YALNIZCA DAVALI ÜÇÜNCÜ KİŞİ HAKKINDA TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ GEREKİRKEN, BORÇLU KONUMUNDA OLAN VE TAKİP YAPILAN DAVALI HAKKINDA DA TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/2597
Karar No : 2024/10238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13.07.2023
SAYISI : 2023/229 E., 2023/376 K.
Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen karar hakkında yeniden yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının tekrar bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Sinan Y. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlu davalı Sinan hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırma amacı ile taşınmazını diğer davalı kardeşi Perihan'a devrettiğini belirterek bu devre ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Perihan vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu taşınmazı 06.05.2009 tarihinde satın aldığını daha sonra 26.05.2010 tarihinde dava dışı Sebahattin Demir'e sattığını, rayiç bedel üzerinden alım satımın yapıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
2. Davalı Sinan Y. cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.11.2014 tarihli ve 2014/251 Esas, 2014/525 Karar sayılı kararı ile; dava dayanağı takibin 18.05.2010 tarihinde başladığı, iptali istenilen tasarrufun ise bu tarihten önce 06.05.2009 tarihinde gerçekleştiği ve davalı Perihan'ın taşınmazı 26.05.2009 tarihinde dava dışı şahsa sattığı, bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 14.11.2017 tarihli ve 2015/9261 Esas, 2017/10479 Karar sayılı ilamı ile;
"... Somut olayda, takip konusu borç kaynağı 2000 tarihli kredi kartı sözleşmesi ve 2004 yılından başlayan kredi sözleşmelerinden doğmaktadır. Tasarruf ise bu tarihten yani borcun doğumundan sonra 06.05.2009 tarihinde yapılmıştır. Takip dosyasından borçlu adresinde 05.04.2011 tarihinde haciz yapıldığı ve aciz halinde olduğu sabit olmuştur. Yasanın 278/III-1. maddesine göre karı ve koca, usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar bağışlama hükmünde olup ve iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeden iptale tabidir. 280/1 ve 2. maddelerinde de malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdıyla yaptığı bütün işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının sair tarafça bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği, 3.şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısmı ise borçlunun durumunu ve amacını bildiği kabul edilir.Davalı borçlu Sinan ile davalı Perihan kardeş olduğundan yapılan tasarruf iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeksizin bağışlama hükmünde olup iptale tabidir. Yine Kanunun 280/1 ve 2. maddeleri gereğince de taşınmazı satın alan ve borçlunun kardeşi olduğundan 3. kişi, davalının (borçlunun) durumunu ve amacını bilebilecek kişilerdendir.
Dava konusu taşınmaz üçüncü kişi tarafından dava dışı Sebahattin Demir isimli şahsa satıldığından, davacı alacaklının davayı İİK'nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği yada anılan şahsın da davaya dahil edilip tasarrufun iptalini isteyip istemediği açıklığa kavuşturulduktan sonra karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 31.03.2021 tarihli ve 2019/97 Esas, 2021/193 Karar sayılı kararı ile; davalılardan Sinan Y. ile davalı Perihan Y.'ın kardeş oldukları, buna göre davalı Perihan'ın davalı-borçlu Sinan Y.'ın mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu, davacının dava konusu taşınmazın devrolunması nedeniyle seçimlik hakkını bedele dönüştürdüğü gerekçesiyle taşınmazın devir tarihindeki değeri olan 120.000,00 TL'nin Ankara 6. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8817 sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
C. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Sinan Y. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.02.2022 tarihli ve 2021/20797 Esas, 2022/2386 Karar sayılı ilamı ile;
"... Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak ile iptali talep edilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değere göre belirlenir. Somut olayda; davacının davalı borçlu hakkında yaptığı icra takibinde kesinleşen alacağı 144.450,00 TL, dava konusu taşınmazın davalı 3. kişi Perihan Y.’ın elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri 120.000,00 TL olup, davacının dava değerini 50.000,00 TL üzerinden gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dava değeri daha düşük olan 120.000,00 TL olduğundan mahkemece bu değer üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28-a maddesine göre nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü peşin nispi harç tamamlatılmadan, yargılamaya devam edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş ve bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir." gerekçesi ile karar tekrar bozularak dosya kararı veren mahkemeye gönderilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılardan Sinan Y. ile diğer davalı Perihan Y.'ın kardeş oldukları ve davalı-borçlu Sinan Y.'ın mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu, davacının dava konusu taşınmazın devrolunması nedeniyle seçimlik hakkını bedele dönüştürdüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazın devir tarihindeki değeri olan 120.000,00 TL'nin Ankara 6. icra müdürlüğünün 2010/8817 sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Sinan Y. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Sinan Y. vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafından dava dilekçesi ile 50.000,00 TL bedel talep edilmiş olup davaya ilişkin herhangi bir ıslah dilekçesi sunulmadan ve ıslaha ilişkin harç yatırılmadan Yerel Mahkemece taşınmazın devir tarihindeki değeri olarak kabul edilen 120.000,00 TL üzerinden verilen kararın yanlış olduğunu, davacının Yargıtay ilamına karşı beyanda bulunduğu dilekçelerin ıslah niteliğinde olmadığını, davacı tarafından ıslah harcının da yatırılmadığını, bilirkişi raporunda taşınmazın değeri hesaplanırken, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin dikkate alınmadığını, gayrimenkul üzerinde hiç ipotek yokmuş gibi hesaplama yapıldığını, dava konusu dairenin müvekkili tarafından satılmamış olsa idi, ipotek alacaklısı tarafından satışa çıkarılıp satış bedelinden, önce ipotek alacaklarının karşılanacağını ve geri kalan bedelin de davacı alacaklıya ödeneceğini, kredi sözleşmelerinde borcun doğum tarihinin, sözleşmelerin imza tarihi olmayıp hesabın banka tarafından kat edilerek ihtarname gönderilmesi üzerine ihtarnamenin tebliğ edildiği tarih olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın Perihan Y.'a devri esnasında mal kaçırma amacının olmadığını, taşınmazın satış yapıldığı tarihte ve daha öncesinde, Şekerbank T.A.Ş. tarafından, 195.000,00 TL karşılığı ipotekli olduğunu, bankaya olan ipotekten kaynaklı kredi borcunun, dava konusu satış esnasında da devam ettiğini, ipotekli ve borcu bulunan bir taşınmazın müvekkili tarafından mal kaçırmak amacıyla devredilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın temiz ve borçsuz bir gayrimenkul olmadığı için kaçırılabilecek nitelikte bir mal olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK' 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Sinan Y. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahsın tasarrufa konu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir.
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 14.11.2017 tarihli ve 2015/9261 Esas, 2017/10479 Karar sayılı bozma ilamında da; İİK'nun 280/1 ve 2. maddeleri gereğince taşınmazı satın alan 3. kişi borçlunun kardeşi olduğundan 3. kişinin, davalının (borçlunun) durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu belirtilmiş olup, mahkemece yalnızca davalı 3. kişi olan Perihan Y. hakkında tazminata hükmedilmesi gerekirken, zaten borçlu konumunda olan ve hakkında takip yapılan davalı Sinan Y. hakkında da tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Sinan Y. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Sinan Y. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 1 numaralı bendinde yer alan "davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine" ibarelerinin çıkarılarak yerine "davalı Perihan Y.'dan tahsili ile davacıya ödenmesine" ibarelerinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Sinan Y.'a iadesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Kadri Özerdoğan Ali Çolak Hüseyin Tuztaş Ömer Faruk Aydıner Mehmet Arı
YALNIZCA DAVALI ÜÇÜNCÜ KİŞİ HAKKINDA TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ GEREKİRKEN, BORÇLU KONUMUNDA OLAN VE TAKİP YAPILAN DAVALI HAKKINDA DA TAZMİNATA HÜKMEDİLMESİ DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.
T.C.
YARGITAY
4. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/2597
Karar No : 2024/10238
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 13.07.2023
SAYISI : 2023/229 E., 2023/376 K.
Taraflar arasında görülen tasarrufun iptali davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesince Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda verilen karar hakkında yeniden yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairemizce Mahkeme kararının tekrar bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı Sinan Y. vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; borçlu davalı Sinan hakkında takip başlatıldığını, borçlunun alacağı karşılayacak mal varlığı bulunmadığını, ancak alacaklılardan mal kaçırma amacı ile taşınmazını diğer davalı kardeşi Perihan'a devrettiğini belirterek bu devre ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı Perihan vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu taşınmazı 06.05.2009 tarihinde satın aldığını daha sonra 26.05.2010 tarihinde dava dışı Sebahattin Demir'e sattığını, rayiç bedel üzerinden alım satımın yapıldığını belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
2. Davalı Sinan Y. cevap dilekçesinde; davanın hak düşürücü süreden sonra açıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 19.11.2014 tarihli ve 2014/251 Esas, 2014/525 Karar sayılı kararı ile; dava dayanağı takibin 18.05.2010 tarihinde başladığı, iptali istenilen tasarrufun ise bu tarihten önce 06.05.2009 tarihinde gerçekleştiği ve davalı Perihan'ın taşınmazı 26.05.2009 tarihinde dava dışı şahsa sattığı, bu nedenle davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 14.11.2017 tarihli ve 2015/9261 Esas, 2017/10479 Karar sayılı ilamı ile;
"... Somut olayda, takip konusu borç kaynağı 2000 tarihli kredi kartı sözleşmesi ve 2004 yılından başlayan kredi sözleşmelerinden doğmaktadır. Tasarruf ise bu tarihten yani borcun doğumundan sonra 06.05.2009 tarihinde yapılmıştır. Takip dosyasından borçlu adresinde 05.04.2011 tarihinde haciz yapıldığı ve aciz halinde olduğu sabit olmuştur. Yasanın 278/III-1. maddesine göre karı ve koca, usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar bağışlama hükmünde olup ve iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeden iptale tabidir. 280/1 ve 2. maddelerinde de malvarlığı borçlarına yetmeyen borçlunun alacaklılarına zarar verme kasdıyla yaptığı bütün işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının sair tarafça bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebileceği, 3.şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar kan ve sıhri hısmı ise borçlunun durumunu ve amacını bildiği kabul edilir.Davalı borçlu Sinan ile davalı Perihan kardeş olduğundan yapılan tasarruf iyiniyet ve bedel farkı gözetilmeksizin bağışlama hükmünde olup iptale tabidir. Yine Kanunun 280/1 ve 2. maddeleri gereğince de taşınmazı satın alan ve borçlunun kardeşi olduğundan 3. kişi, davalının (borçlunun) durumunu ve amacını bilebilecek kişilerdendir.
Dava konusu taşınmaz üçüncü kişi tarafından dava dışı Sebahattin Demir isimli şahsa satıldığından, davacı alacaklının davayı İİK'nun 283/2 maddesi gereğince bedele dönüştürüp dönüştürmeyeceği yada anılan şahsın da davaya dahil edilip tasarrufun iptalini isteyip istemediği açıklığa kavuşturulduktan sonra karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır." gerekçesi ile karar bozularak dosya kararı veren Mahkemeye gönderilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 31.03.2021 tarihli ve 2019/97 Esas, 2021/193 Karar sayılı kararı ile; davalılardan Sinan Y. ile davalı Perihan Y.'ın kardeş oldukları, buna göre davalı Perihan'ın davalı-borçlu Sinan Y.'ın mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu, davacının dava konusu taşınmazın devrolunması nedeniyle seçimlik hakkını bedele dönüştürdüğü gerekçesiyle taşınmazın devir tarihindeki değeri olan 120.000,00 TL'nin Ankara 6. İcra Müdürlüğü'nün 2010/8817 sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
C. Bozma Kararı
1. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Sinan Y. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 14.02.2022 tarihli ve 2021/20797 Esas, 2022/2386 Karar sayılı ilamı ile;
"... Tasarrufun iptali davalarında dava değeri takip konusu alacak ile iptali talep edilen tasarruf konusu şeyin değerinden hangisi az ise o değere göre belirlenir. Somut olayda; davacının davalı borçlu hakkında yaptığı icra takibinde kesinleşen alacağı 144.450,00 TL, dava konusu taşınmazın davalı 3. kişi Perihan Y.’ın elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri 120.000,00 TL olup, davacının dava değerini 50.000,00 TL üzerinden gösterdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dava değeri daha düşük olan 120.000,00 TL olduğundan mahkemece bu değer üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 28-a maddesine göre nispi karar ve ilam harcının 1/4'ü peşin nispi harç tamamlatılmadan, yargılamaya devam edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş ve bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları incelenmemiştir." gerekçesi ile karar tekrar bozularak dosya kararı veren mahkemeye gönderilmiştir.
D. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalılardan Sinan Y. ile diğer davalı Perihan Y.'ın kardeş oldukları ve davalı-borçlu Sinan Y.'ın mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen veya bilmesi gereken kişilerden olduğu, davacının dava konusu taşınmazın devrolunması nedeniyle seçimlik hakkını bedele dönüştürdüğü gerekçesiyle davanın kabulü ile taşınmazın devir tarihindeki değeri olan 120.000,00 TL'nin Ankara 6. icra müdürlüğünün 2010/8817 sayılı dosyasındaki alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı Sinan Y. vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı Sinan Y. vekili temyiz dilekçesinde; davacı tarafından dava dilekçesi ile 50.000,00 TL bedel talep edilmiş olup davaya ilişkin herhangi bir ıslah dilekçesi sunulmadan ve ıslaha ilişkin harç yatırılmadan Yerel Mahkemece taşınmazın devir tarihindeki değeri olarak kabul edilen 120.000,00 TL üzerinden verilen kararın yanlış olduğunu, davacının Yargıtay ilamına karşı beyanda bulunduğu dilekçelerin ıslah niteliğinde olmadığını, davacı tarafından ıslah harcının da yatırılmadığını, bilirkişi raporunda taşınmazın değeri hesaplanırken, taşınmaz üzerindeki ipotek bedelinin dikkate alınmadığını, gayrimenkul üzerinde hiç ipotek yokmuş gibi hesaplama yapıldığını, dava konusu dairenin müvekkili tarafından satılmamış olsa idi, ipotek alacaklısı tarafından satışa çıkarılıp satış bedelinden, önce ipotek alacaklarının karşılanacağını ve geri kalan bedelin de davacı alacaklıya ödeneceğini, kredi sözleşmelerinde borcun doğum tarihinin, sözleşmelerin imza tarihi olmayıp hesabın banka tarafından kat edilerek ihtarname gönderilmesi üzerine ihtarnamenin tebliğ edildiği tarih olması gerektiğini, dava konusu taşınmazın Perihan Y.'a devri esnasında mal kaçırma amacının olmadığını, taşınmazın satış yapıldığı tarihte ve daha öncesinde, Şekerbank T.A.Ş. tarafından, 195.000,00 TL karşılığı ipotekli olduğunu, bankaya olan ipotekten kaynaklı kredi borcunun, dava konusu satış esnasında da devam ettiğini, ipotekli ve borcu bulunan bir taşınmazın müvekkili tarafından mal kaçırmak amacıyla devredilmesinin mümkün olmadığını, taşınmazın temiz ve borçsuz bir gayrimenkul olmadığı için kaçırılabilecek nitelikte bir mal olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, İİK' 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 277 ve devamı maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen mahkeme kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesine hukukça imkân bulunmadığı anlaşılmakla; davalı Sinan Y. vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. İptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahsın tasarrufa konu malı elinden çıkardığı tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmesi gerekir.
Hükmüne uyulan Yargıtay (Kapatılan) 17. Hukuk Dairesinin 14.11.2017 tarihli ve 2015/9261 Esas, 2017/10479 Karar sayılı bozma ilamında da; İİK'nun 280/1 ve 2. maddeleri gereğince taşınmazı satın alan 3. kişi borçlunun kardeşi olduğundan 3. kişinin, davalının (borçlunun) durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olduğu belirtilmiş olup, mahkemece yalnızca davalı 3. kişi olan Perihan Y. hakkında tazminata hükmedilmesi gerekirken, zaten borçlu konumunda olan ve hakkında takip yapılan davalı Sinan Y. hakkında da tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın 370/2. maddesi gereğince düzeltilerek onanması gerekmiştir.
VI. KARAR
1. Değerlendirme bölümünün (1) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Sinan Y. vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Değerlendirme bölümünün (2) numaralı bendinde açıklanan sebeplerle davalı Sinan Y. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının 1 numaralı bendinde yer alan "davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine" ibarelerinin çıkarılarak yerine "davalı Perihan Y.'dan tahsili ile davacıya ödenmesine" ibarelerinin yazılmasına ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA;
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Sinan Y.'a iadesine,
Dosyanın mahkemeye gönderilmesine,
04.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Kadri Özerdoğan Ali Çolak Hüseyin Tuztaş Ömer Faruk Aydıner Mehmet Arı

