KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde yayınlanan tüm içerik telif yasaları ve Türk Patent Enstitüsü kapsamında koruma altındadır. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın kullanımından doğabilecek zararlar için KARAMERCAN HUKUK Bürosu hiçbir sorumluluk kabul etmez. www.karamercanhukuk.com/blog_yargitay.php internet adresinde paylaşılan Yargıtay Kararları’nın link verilmeden bir başka anlatımla www.karamercanhukuk.com internet adresinden alındığı belirtilmeksizin kopyalanması, paylaşılması ve kullanılması YASAKTIR. KARAMERCAN HUKUK Bürosu internet sitesini ziyaret etmekle, yukarıda belirtilen kullanım şartlarını kabul etmiş sayılırsınız.
Yazdır

ERKEĞİN GERÇEKLEŞEN GÜVEN SARSICI DAVRANIŞLARI KARŞISINDA KADINA KISKANÇ DAVRANIŞLARDA BULUNMA VAKIASI KUSUR OLARAK YÜKLENEMEZ.

T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ

Esas No       : 2024/5164
Karar No      : 2025/2609

T Ü R K  M İ L L E T İ  A D I N A

Y A R G I T A Y   İ L  M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ                       : 
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI                                 : 2022/826 E., 2024/320 K.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı -davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakaların miktarı ve maddî, manevî tazminat talebinin reddi yönünden; davalı -davacı erkek vekili tarafından ise kişisel ilişki süresinin yetersiz olması ve bankaya gönderilen para ile ilgili hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

Taraflarca karşılıklı açılan boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiş, karara karşı taraflarca aleyhe olan yönlerden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesince yeniden yapılan kusur belirlemesi ile boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulüne, tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca yukarıda sınırlandırıldığı şekilde temyiz edilmiştir.

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı -davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Bölge Adliye Mahkemesince, her ne kadar evlilik birliğini sona erdiren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle hüküm verilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan deliller ile birlikte taraf beyanlarından erkeğin yabancı kadınlarla mesajlaşmalarının "güven sarsıcı davranış" olarak değerlendirilmesi ve erkeğe bu vakıanın kusur olarak yüklenmesi gerekmektedir. Bu durumda erkeğin gerçekleşen güven sarsıcı davranışları karşısında kadına "kıskanç davranışlarda bulunma" vakıası kusur olarak yüklenemeyeceği gibi kadına kusur olarak yüklenen bu vakıaya yönelik dinlenen tanık ifadelerinin sebep ve saiki belli olmayan, soyut beyan ve izahlardan ibaret olduğu da değerlendirildiğinde kadına "kıskanç davranışlarda bulunma" vakıası kusur olarak yüklenemeyecektir. Buna göre belirlenen ve gerçekleşen kusur durumuna göre evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken hatalı değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3. Yukarıda (2) numaralı paragrafta açıklandığı üzere; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı -davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşullarının gerçekleştiği anlaşılmıştır. O halde Mahkemece tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusurun ağırlğı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken hatalı kusur belirlemesi sonucu yazılı şekilde isteğin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve reddedilen maddi ve manevi tazminat talebi yönünden davacı -davalı kadın yararına BOZULMASINA,

2. Davalı -davacı erkek vekilinin tüm, davacı -davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Muhammed Vahit'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Aslı'ya iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.03.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Başkan                   Üye                       Üye                   Üye                     Üye
M. Kasım Çetin       Sedat Demirtaş     Sevil Kartal       Erdem Şimşek     Şaban Kazdal