptığını ileri sürerek; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 2.164.320,69 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı Kurum vekili; Kurum tarafından yapılan işlemin hukuka ve sözleşmeye uygun olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 02.02.2023 tarihli kararıyla; davanın feragat nedeniyle reddine, davalı lehine 9.200,00 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 02.10.2023 tarihli kararıyla; davalı lehine nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken maktu vekalet ücreti verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına, yeniden davanın feragat nedeniyle reddine, 207.216,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin ilam başlığında belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı vekili; Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 22.12.2022 tarihli ve 7429 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenen geçici 90 ıncı madde gereğince davadan feragat edildiğini, bu nedenle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek kararı temyiz etmiştir
2. Davalı vekili; nispi vekalet ücretine takdir edilmesinin hukuka uygun olduğunu ancak vekalet ücretinin Bölge Adliye Mahkemesi karar tarihine göre hesaplanması gerektiğini belirterek, kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğine aykırılık nedeniyle davacı Üniversitenin hak edişlerinden örnekleme yöntemiyle yapılan kesintinin iadesi istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı kanun) 312 nci maddesi,
2. 7429 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Soyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na eklenen geçici 90 ncı maddesi
3. Değerlendirme
1.Taraflar arasındaki uyuşmazlık davadan feragat edilmesiyle sona ermiştir.
2. Temyiz incelemesinin konusunu, feragatin kanundan kaynaklanması halinde davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilip hükmedilemeyeceği oluşturmaktadır.
3. 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesinde feragat veya kabul beyanında bulunan tarafın davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği, ancak davalının, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş olması halinde yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmeyeceği belirtilmiştir.
4. 5510 sayılı Kanuna 22.12.2022 tarihli ve 7429 sayılı Kanun ile eklenen geçici 90 ıncı maddeyle; götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesi imzalamış kamu üniversitesi sağlık hizmeti sunucularınca sözleşme öncesinde incelenen fatura dönemine ait oluşan kesinti tutarlarına karşı açılan davalardan kesinleşmemiş olanlarının tamamından maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren 1 ay içinde içerisinde feragat edileceği öngörülmüştür. Madde gerekçesinde, SGK'nun sağlık hizmeti sunucularının cari dönemde finansal ihtiyaçlarını sağlayan kurum olmaktan çıkartılmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
5. 6100 sayılı Kanun'un 307 nci maddesinde talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçme olarak tanımlandığına göre feragat, doğası gereği iradi bir işlemdir. Somut olayda ise, tarafların her ikisi de kamu kurumu olup, kanun hükmü gereği davadan feragat edilmiştir. Bahse konu 5510 sayılı Kanun'un geçici 90 ıncı maddesi emredici nitelikte olduğundan, davacı davadan feragat etmek zorundadır.
6. 5510 sayılı Kanunda, ayrıca yargılama giderleri ile ilgili özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Buna göre, genel hüküm niteliğinde olan 6100 sayılı Kanun'un feragat halinde yargılama giderlerinin kime yükletileceğine ilişkin yukarıda belirtilen 312 nci maddesinin birinci fıkrasının, somut olayda uygulanıp uygulanmayacağı değerlendirilmelidir.
7. Bu noktada, örtülü kanun boşluğunun açıklanması gerekir: Örtülü (gizli veya istisnai) boşluk, kanunun çok geniş kapsamlı, gerekli istisnalara yer vermemiş olan kelime anlamının, kanunun amacı ve negatif eşitlik ilkesi (eşit olmayana eşit şekilde davranmama) esas alındığında bir sınırlandırmayı gerektirmesi durumunda ortaya çıkan boşluktur. Örtülü boşluk durumunda, kanunda somut olaya uygulanması mümkün bir kuralın açıkça düzenlenmiş olduğu görülmektedir, ancak kanunun amacı ve ruhu esas alındığında, düzenleme somut olaya uygun değildir. Çünkü kanun, söz konusu olayların değerlendirmesinde önem taşıyan bazı özellikleri dikkate almamıştır. Kanunun lafzı çok geniş olup, tüm daraltıcı yorum çabalarına rağmen, somut olayın istisnai özelliklerine uymamakta, adalete aykırı sonuçlar doğurmaktadır. Bu durumda boşluk görünürde bir kanun hükmü olmasına rağmen, kanunun amacı ve negatif eşitlik ilkesi esas alındığında düzenlenmesi gereken bir nokta olarak ortaya çıkan, bir sınırlama eksikliğinden doğan boşluktur. İlk bakışta bir düzenleme varmış gibi görünmesinden dolayı bu boşluk örtülüdür (gizlidir) (Prof. Dr. Çiğdem Kırca, "Örtülü (gizli) Boşluk ve Bu Boşluğun Doldurulması Yöntemi Olarak Amaca Uygun Sınırlama (Teleologische Reduktion)", Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 50, 2001, Sayı 1, s. 96, dip not 36'da yer alan yazarlar).
8. 6100 sayılı Kanun'un feragat halinde yargılama giderlerinin davacıya yükletileceğine ilişkin 312 nci maddesinin birinci fıkrasının lafzıyla hareket edilerek, Kanun hükmü gereğince yapılan feragatler hakkında da uygulanması; negatif eşitlik ilkesine yani eşit olmayana eşit davranmama kuralına aykırı olup hükmün amacıyla uyuşmayacağından; bu konuda kanunda örtülü boşluk olduğunun kabulü gerekir.
9. Şu halde; davacı, geçici 90 ıncı maddenin emredici hükmü gereği davasından feragat etmiş olduğundan, 6100 sayılı Kanun'un 312 nci maddesinin birinci fıkrasının amaca uygun sınırlandırma yöntemi ile olaya uygulanmaması gerektiği sonucuna varılması ve bu sebeple davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
10. Bununla birlikte İlk Derece Mahkemesince davalı lehine 9.200,00 TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu karar davacı tarafından istinaf edilmediğinden davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Buna göre, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekirken İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak davalı lehine yazılı miktarda nispi vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmayıp bozmayı gerektirir.
11. Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, hüküm fıkrasının (II/4) numaralı bendinde yer alan "Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihindeki tarifeye göre takdir edilen 207.216,03 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin çıkartılarak yerine "Davacı tarafından istinaf edilmeyerek davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin yazılması suretiyle; hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Battal Yılmaz Filiz Pınarcı Dr. Adem Aslan Emir Ateş Muzaffer Gürkanlı