KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

BELİRSİZ ALACAK DAVASININ DAVA DİLEKÇESİNDEKİ TALEBE BAKILARAK ALACAĞIN KESİN NİTELİKTE OLDUĞUNDAN BAHİSLE İSTİNAF BAŞVURUSUNUN USÛLDEN REDDİNE KARAR VERİLEMEZ.

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2023/5121
Karar No      : 2024/3550

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
TARİHİ                                 : 08.09.2023
EK KARAR TARİHİ             : 03.10.2023
SAYISI                                 : 2023/2159 E., 2023/1808 K.

Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun miktar itibariyle reddine kesin olarak karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince 03.10.2023 tarihli ek karar ile temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

Ek karar davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, ek karara yönelik temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Dosya içeriğine göre; davacı vekili tarafından fazlaya ilişkin hak saklı tutularak alacağın bir kısmının dava edildiği, yargılama sürecinde alacağın tamamının belirlenmediği gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın kesinlik sınırının altında kaldığından söz edilemeyecektir. Diğer taraftan Bölge Adliye Mahkemesince verilen ek kararda; alacağın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde hüküm altına alınan kesinlik sınırının altında kaldığı belirtilmesine rağmen, ayrıca aynı maddenin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kararın temyiz edilemeyeceğinin belirtilmiş olması, açık hata niteliğindedir. Bu durumda, temyiz dilekçesinin miktardan reddine ilişkin 03.10.2023 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü

I. DAVA

Davacı vekili; müvekkilinin murisi Osman'ın, tapuda müfrez zeytinlik olarak kayıtlı dava konusu taşınmazları 30.03.2017 tarihli kira sözleşmesi ile beş yıl süreyle davalıya kiraladığını, sözleşmede mahsulün 1/3'ünün kira bedeli olarak mal sahibine ödeneceğinin kararlaştırıldığını, kiraya veren murisin vefatı üzerine miras payı oranında kira alacağının kendisine ödenmesinin davalıya bildirildiğini ancak herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 2020 yılına ilişkin kira bedelinin belirlenerek payına düşen kısım nedeniyle şimdilik 1.000,00 TL'nin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili; davalının kira borcu bulunmadığını, murisin vefatı sonrasında tüm kira bedellerinin murisin eşi adına ödendiğini, kaldı ki sözleşmede beş yıllık toplam kira bedelinin belirlendiğini ve bu bedelin peşin olarak ödendiğinin imza altına alındığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; her ne kadar davalı tarafça kira bedellerinin ödendiği iddia edilerek çelişkili beyanlarda bulunulmuşsa da; yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu, tanık beyanları ve diğer bilgi ve belgelerden, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin niteliği de göz önüne alınarak 2020 yılında zarar edildiği, ifanın mümkün olmayacağı bir durumun söz konusu olduğu, bu nedenle davalı aleyhine karar verilmesinin iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağı, kaldı ki 2020 yılına ilişkin kira bedelinin tespitinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili; Mahkemece talep edilen hususlara bağlı kalınmadan hazırlanan rapora itibar edilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, kira sözleşmesi şartları uyarınca ödenecek bedelin yalnızca toplanan mahsulün 1/3'ü olarak kararlaştırıldığını, davalının kâr edip etmediğinin bir önemi bulunmadığını, dosya kapsamında hiç ürün toplanamadığı yönünde herhangi bir bilgi bulunmadığını, davalı tarafından o döneme ilişkin TARSİM'e herhangi bir müracaatı bulunmadığını, kaldı ki davalı tarafça yapılan ödemelere ilişkin çelişkili beyanların bulunduğunu ileri sürerek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; hükmün verildiği 2023 yılı itibarı ile istinaf kanun yoluna başvurulabilmesi için dava değerinin 17.830,00 TL'yi aşması gerektiği, somut olayda asıl alacağın 1.000,00 TL olduğu, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulsa da zararın kesinlik miktarının üzerinde olduğuna ilişkin hiçbir delilin dosyada bulunmadığı, buna göre belirlenen dava değeri 17.830,00 TL'lik istinaf sınırının altında kaldığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 341/2 nci maddesi uyarınca kararın verildiği anda kesin olduğu ve istinaf kanun yoluna başvurulamayacağı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili; istinaf dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak, kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, miras payına isabet eden kira alacağının tahsili istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 107 nci maddesi.

3. Değerlendirme

1. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Kanun ile mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nda (1086 sayılı Kanun) yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası kabul edilmiştir.

2. Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyla uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hali, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkansızlığa dayanmalıdır.

3. Somut olayda; dava dilekçesinde dava değeri 1.000,00 TL olarak belirtilerek belirsiz alacak niteliğindeki alacağın tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL kira alacağının tahsilinin talep edilmiş olduğu ve İlk Derece Mahkemesince alacağın tespit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince dava dilekçesindeki talebe bakılarak, talep edilen alacak miktarının kesin nitelikte olduğundan bahisle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi hak arama özgürlüğünü kısıtlayacağı gibi yukarıda açıklanan belirsiz alacak davasının özüne de aykırı olacaktır.

4. O halde Bölge Adliye Mahkemesince, davacının talebinin belirsiz alacak niteliğinde olduğu dikkate alınarak, istinaf başvurusu esastan incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde başvurunun usulden reddine karar verilmesi doğru değildir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, Bölge Adliye Mahkemesinin temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 03.10.2023 tarihli ek kararının KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi uyarınca davacı yararına BOZULMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.11.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan              Üye                  Üye              Üye                           Üye
Battal Yılmaz      Filiz Pınarcı      Emir Ateş     Muzaffer Gürkanlı     İsmail Ulukul

BİLGİ : “Belirsiz alacak davasında tümden red kararı verilmesi durumunda karar davacı yönünden kesin olamaz” şeklindeki Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 09 Ocak 2017 tarihli ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 22 Haziran 2020 tarihli ve yine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 11 Mart 2021 tarihli kararı için bkz.

https://karamercanhukuk.com/yargitay-karari/belirsiz-alacak-davasi-tumden-red-kesin-karar-olamaz