DAVA SEBEBİNİN ISLAH EDİLDİĞİ TARİH İTİBARİYLE ZİNA DAVASI AÇABİLMEK İÇİN KANUN'UN ÖNGÖRDÜĞÜ HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN GEÇTİĞİ ANLAŞILMIŞTIR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/3505
Karar No : 2025/5
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/318 E., 2023/1725 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı kadın vekili tarafından; kusur tespiti, erkeğin zinaya dayalı davasının ve ferilerinin kabulü ile reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı- davacı erkek vekili tarafından ise; kusur tespiti, kadının davasının kabulü, 4721 sayılı TMK'nun 236/2 maddesi gereğince kadının katılma alacağından mahrum bırakılması talepleri hakkında karar verilmemesi ile manevi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Asıl dava, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır. Karşı dava ise erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası iken 30.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı dava zina hukuki sebebine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasına dönüşmüştür. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda her iki davanın kabulü ile tarafların asıl davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak, karşı davada ise zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddi ile erkek lehine manevi tazminata karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvuruları ayrı ayrı esastan reddedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı yukarıda gösterildiği şekilde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
4721 sayılı kanunun 161 inci maddesi "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." düzenlemesini içermektedir. Zina nedenine dayalı boşanma davalarında altı aylık hak düşürücü süre, temadi eden (sürüp giden) eylemlerde son eylemin bittiği tarihten itibaren başlar.
Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesi'nce her ne kadar kadının, komşuları olan Devrim G. isimli kişinin evine sık sık gittiği, orada içki masası kurduğu, geç saatte evine geldiği, "onun gibi bir kocası olmasını istediği" şeklinde sözler söylediği, dışarıda bu kişiyle görüşmesine rağmen eşinden bu durumu sakladığı, Devrim G. isimli kişi ile yatakta üstleri açık şekilde fotoğrafının olduğu, bu suretle kadının zina eylemini gerçekleştirdiği gerekçesi ile erkeğin zina hukuki nedenine dayalı davasının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin tanıklarının 2014 yılındaki olayları anlattıkları, erkeğin davasını zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası olarak ıslah ettiği tarih dikkate alındığında kadının devamlılık arzedecek şekilde başkası ile cinsel ilişkiye girdiğinin dosya kapsamından kanıtlanamadığı, bu durumda dava sebebinin ıslah edildiği tarih itibariyle zina davası açabilmek için Kanun'un öngördüğü hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla, erkeğin zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu durumda erkeğin terditli talebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası yönünden tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir hüküm kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre kadının davası hakkında da yeniden hüküm kurulması gerekli hâle geldiğinden taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir suretinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Seydi Kahveci Sevil Kartal Erdem Şimşek Şaban Kazdal
DAVA SEBEBİNİN ISLAH EDİLDİĞİ TARİH İTİBARİYLE ZİNA DAVASI AÇABİLMEK İÇİN KANUN'UN ÖNGÖRDÜĞÜ HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRENİN GEÇTİĞİ ANLAŞILMIŞTIR.
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2024/3505
Karar No : 2025/5
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
Y A R G I T A Y İ L Â M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/318 E., 2023/1725 K.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı- davalı kadın vekili tarafından; kusur tespiti, erkeğin zinaya dayalı davasının ve ferilerinin kabulü ile reddedilen tazminat talepleri yönünden; davalı- davacı erkek vekili tarafından ise; kusur tespiti, kadının davasının kabulü, 4721 sayılı TMK'nun 236/2 maddesi gereğince kadının katılma alacağından mahrum bırakılması talepleri hakkında karar verilmemesi ile manevi tazminat miktarı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
Asıl dava, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma davasıdır. Karşı dava ise erkek tarafından açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası iken 30.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile karşı dava zina hukuki sebebine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasına dönüşmüştür. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda her iki davanın kabulü ile tarafların asıl davada evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak, karşı davada ise zina hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına, kadının tazminat taleplerinin reddi ile erkek lehine manevi tazminata karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvuruları ayrı ayrı esastan reddedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı yukarıda gösterildiği şekilde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
4721 sayılı kanunun 161 inci maddesi "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." düzenlemesini içermektedir. Zina nedenine dayalı boşanma davalarında altı aylık hak düşürücü süre, temadi eden (sürüp giden) eylemlerde son eylemin bittiği tarihten itibaren başlar.
Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesi'nce her ne kadar kadının, komşuları olan Devrim G. isimli kişinin evine sık sık gittiği, orada içki masası kurduğu, geç saatte evine geldiği, "onun gibi bir kocası olmasını istediği" şeklinde sözler söylediği, dışarıda bu kişiyle görüşmesine rağmen eşinden bu durumu sakladığı, Devrim G. isimli kişi ile yatakta üstleri açık şekilde fotoğrafının olduğu, bu suretle kadının zina eylemini gerçekleştirdiği gerekçesi ile erkeğin zina hukuki nedenine dayalı davasının kabulüne karar verilmiş ise de yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı erkeğin tanıklarının 2014 yılındaki olayları anlattıkları, erkeğin davasını zina hukuki sebebine dayalı boşanma davası olarak ıslah ettiği tarih dikkate alındığında kadının devamlılık arzedecek şekilde başkası ile cinsel ilişkiye girdiğinin dosya kapsamından kanıtlanamadığı, bu durumda dava sebebinin ıslah edildiği tarih itibariyle zina davası açabilmek için Kanun'un öngördüğü hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakla, erkeğin zina hukuki nedenine dayalı boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Bu durumda erkeğin terditli talebi olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası yönünden tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca bir hüküm kurulmak üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma nedenine göre kadının davası hakkında da yeniden hüküm kurulması gerekli hâle geldiğinden taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir suretinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.01.2025 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye
Mehmet Kasım Çetin Seydi Kahveci Sevil Kartal Erdem Şimşek Şaban Kazdal

