KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

BELİRSİZ ALACAK DAVASININ ŞARTLARINI TAŞINMAYAN DAVANIN KISMÎ DAVA OLARAK GÖRÜLÜP GÖRÜLEMEYECEĞİ TARTIŞILMALIDIR.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/512
Karar No      : 2024/4305

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 22.12.2023
SAYISI                                 : 2023/1724 E., 2023/1750 K.

Taraflar arasındaki tespit ve tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili; davalının, 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu'nun (5580 sayılı Kanun) 13 üncü maddesi uyarınca "Harp veya vazife malulu sayılanların çocuklarına öncelik vermek kaydı ile özel okulların öğrenci sayısının %3'den az olmamak üzere ücretsiz şekilde okutmak" ile yükümlü olduğunu, müvekkili davacının 15 Temmuz darbe girişimi günü yaralandığını ve anılan Kanun'un 47 nci maddesi kapsamında harp ve vazife malulu sayıldığını, devlet tarafından kendisi ve yakınlarına birtakım ayrıcalıklardan faydalanma hakkı verildiğini, bu haklardan birinin harp ve vazife malulu kişilerin çocuklarının özel öğretim kurumlarında ücretsiz okutulmasını isteyebilme hakkı olduğunu, buna göre çocukları Şevval, Zeynep ve Numan için davalı okula başvuruda bulunduğunu, anılan madde kapsamında çocukların okulda okudukları 2019-2020, 2020-2021, 2021-2022, 2022-2023 dönemlerinde talebi olmamasına rağmen etüt, yemek, kitap gibi ek hizmetler adı altında ve ilgili mevzuat kapsamı dışında yapılan ödemelerin tamamının iadesi ile okulun K12 sistemi ve Şahin Okulları mobil uygulamasının davacının çocuklarından Mehmet Numan ve Zeynep için 2023/2024 eğitim öğretim yılında ne zaman erişime ve kullanıma açıldığının bilirkişi aracılığı ile tespitini, belirsiz alacak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı, davaya cevap vermemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; ''Harca esas dava değerinin 5.500,00 TL belirtilmesi karşısında dava değerinin ilçe tüketici hakem heyeti görev alanına giren parasal sınırlar içerisinde olduğu, 2023 yılı dava değeri miktarı itibariyle üst sınır olan 66.000,00 TL üzerinde bir değer üzerinden Tüketici Mahkemesinde dava açılabileceği, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (6502 sayılı Kanun) 68 inci maddesinin birinci fıkrasının amir hükmü uyarınca tüketici mahkemesine özgü dava şartı olan dava değerinin yargılamanın her aşamasında dikkate alınıp değerlendirilebileceği, dava miktarının dava şartı olduğu gerekçesiyle davanın usûlden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; davalı okulun müvekkilinden tahsil ettiği tutarların, 2019 yılında 4.000,00 TL olduğu, 2020 yılında alınan ödemeyi henüz tespit edemediğini, o yılda ödeme yapıldığını, 2021 yılında 20.831,00 TL, 2022 yılında 54.522,80 TL, 2023 yılında ise 173.391,00 TL ödeme yapıldığını, dava dilekçesinde bu davayı belirsiz alacak olarak açmasının nedeninin son beş yılda yapılan ödemelere ilişkin davacıya yazılı hiçbir belge verilmemiş olması nedeniyle davalı okul yönetiminin tahsil ettiği ödemelerin hangilerinin ne tutarda yemek bedeli ne tutarda kitap bedeli, ne tutarda hafta sonu zorunlu kurs bedeli, ne tutarda hizmet bedeli adı altında aldığına ilişkin somut yazılı belge vermemiş olması nedeniyle belirsiz alacak davası olarak açıldığını, kısmi davada dava miktarı toplam tespit edilecek alacak miktarına göre belirlenmesi gerekirken Mahkemenin kısmi davada talep edilen kısmi alacak miktarını toplam alacak olarak kabul ederek dava şartı yokluğundan davanın reddedilmesinin usule aykırı olduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava dilekçesinde alacak miktarlarını hangi talep kalemi için toplamda ne miktarda talepte bulunduğuna dair açıklama bulunmadığı belirtilerek davacının talebinin kısmi dava olarak kabulünün mümkün olmadığı, dava dilekçesindeki talep konusu toplam dava değerine göre, dava değeri talep tarihi itibariyle tüketici hakem heyetlerinin zorunlu görev sınırı dâhilinde kaldığından öncelikle tüketici hakem heyetine başvuruda bulunulması gerektiğinden bahisle istinaf başvurusunun reddine kesin olarak karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf sebeplerini tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davalı okulun 5580 sayılı Kanunu'nun 13 üncü maddesi kapsamında davacıdan haksız olarak tahsil ettiği ileri sürülen bedellerin tespiti ile iadesi istemine ilişkindir.2. İlgili Hukuk

1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 106, 107 ve 109 uncu maddeleri.

2. 5580 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi,

3. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 47 nci maddesi,

4. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17.11.2020 tarihli ve 2019/853 E., 2020/907 K. sayılı ilamı.

3. Değerlendirme

1. Tüketici hakem heyetlerinin hangi uyuşmazlıklarda görevli olduğu, 6502 sayılı Kanunu'nun 66 ve devamı maddeleri ile aynı Kanun’un 72 nci ve 84 üncü maddelerine dayanılarak hazırlanan Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.

2. Somut olay değerlendirildiğinde; davacının, davalı eğitim kurumunun 5580 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi uyarınca ücretsiz okutma yükümlülüğü var iken yemek bedeli, kitap bedeli, zorunlu kurs bedeli ve hizmet bedeli adı altında aldığı ücretlerin yasa kapsamı dışında kalan kısımlarının iadesini ve bu bedeller ödenmeden kullanımına izin verilmeyen okul bilgi sisteminin ve mobil uygulamasının erişiminin açılma tarihinin tespitini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davacının tespit talebinin yargı organlarının niteliklerine ve sıfatlarına sahip olmayan tüketici hakem heyetince çözüme kavuşturulması mümkün değildir. Bu anlamda, söz konusu talep tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kalmaktadır.

3. Diğer yandan, davacının yasa gereği ücretsiz okutma yükümlülüğü bulunan davalı eğitim kurumuna ödemek zorunda kaldığı yemek, kitap ve zorunlu kurs bedellerinin iadesi talebi ile belirsiz alacak davası olarak açılmış ve dava dilekçesinde harca esas değeri 5.500,00 TL gösterilmiş ise de dava dilekçesinde 2019 yılında 4.000,00 TL ödeme yapıldığı, 2020 yılında alınan ödemeyi henüz tespit edilemediği ancak o yılda da ödeme yapıldığı, 2021 yılında 20.831,00 TL, 2022 yılında 54.522,80 TL, 2023 yılında ise 173.391,00 TL ödeme yapıldığı ileri sürülerek, ödemelerin haksız yere alındığı iddia edilmiştir.

4. Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Bu açıklamalar ışığında; dava dilekçesi içeriğinden yapılan ödemelerin belirli olduğu, davacı vekilinin dava dilekçesinde yıllar bazında ve her bir çocuk için belirli miktarda ödeme miktarını kesin ve net bir biçimde belirttiği görülmektedir. Somut olay bakımından, davacının dava açarken dava konusu alacakların miktarını belirleyebilmesi için uhdesinde gerekli veri ve bilgilerin bulunduğunu kabul etmek gerekir. Hâl böyle olunca dava konusu edilen alacakların belirsiz alacak olmadığı açıktır.

5. Bu alacakların belirsiz alacak olmadığı kabul edildikten sonra, uyuşmazlık konusu alacakların belirli olduğu hâlde belirsiz alacak davasına konu edilmesi karşısında, davacının bu şekilde dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı ve davanın kısmi dava olarak görülüp sonuçlandırılmasının mümkün olup olmadığı hususu tartışılmalıdır. Bu hususların değerlendirilmesi için kısmi dava, dava şartları, dava dilekçesinde bulunması gereken unsurlar, hukuki yarar, hâkimin davayı aydınlatma ödevi, hâkimin Türk hukukunu resen uygulama ödevi, usul ekonomisi ve mahkemeye erişim hakkı kavramları uygulama alanı bulacaktır.

6. Hal böyle olunca, İlk Derece Mahkemesince; mevcut davanın kısmi dava niteliğinde olduğu ve dava dilekçesinde belirtilen toplam alacak miktarının hakem heyeti görev sınırının üzerinde, tespite ilişkin talebinin ise tüketici hakem heyetinin görev alanı dışında kaldığı, taleplerden birisi yönünden verilecek karar diğerini doğrudan ilgilendirecek nitelikte bulunduğu, bu hususun hukukun öngörülebilir olmasının, usûl ekonomisinin ve davaların makul süre içinde bitirilmesi yükümlülüğünün de gereği olduğu değerlendirilerek, uyuşmazlığın görülmesi ve çözüme kavuşturulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

7. Bozma sebebine göre temyiz eden davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 73 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. İlk Derece Mahkemesi kararının aynı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

3. Bozma nedenine göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.12.2024 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan               Üye                  Üye                        Üye              Üye
Battal Yılmaz       Filiz Pınarcı      Dr. Adem Aslan     Emir Ateş      Muzaffer Gürkanlı

BİLGİ : “Belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyorsa davaya mümkünse kısmi dava olarak devam edilmelidir” şeklindeki Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 17 Kasım 2020 tarihli kararı için bkz.

http://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/belirsiz-alacak-davasinin-kosullari-bulunmuyorsa-davaya-mumkunse-kismi-dava-olarak-devam-edilmelidir