HÜKMÜ VEREN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ BOZULMASINDAN SONRA TAHKİKATA İLİŞKİN BİR İŞLEM YAPMASI HÂLİNDE TAHKİKAT SONA ERİNCEYE KADAR DA ISLAH YAPILABİLİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/10310
Karar No : 2025/6377
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1140 E., 2024/1152 K.
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili tarafından ıslah talebinin reddi, maddî tazminat ve iştirak nafakası miktarı ile kişisel ilişki yönünden; davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, iştirak nafakası, velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Davacı kadın tarafından, davalı erkeğe karşı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine hükmedilmiştir. Tarafların kararı istinaf etmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir. Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddi tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararı sonrasında yapılan duruşmada Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ardından davacı kadın vekili nafaka ve maddî tazminat miktarı yönünden davayı ıslah etmek için süre talep etmiş, Mahkemece davacı vekilinin ıslah için süre talebinin reddine karar verilmiş sonrasında hüküm kurulmuştur.
Islah kurumu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176’ncı ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Islah, davacı veya davalının, iddianın ve savunmanın değiştirilmesi yasağı kapsamındaki usul işlemlerini, karşı tarafın iznine ve hâkimin onayına bağlı olmaksızın belli kurallar çerçevesinde bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmesini sağlayan bir usul hukuku kurumudur. Islahın zamanı ve şekli, 6100 sayılı Kanun'un 177 inci maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddenin birinci bendinde "Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir." hükmü yer almakta olup Yargıtay'ın 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı, yine 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları gereği uygulama bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı ve bozma sonrası ıslah taleplerinin reddi gerektiği şeklinde gerçekleşmiştir. Bununla birlikte 6100 sayılı Kanun'un 177 inci maddesinde yer alan ıslahın zamanı hususunda 22.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 18 inci maddesi ile açıklayıcı bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre; birinci fıkradan sonra gelmek üzere ikinci fıkra olarak "Yargıtayın bozma kararından veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya İlk Derece Mahkemesine gönderildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz." hükmü getirilmiştir. Böylelikle kanunda öngörülen şartları sağladığı takdirde Yargıtay bozma kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi gönderme kararından sonra da ıslah yapılabilmesi mümkün kılınmıştır.
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; davacı vekilinin ıslah için süre talebinin reddine karar verilmiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 176 ve devamı maddelerine göre, bozma sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak yapılan yargılamanın istinaf incelemesi niteliğinden olmadığı, bozmaya uyularak tahkikata devam edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre taraflarca ıslah talebinde bulunulması mümkündür. Hal böyle iken Mahkemece, davacı vekiline maddi tazminat ve iştirak nafakası yönünden ıslah dilekçesi sunmak için süre verilmesi, verilen süre içinde ıslah dilekçesi sunulması halinde ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi sonrasında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ıslah için süre talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M. Kasım Çetin Sedat Demirtaş Harun Can Erdem Şimşek Hatıran Alper
HÜKMÜ VEREN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARININ BOZULMASINDAN SONRA TAHKİKATA İLİŞKİN BİR İŞLEM YAPMASI HÂLİNDE TAHKİKAT SONA ERİNCEYE KADAR DA ISLAH YAPILABİLİR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/10310
Karar No : 2025/6377
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2024/1140 E., 2024/1152 K.
Taraflar arasında görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında bozma sonrasında yapılan yargılama sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın vekili tarafından ıslah talebinin reddi, maddî tazminat ve iştirak nafakası miktarı ile kişisel ilişki yönünden; davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat, iştirak nafakası, velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Davacı kadın tarafından, davalı erkeğe karşı açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine hükmedilmiştir. Tarafların kararı istinaf etmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir. Kararın taraflarca temyiz edilmesi üzerine Dairemizce erkeğin tüm, kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen maddi tazminatın miktarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararı sonrasında yapılan duruşmada Mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ardından davacı kadın vekili nafaka ve maddî tazminat miktarı yönünden davayı ıslah etmek için süre talep etmiş, Mahkemece davacı vekilinin ıslah için süre talebinin reddine karar verilmiş sonrasında hüküm kurulmuştur.
Islah kurumu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 176’ncı ve devamı maddelerinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Islah, davacı veya davalının, iddianın ve savunmanın değiştirilmesi yasağı kapsamındaki usul işlemlerini, karşı tarafın iznine ve hâkimin onayına bağlı olmaksızın belli kurallar çerçevesinde bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmesini sağlayan bir usul hukuku kurumudur. Islahın zamanı ve şekli, 6100 sayılı Kanun'un 177 inci maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddenin birinci bendinde "Islah, tahkikatın sona ermesine kadar yapılabilir." hükmü yer almakta olup Yargıtay'ın 04.02.1948 tarihli ve 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı, yine 06.05.2016 tarihli ve 2015/1 Esas, 2016/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları gereği uygulama bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı ve bozma sonrası ıslah taleplerinin reddi gerektiği şeklinde gerçekleşmiştir. Bununla birlikte 6100 sayılı Kanun'un 177 inci maddesinde yer alan ıslahın zamanı hususunda 22.07.2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 18 inci maddesi ile açıklayıcı bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre; birinci fıkradan sonra gelmek üzere ikinci fıkra olarak "Yargıtayın bozma kararından veya Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya İlk Derece Mahkemesine gönderildiğinde, İlk Derece Mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz." hükmü getirilmiştir. Böylelikle kanunda öngörülen şartları sağladığı takdirde Yargıtay bozma kararı ve Bölge Adliye Mahkemesi gönderme kararından sonra da ıslah yapılabilmesi mümkün kılınmıştır.
Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesi tarafından; davacı vekilinin ıslah için süre talebinin reddine karar verilmiş ise de 6100 sayılı Kanun'un 176 ve devamı maddelerine göre, bozma sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince duruşma açılarak yapılan yargılamanın istinaf incelemesi niteliğinden olmadığı, bozmaya uyularak tahkikata devam edilmiş olduğunun anlaşılmasına göre taraflarca ıslah talebinde bulunulması mümkündür. Hal böyle iken Mahkemece, davacı vekiline maddi tazminat ve iştirak nafakası yönünden ıslah dilekçesi sunmak için süre verilmesi, verilen süre içinde ıslah dilekçesi sunulması halinde ıslah dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi sonrasında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle ıslah için süre talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.06.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
M. Kasım Çetin Sedat Demirtaş Harun Can Erdem Şimşek Hatıran Alper

